ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uçurumdan düşen adam ve aşırı sakin arkadaş grubu
-
şöyle bir kesit çıkardım ve screenshotlarını aldım ama iş yerinde imgur çalışmadığı için screenshotları daha sonra editle eklerim. sadece caps alırken bile gülmekten terledim amk.
eğik atış kesiti için: http://oi62.tinypic.com/2d1mnwk.jpg
yurtiçi kargo'nun müşterilerini evde bulamaması
-
alışıldık bir durum. şu sıralar işyerinde bulamamalarına da alışmaya çalışıyorum. güvenlik görevlimiz, kuryeyi üst kata yönlendirip diğer ziyaretçilerle ilgilenmeye başlamış. kurye kaşla göz arasında "alıcı adreste bulunamadı" etiketini yapıştırıvermiş bankoya. bereket ki güvenlik görevlisinin alnına yapıştırmamış.
robert frost
-
robert frost zekası:
ikinci dünya savaşından sonra ezra pound faşistlerle işbirliği yaptığından tutuklanmış, önce cezaevine sonra da akıl hastanesine kapatılmıştı. abd'li sanatçılar pound'un salıverilmesi için kampanya başlattılar. başsavcıyla görüşmesi için robert frost'u washington' gönderdiler. bir süre sonra da pound serbest bırakıldı.
arkadaşları "ne dedin de serbest kalmasını sağladın diye sorarlar frost'a.
"ne diyeceğim?" diye güler frost. "içerideyken herkesin onunla ilgilendiğini söyledim. bırakırsanız gündemden düşer, kimse yüzüne bile bakmaz, unutulur gider." dedim.
yeni dönem türk indie gruplar için isim önerileri
-
büyük ev ablukada, son feci bisiklet, yüzyüzeyken konuşuruz ve benzeri gruplardan sonra enteresan isim sıkıntısı çeken yeni indie gruplarımız için açılmasını elzem bulduğum başlık. maksat vatana millete hizmet olsun, gençlerin önü açılsın.
günün isim önerileri:
olmadı onu öyle yapalım
tavuk ye
biberona oturak
acayip sevimli yorgan mafyası
kerbela disko
g.ö.t.
bükük tasolarını
tam orası
mervelerdeyiz
son peygamber sosis köpek
muhtelif günlerde güncellenecektir.
ayakkabı numarası çarpı kilo bölü boy
-
sonucunda 37.19125683060109 gibi bir sayı elde ettiğim işlem. lan desene fermuarı açsam burdan karşı komşumun camını tıklatırım..
geleneksel 2.yıl editi: efendim olmuş 39,34426229508197, giderek büyüyor durduramıyoruz...
migros'un müşterisiyle dalga geçen tweet'i
-
(bkz: az bilinen efsane duyarlar)
ekşi sözlük'te her altı erkeğe bir kız düşmesi
-
daha ne istiyonuz lan diye isyan ettiren hesap.
inci'de 10 erkeğe 1 pixel kız düşüyor..
türk dizilerinin yurt dışında tutulması
-
boyle bir gercek var. 4 farkli ulkede bulundum ve hepsinde en az 1 turk dizisini biliyorlar. ulkelerden ikisi asya biri avrupa biri afrika. bizim dizilerimize buyuk yatirimlar yapiliyor, cekim kalitesi vs ust seviyede. ama bunlarin disinda en onemli konu suresinin bizde oldugu gibi 2.5 saat olmamasi. dizilerimiz yurtdisina satilirken bolumler 45-50 dakikalik hale getirilip satiliyor. dolayisiyla da izleniyor. bizim yapimcilar ayni seyi turkiye de uygulayabilseler belki de kaybedilen seyirciyi geri kazanacaklar. ama bizde her sey reklam maalesef ve o yuzden filmden daha uzun dizi bolumleri boyle devam edecektir. biz de internet dizilerini izlemeye devam edecegiz.
gizli gizli saç tıraşı olurken polis baskını yemek
-
saçma sapan bir durum. tıraş yasak değil mi beyler diyor. tıraş neden yasak olsun berber dükkanlarının açık olması yasak. sonuçta orası berber dükkanı değil. 100-150 işçinin beraber çalıştığı fabrikalar şu an açık. 3 kişinin bulunduğu bir ortam neden polis baskını yiyor? suç unsuru oluşturmayan bir durumda polisin işgüzarlığından başka bir şey değil.
pes oynarken barcelona yok lan diyen kız
-
(bkz: sinem kobal)
ali koç'un ramazanda su içmesi
-
kesinlikle kınıyorum. konuşmacıları tehdit etmek, sesini kesmek gibi topluma örnek olacak eylemler yerine su içmesi büyük ayıp gerçekten.
edit: imla
kadınlar için kamyon arkası yazıları
-
sollama beni rampada
indirim var mangoda
öyle bebekler var ki insanı tahrik ediyor
-
"... şişirmeye çalıştım, o da olmuyor!" diye devam etse şaşırmayacağım açıklama.
facebook twitter instagram kullanmayan erkek
-
bunlardan birisi de benim; hemen üstteki entride de malın önde gideni olduğum yazılmış.
bir üstteki arkadaşa katılıyorum, son 5 yılda işim icabı 15 farklı ülke görmüşümdür, bir çok kişinin facebook'ta paylaşmak için öleceği fotoğrafları arşivimde saklar, dostlarımla bazı gece içmelerinde açar, eğleniriz. zaten en yakın 3 dostumdan ikisinin de bu sosyal hesapları yok. e diyorlar ki: "eski arkadaşlarını buluyorsun". ya ben zaten sevdiğim, görüşmek istediğim insanları bir şekilde bırakmıyorum. bahsettiğim dostlarımdan ikisi ilkokul arkadaşlarımdır. 25 yıl önce ilkokuldan birilerini daha bulsam ne olacak? kardeş mi olacağız bu kadar zaman sonra?
twitter'ı gezi zamanında açmıştım, sonra gereksiz ve yorucu buldum. bir de oradaki tipleri görünce onlardan birisi olmak istemedim. kültür diyorsanız konuşacak bir kaç kelamımız var elbet ama onu da cemiyette seslendirmeyi tercih ediyoruz.
instagramı da yemek fotoğrafı ve sadece kendilerinin "selfie"lerini çekenler yüzünden sevmiyorum.
özetle tüm bunlardan uzak durmak istememin sebebi insanların elinin altında olmaktan kaçınmak. bu kadar kolay ulaşsınlar istemiyorum bana. zaten herkesin birbirine benzediği şu ortamda özgünlüğünü birazcık olsun korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. özellikle de erkekler için..
adam gidiyor, facebook'ta (onlar feys diyor tabi) çiftlerin fotoğraflarının altına "cnm yaa cokh yakışmışsınız" yazıyor, sonra gelip beni burada mallıkla suçluyor. neyse...