ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ortodonti
-
fiziksel acı konusunda engin tecrübelere gark eder insanı. şairin* de dediği gibi * öyle birden değil, ağır ağır..
(opsiyonel) aşama 0:
[not: bu aşama, dişleri çapraşık, ağzı için doktorun "oynayamam, yerin dar" dediği kimselerin başına gelebilecek durum, yer sıkıntısı olmayanlara herkese uygulanmıyor. yer sıkıntısı yirmilik diş çekimi ile filan aşılabiliyor. doktor bulur bir yol.]
önce anlatırlar "şunları yapacağız, bunları takacağız" diye. "tamam" dersin zaten göze almışsındır olacakları. "ama braketleri takmadan önce çenende biraz yer açabilmek için üst çeneye(dilin üst yüzeyinin temas ettiği yere) -kıvırıp büküp ilginç bir hale soktukları- metal(çelikti galiba) bir tel takmamız lazım" derler. olayın ilginçleşmeye başladığı yer burasıdır: zira bu telin kendi şeklini vererek dilde açtığı yarıklar nedeniyle gelecek birkaç ay boyunca başta tuzlu-ekşi-acı-sıcak şeyler dahil olmak üzere yemek yemek ve dahi konuşmak imkansızlaşır. 'fıstıkçı şahap'taki sessiz harflerden herhangi birini telaffuz etmeye kalktığınızda karşınızdaki insan "bi sussa da gitsek yaa.." diye içinden geçirmeye başlar, boğazınızda düğümlenir söyleyecekleriniz.. iletişimden soğuturlar adamı. yaklaşık altı ay kalır bu nesne ağızda (süre kişiye göre değişir.) her ay doktor bunu "aktive ediyorum" diyerekten sıkar, gerer veee... hooop, ağrıların en başına geri dönersiniz. hamken pişme yolunda atılan bu ilk ve çetrefilli adımı geçebildiyseniz ne âlâ..
aşama 1:
ağızda yer sıkıntısı yoksa veya baştaki aşamayı başarıyla geçtiyseniz, braketleri taktırmaya hak kazanmışsınız demektir. bir-iki saatlik çabanın sonunda dişlere monte edilen braketler ilk takıldığında pek bir şey hissedilmez, "aman da ne kolaymış, hepsi bu kadarcık mıymış, botokslu gibi oldum ayol.." derken, birkaç saat sonra yaklaşık bir hafta sürecek ağrı ve acılar başlar. ağrı, bütün dişlerinize ve çene kemiğinize uygulanan basınç yüzünden, acı da braketler tarafından rendelenen yanak içi-dil-dudak etrafı gibi bölümlerden. ağrı kesici olmadan yemek yiyebilen varsa helal olsun. yemek dediğim de, yumuşak şeyler, sandviç falan yemeyi unutun bir süre.
aşama 2:
tedaviye bu kadar ay dayandınız: hamdınız ilk başta, piştiniz artık.. ama son bir aşama kaldı: "alt çene ve üst çeneyi lastiklerle(böyle miniminnacık şeyler, paket lastiğinin çapı 0.5 cm olanını düşünün) tutturup birbirine doğru ittireceğiz." derler. anlatırken ne kadar da kolay diy mi? konuşmak iyice imkansızlaşır. karşı tarafla diyaloğa geçmeye kalkınca dişleriniz birbirine kenetli vaziyette olduğu için sürekli ağlıyormuş ya da ana-avrat sövüyormuşsunuz gibi gelir.
aşama 3:
bütün bu aşamaları atlatıp braketler çıkartılınca da bitmez.. aylardır sararmakta olan dişlere bir güzel diş taşı* tedavisi.. dişlere braketleri sabitlemek için sürülen yapıştırıcı harcın diş yüzeyinden temizlenmesi için yapılan işlem zaten evlere şenlik. o vızıldayan kesici başlık doktorun elinden kayıp da ağzımı keser mi korkusu anlatılmaz yaşanır.
aşama 4:
afferim sonuna kadar dayanabilene.. bütün bunları yaptırdıysanız artık düpdüzgün dişleriniz var demektir. siz gülümsediniz mi ortam yıkılıyordur artık.
çıkarım:
peki ne anladım ben bu işten? o kadar çile çektikten sonra gelen güzelliği ben n'eyleyim, "bahar gelmiş n'eyleyim, n'eyleyim baharı yazı" a dostlar.. ayrıca geç gelen adalet, adalet midir? olmaz olsun böyle tedavi.. iletişim kuramamaktan asosyal oldum, acıların çocuğu oldum, hamdım piştim yandım yeminle..
edit: çıkınca da cidden müthiş oluyomuş yahu (bkz: kendimden biliyorum). ama kendinize sorun önce "bu kadar acıya değer mi?"
kadın pompacıyı ağlatan mercedes
-
kaza yapıp ölür umarım içindeki.
böyle insanlara acımam ve tahammülüm sıfır artık, sıfır.. ölün hepiniz amk.
başbakanın kızını türkiye'de okutmayan sistem
-
cumhurbaşkanı'nın başörtülü olmayan oğlunu amerika'da okutan sistemle aynı sistemdir.
ekşi sözlük mani kapışması
-
mani kapışması var diyorlar.
herkesi ekşiye çağırıyorlar.
bir dakika geç kaldım diye.
ibrahim abi kapıyı açmıyorlar.
milli dayanışma kampanyası
-
birkaç öneri ile katılmak istediğim kampanya, şöyle ki;
- 424 milyon 478 bin 437 tl vergi borcu silinen cengiz holding'ten ilgili tutar tahsil edilsin ve kampanya dahilinde geçim sıkıntısı çeken, işsiz kaldığı için zor durumda olan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için harcansın.
- kızılay tarafından ensar vakfına yurt yaptırması için aktarılan para bahse konu vakıftan geri alınsın ve yine ihtiyaç sahipleri için kullansın.
- ülkemizdeki tüm ihaleleri alan limak cengiz kolin üçlüsüne, bayburt grup vb.'lerine yap işlet devret kapsamında yapılacak tüm ödemeler kamulaştırılsın ve kampanya dahilinde ihtiyaç sahiplerine dağıtılsın.
dipnot;
(bkz: cengiz inşaat'ın vergi borcunun silinmesi)
(bkz: cengiz inşaat vergi borcunu ödesin kampanyası)
(bkz: 7.9 milyon $ kızılay bağışının ensar'a verilmesi)
üniversitede fark edilen gerçekler
-
torpilin hayatımızdaki yeri.
emre belözoğlu
-
onu def eden sportif direktör ne güzel sportif direktör, onu def eden teknik direktör ne güzel teknik direktör.
şehirlerarası otobüs yolculuğu klişeleri
-
-su alır mıydınız?
-siz?
-siz?
-siz?
-siz?
-siz
-si
.
.
.
a.kılıçdaroğlu'nun kaçak sudan hapis cezası alması
sherlock
-
halay çektiren dizi. fragmanı bile beni bayaa bi idare eder.