hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: beyler gittiğim kuran kursunda bi kız var

    1.çok tatlı bir kız, hoşlanıyorum sanırım. nasıl yakınlaşabilirim sizce ?

    2. beraber hatim indirmeyi teklif et

    3. kulağına fatiha oku.

    8. ona küçük abdestler al.

    15. müslümansan git konuş panpa.

  • ulan zaten gitsen de alacak bir şey bulamıyorsun ki. 4. yıldızı takmışız ne adam gibi bir tişört var ne forma. başkaları olsa 100 trilyon para yapardı 3 ayda.

  • genellikle bilim kurgu filmlerinde senaryonun içerisine dahil edilen ve önemli bir şey olduğu izlenimini veren ama çoğumuzun ne olduğunu bilmediği bir olay füzyon. geleceğin teknolojisi olarak nitelendirilen ve inşa edilen yeniliklerin içerisinde ki ana arter görevi görecek kendi içerisinde bir çok farklı komplikasyona ayrılan bu kavramla ilgili bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak için bazı bilgileri derlemek istedim. ilgilenenler merak edenler okuyabilir;
    daha ağır bir çekirdek vermek üzere iki hafif çekirdek kaynaşır ve enerji üretir. ama bunu denetim altında oluşturmak zor bir iştir. bu sonuca ulaşmak için iki çekirdeği, taşıdığı protonların elektrik yükleri arasındaki itme kuvveti çekirdek çekim kuvvetinin altına düşecek ölçüde birbirine yakınlaştırmak gerekir. bu yöntemde çekirdeklere, yaklaşık 0,15 mev dolayında olan coulomb itmesini yenebilecek bir kinetik enerji vermek için yeterli bir ısıl çalkalanma sağlamak gerekir; bu enerjinin sıcaklık olarak karşılığı, 2 milyar derece dolayındadır. gerçekte, tünel etkisi denen kuantum olayı yüzünden gereken sıcaklık daha düşüktür. en yaygın olarak kullanılan döteryum-trityum karışımı için en azından 100 milyon dereceye ulaşmak gerekir. böyle bir sıcaklıkta, doğal olarak, atomlar elektronlarını kaybeder; madde çekirdek ve elektronlardan oluşan bir plazma biçiminde ortaya çıkar. buradaki sorun, oldukça sıcak ve yeterince yoğun bir plazmayı, çekirdek-çekirdek darbelerinin oluşmasına fırsat verecek kadar bir süre depolamakdır. toplam enerji bilançosunun pozitif olabilmesi için iyon yoğunluğunun hapsolma süresiyle, çarpımının belirli bir değerden yüksek olması gerekir.
    yıldızlarda ise bu olay hidrojen bitene kadar devam eder. hidrojen bittiğinde helyum atomu ile daha ağır elementler oluşur. buna üçlü alfa süreci denir. hidrojen yakıt depolarını tüketmiş olan yıldızlarda görülür. hidrojen atomları biten ve yalnızca helyum atomları kaldığında yıldız hidrostatik dengesini (kütle çekimine dayalı sıkıştırma basıncı) kaybeder ve merkezi büzülmeye başlar. yüksek basınca sahip olan yıldız çekirdeği aşırı derecede ısınır. bu ısınma yeterli seviyeye ulaştığında helyum çekirdekleri arasındaki itme kuvvetini yenerek helyum füzyonu başlar.

    helyum füzyonun da helyum atomları birleşerek berilyum atomunu oluşturur.daha sonra oluşan berilyum atomu ile helyum atomu benzer enerji düzeylerine sahip olduğundan dolayı birleşerek karbon atomunu oluşturur.bu olaydan sonra üçlü alfa süreci daha ağır elementlerle de olmaya devam eder.4 basamaktan oluşan bu süreçte demir en son basamaktır.çünkü demirden sonraki elementi oluşturulması için füzyon tepkimesinin enerji ihtiyacı vardır.bilimsel olarak açıklamak gerekirse demir bağlanma enerjisi en yüksek elementtir.bağlanma enerjisi nedir diye bir soru kafanızda oluşabilir.bağlanma enerjisi (nükleon başına düşen çekirdek bağlanma enerjisi de denir) bir çekirdeğin proton ve nötronlarına ayırabilmek için gerekli olan enerji miktarıdır.

    bağlanma enerjisi en yüksel element 56 kütle numaralı demir olduğundan bu elemente en kararlı element denilmiştir.diğer bütün elementler; hafif olanlar füzyon (kaynaşma) , ağır olanlar fisyon (bölünme) yaparak demirin 56 atom kütlesine gelmeye çalışırlar.burada bir parantez açalım, yukarıda demirin atom kütlesini 52 olarak verdiğim değer demirin kararsız haldeki değeridir. kararlı hale gelebilmek için atom kütlesini 56 yapar. bu nedenden dolayı güneş enerji veremez bir hale gelerek söner.

    hidrojen elementi ile başlayan füzyon tepkimesi daha ağır elementlerde yapıldığında daha fazla sıcaklık, harcaması gereken enerji ve atom miktarı çok daha fazladır. yani hidrojen füzyonu ile elde edilen enerji daha yüksek olduğu gibi daha az ısıya ve basınca ihtiyaç duyar.

    peki dünyada neden füzyon tepkimesi yapılamıyor?

    bilindiği üzeri hidrojen çekirdekleri pozitif elektrik yükü taşır ve birbirlerine yaklaştırmak istenildiğinde çok şiddetli bir şekilde birbirlerini iterler.
    bunların kaynaşmasını sağlamak için aralarındaki itme kuvvetini yenebilecek büyüklükte bir kuvvetin olması gerekmektedir. güneşte bu olan çok yüksek sıcaklık ve basınç altında atomların aşırı derecede hızlı hareket etmesi sağlar. bu kinetik enerji, 20-30 milyon derecelik bir sıcaklığa eşdeğerdir. yüksek hız sayesinde + yüküne sahip hidrojen çekirdekleri itme kuvvetini yenerek çarpışır.

    bu olağanüstü bir sıcaklıktır ve kaynaşma tepkimesine girecek maddeyi taşıyacak hiçbir katı malzeme bu sıcaklığa dayanamaz.
    bu nedenle dünyada güneşteki gibi füzyon tepkimesi oluşturulamıyor.
    bilim adamlarının füzyon reaksiyonu ile ilgili deneyleri sayesinde bu tepkimeyi çok kısa bir süreliğine gerçekleştirilebiliyor. tokamak reaktörü denilen cihaz çok güçlü bir manyetik alan ve yüksek bir sıcaklık oluşturup bu manyetik alan içine hidrojen gazı geçirilmesi ile kısa bir süreliğine plazma halinde füzyon tepkimesi oluşturuluyor.
    bilim adamları bu deneylerin ayrıntılarını kamuoyuna açıklamasalar da olay basitçe şu şekilde gerçekleşiyor:

    hidrojen atomları manyetik alan etkisiyle yüzeyden uzaklaşarak ortada toplanır. orta bölümde ipe bağlı boncuklar gibi hareket eden hidrojen gazı çok yüksek hız ile hareket etmeye başlar. bu hareket esnasında hidrojen atomları birbirleri ile çarpıştığından çok yüksek sıcaklığa sahip plazma görüntüsü açığa çıkartır. bu plazma oldukça kısa süreli (max 60 sn) olduğundan ve bu plazma halinden bir enerji elde edilemediğinden işe yaramıyor olsa da bilim adamları bu deneyler sayesinde füzyon reaksiyonu hakkında oldukça fazla bilgi topladıklarını söylüyorlar.

    bu yüksek sıcaklarında enerji üretmenin oldukça zor olduğunu anlayan bilim adamları çok daha uygun bir sıcaklık ile füzyon tepkimesini gerçekleştirmek adına çalışmalar yapıyorlar.
    soğuk füzyon olarak adlandırılan bu tepkime şuan için sadece teoriden ibaret. üzerinden oldukça fazla konuşulan, gerçekleştirilmesi için çok fazla araştırma yapılan ve en son bu reaksiyonun şuan için imkansız olduğunu kanaat getiren bilim adamları bunun gerçekleştirmenin hayallerini kurmaktalar.

    eğer soğuk füzyon yapılabilirse periyodik tabloda olan/olmayan elementler yapılabilir, elektrik enerjisinin çok çok ucuza üretebilir ve başka enerji elde etme yöntemlerine ihtiyaç kalmayabilir, bu da farklı bir yazının konusu olarak ilerleyen zamanlarda derlemek istediğim kendi içinde bir çok dinamiği barından bir süreç.

    kaynakça;
    http://hyperphysics.phy-astr.gsu.edu/…usion.html#c1
    http://www.pbs.org/…y-its-shut-down-by-budget-cuts/
    http://fusionforenergy.europa.eu/…n/technology.aspx
    http://www.muhendisbeyinler.net/…asma-fuzyon-nedir/
    http://www.teknovudu.com/…unyada-fuzyon-reaksiyonu/
    http://www.nuclearconnect.org/…logy/fusion-progress
    https://en.wikipedia.org/wiki/fusion_power

  • insanlık tarihindeki ilk hava harbini anlatan hint destanı.

    dünyanın geçmişte uzaylılar tarafından ziyaret edildiğine (+insan genetiği üzerinde uzaylılarca oynama yapıldığına ve insanoğlunun uzaylı yaratımı olduğuna) inanan kimseler tarafından eski ahit ile beraber sık sık kaynak/kanıt olarak gösterilir.

    bunun sebelerinden biri, mahabarata'da adı geçen (ve evrenin gücüne sahip olduğu söylenen) silahların yok edici gücünün, kullanıldıktan sonra insanların saçlarını ve tırnaklarının dökülmesine sebep vermesidir. bu destanda nükleer silahlara referans yapıldığına inanan boldur:

    "gurkha, flying a swift and powerful vimana (fast aircraft)
    hurled a single projectile charged with the power
    of the universe . an incandescent column of
    smoke and flame, as bright as ten thousand suns, rose with
    all its splendor.

    it was an unknown weapon, an iron thunderbolt, a gigantic
    messenger of death, which reduced to ashes the entire race
    of the vrishnis and the andhakas.

    the corpses were so burned as to be unrecognizable.
    hair and nails fell out; pottery broke without apparent cause,
    and the birds turned white.

    ...after a few hours all foodstuffs were infected...
    ...to escape from this fire the soldiers threw
    themselves in streams to wash themselves and their
    equipment."

  • bir tane var. oldugunde 69 yasindaydi, yasasaydi 79 yasinda olacakti. 10 sene olacak bu kasim. annemlerin evinin duvarinda, gicik bir mavi duvarin uzerinde duruyor resmi. sanirim tas catlasin 4-5 yasinda. sondan bir onceki cocugu ailesinin. dedem oturmus, kucuk amcam bir esbapla kucaginda. buyuk amcam omuzbaslarini tutmus. canakkale'de surgundeyken sacma bir hastaliktan 14 yasinda olen kucuk halam, dedemin ta o zamanlarda bile cekindigi buyuk halam. babasi ile aralarindaki sorun yuzunden once vermedikleri ve hatta baskasiyla evlendirdikleri, kocasinin vefatini duyar duymaz, kendi karisini birakip kosa kosa atinin terkisine atip kacirdigi babaannem. bacaklarinin arasina sikismis, sifir trasli, ayagindaki naylon ayakkabilari acele ile ters giyilmis babam.

    insan ozluyor babasini. o sifir trasli, ters naylon ayakkabilari ile. o surgun sehrinde kendi babasinin bacaklari arasina sikismis cocugun, dunyadan ayrilisinin uzerinden 10 sene bile gecmis. dusununce, uzucu aslinda ama guzel ayni zamanda. babasinin cocukluguna soyle bir goz atabilmis sanslilardanim ayni zamanda.

    annemin hic cocukluk fotografi yok mesela. o yuzden bana hic cocuk olmamis gibi gelir. annesiz buyuyen cocuklar, cocuk kalamiyorlar galiba. annemin de cocuk oldugunu dusluyorum simdi...
    tam zamani...