hesabın var mı? giriş yap

  • soğukkanlılığı dehşete düşürmüştür.

    sebebi de şu.
    belli ki kadın normal birisi, hırsızlık amacıyla orada değil.
    ama cüzdanı gördükten sonra insan en ufak mı bir heyecan yapmaz, falso vermez.
    ben görsem zaten kadının peşinden koşarım da diyelim ki şeytana uydum, üstüne yatmaya karar verdim.
    yemin ederim elim ayağım birbirine dolaşırdı.
    kamera var mı ya da gören oldu mu diye sağı solu kesmekten kendimi ele verirdim.
    kadınsa sanki 40 yıllık cüzdanı gibi hayatına devam etti.
    cüzdanın asıl sahibi gelse alan kadını haklı bulurdu o derece rahat.
    işte sade vatandaşın bu soğukkanlı kötülük potansiyeli esas bu ülkenin kanseridir.

  • sony galibiyetiyle sona ermekte olan format savaşı.

    iki format arasındaki teknik farkı tam bilmesem de zaten sony'nin kazanma şansının daha yüksek olduğunu düşünüyordum.

    neden derseniz:

    1) sony columbia pictures'ın sahibiydi. bu firmanın filmlerinin başka bir formatta satışa sunulması zaten mümkün değildi.

    2) sony ps3'ü blu ray ile makul bir fiyata sunuyordu. (hd dvd veya blu ray player fiyatlarının 400$lar civarı olduğunu düşünürsek ps3 makul kalıyor)

    3) sony birçok yan teknolojisiyle sinema ve müzik sektöründe ve dolayısıyla retail ayağında ikna kabiliyetine sahip olacak kadar kuvvetliydi.

    sonuç olarak da bunlar gerçekleşti. insanlar ayrı player alacaklarına ps3 almayı yeğlediler. hardware tercihindeki bu fark, software tercihini de etkiledi. böylece blu ray diskler hd dvd'den daha fazla satılır oldu. bu farkı amazon gibi büyük satıcıların hd dvd fiyatlarını düşürmesinden de anlayabiliriz.

    sony'nin agresif blu ray pazarlaması ve sinema sektöründeki etkisi meyvesini verdi ve sonunda toshiba'yı yere düşürecek son darbe warner bros'tan geldi. warner bros artık sadece blu ray disk üreteceğini açıkladı.

    retail aşamasında ise best buy'da sadece blu ray satacağını açıkladı.

    sonuç olarak şu ana hem hd dvd film fiyatları hem de hd dvd player fiyatları 3'e bir oranında düştü.

    best buy'da şu an 400$' 'lık hd dvd player'ı 120 $'a almak mümkün. ileride izlenebilecek film bulunamaıyacağı için bu fiyattan satılıyor. şu an sadece "ben hd dvd film gördüm" diyebilmek isteyen insanlar tarafından satın alınıyor.

    sony'nin galibiyeti teknolojik değil, açık olarak pazarlama galibiyetidir.

    http://www.hollywoodreporter.com/…0b14b889b10defb59

  • bu görüntüler olaydan öncedir sonradır bilemem. ama bu kadın nedense bana hiçbir zaman samimi gelmedi. he ahmet kural da en az onun kadar samimiyetsiz, o ayrı.
    bu sebeple ilişkilerinden haberdar olunca tencere kapak diye düşünmüştüm. sonra böyle bir olayla günlerce gündemi meşgul ettiler.
    şimdi sıla’nın darp raporu almak için kendi kendine zarar vermesi ile alakalı görüntüler görsem hiç şaşırmam. aynı şekilde ahmet kural’ın sıla’yı darp ettiği görüntüleri görsem “vay anasını, bak yapmış demek ki adam” da demem.
    kocaman bir ülkenin gündemini böyle insanların şekillendirdiğini görmek üzüyor sadece. ne diyeyim, yazık vallahi hepimize.

  • anacığım üzülmesin, beni de üzmesin, mübarek gün ailenin huzuru bozulmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diye biraz sonra gerçekleştireceğim spektaküler eylem.

    hiç boşuna, "eşek kadar adam oldunuz, hala ananızdan mı korkuyonuz" şeklinde çemkirmeyin. ana bu lan, 40 yaşına da gelseniz camiye gidip gitmediğinizi sorar, sabah evden çıkmadığınızı, fosur fosur uyuduğunuzu gördüğünde 1 hafta yüzünü asar, hem sizin hem de diğer aile üyelerinin tatilini zehir eder.

    en iyisi uykudan bi süreliğine feragat edip, kuşluk vaktinin o tertemiz havasını ciğerlerinize doldurmalı ve münafıklığa bir adım daha yaklaşmalısınız.

  • türk halkının anlayacağı dilde yazıyorum;

    yere göğe sığdıramayıp milyon eurolar verdiğiniz, uğruna saçma sapan şarkılar yapıp halkı gaza getirdiğiniz, bir bok alamadan eve dönen primci, gazeteciye saldıran, belinde silahla el alemin eşine salça olan a milli futbol takımının hatta teknik kadronun hatta federasyonun toplamında şu kızdaki kadar taşak yok.

    helal olsun. kazanmak önemli değil şu mücadeleyi görmek bile yeter. olimpiyat oyunları olmasa şu kızlardan haberi dahi olmayacaktı ülkenin.

    edit: 'taşaklı' kelimesini kullanmam cinsiyetçi bir algı yaratmış. bu bir ironiydi. ben bu ülkede eskiden ironimi açıklamak zorunda kalmazdım. ama mecburen şu an üşenmeden 'istemeyerek' açıklamak istiyorum.

    taşaklı dememin sebebi: cinsiyetçi türkiye'de cesaretin, hırsın, mücadelenin erkek bir eylem olduğunu dile getirmek için taşaklı kelimesinin kullanılması. ama bu maçta, entrynin başında belirttiğim 'erkek' futbol takımında görmediğimiz cesaret ve gücün, kadın voleybol takımımızda fazlasıyla gördük. o sebepten, erkekte göremediğimiz gücü kadında gördük manasında 'taşaklı' dedim. o kelimenin cinsiyetçiliğine ithafen.

    daha da açayım mı?

  • "görüşülen kişi kapattı" filan diyordu sanki.. ara bozmak istermiş gibi gelirdi. "görüşülen kişi suratına kapattı.. valla bilmiyorum.. bana yapacak bu hareketi.."

  • uzaklardan gelen dalgalardır.

    radyo dalgaları elektromanyetik dalga türüne girdiğini için ışık hızında ilerleyen dalgalardır. ışık hızında ilerleyen herhangi bir şey yıldızlar arası mesafelerde fazlası ile primitif kalıyor. yani ya ışıktan hızlı bir şekilde mesaj yollamanız lazım, ya da ışık hızı kuralını ihlal etmeden ışıktan hızlı ilerleyecek şekilde mesaj göndermeniz lazım. eğer özel rölativitenin mutlak doğruluğunu kabul ediyorsanız ilkini yapamazsınız. bu bilgiye göre bilindiği kadarı ile ışıktan hızlı bilgi iletilemez. o halde geriye ikinci şık kalıyor. diğer yöntemler varsa eğer henüz bilinmediğinden bir şey yapılamıyor. şu an için radyo dalgalarından daha gelişmiş olabilecek lazer ışınları üzerine çalışılıyor ama bu da sonuçta ışık hızında ilerleyecek.

    aslında bir ihtimal mevcut. o da quantum entanglement olarak adlandırılan fenomenin iyi anlaşılması. eğer bu fenomenin mekaniği teorik olarak tamamen anlaşılırsa ve yıldızlar arası bilgi aktarımında kullanılmak üzere uygulamaya geçirilebilirse o zaman bu sorun çözülür.

    hatta beraberinde daha bir çok sorun kökten çözülür. örneğin ışınlanma, daha doğrusu makro evrene dahil bir maddenin (insan mesela) uzay-zamanda kendisinden kilometrelerce uzaklıktaki bir yerde bulunan atomlardan birebir şekilde inşa edilmesi gibi. kilometrelerce dedim çünkü milyonlarca ışık yılı dersek orada hali hazırda birilerinin bulunması gerekiyor. yine de bu bile müthiş bir devrim olur. bu sayede orijinal siz yok olurken kopyanız dünyanın başka bir yerinde yeniden yaratılır. tabii bu yaratılan gerçekten siz mi olursunuz orası biraz düşündürücü.

    yazdıkça konu konuyu açacak gibi duruyor. bunlar daha ayrı başlıklarda konuşulabilir.

  • takımının oynadığı stadını 50 metre ötesi patladı, 40 kişi öldü. oynadığı maçtan sonra gece dışarı çıkıp eğlendiği yeri taradılar 50 kişi öldü. haftalarca, insanlar haftasonları dışarı bile çıkmadı. taksim'in, ortaköy'ün bomboş olduğu bir sürü cumartesi gördü bu gözler. her iki haftada bir ortalık patladı, son bir bucuk yılda 423 insan hayatını kaybetti.

    bir tanesi gelmiş, almanya'da doğru dürüst gerçekleşememiş saldırıyla, bizim başımıza gelen faciaları aynı kefeye koymuş, yaa mario diye girmiş lafa. diğeri de kariyerden dem vuruyor. almanya milli takımıyla dünya kupası, bayern münich ile kazanmadığı kupa kalmayan adama. tabi amk, üstüstü toto loto liginde kazanacağı 2. şampiyonluğu bıraktı ya, her gece gözüne uyku girmiyordur eminim. şakasınız lan yemin ediyorum.

  • bildiğimiz anlamda optik bir teleskop değildir. yani olağanüstü nebula fotoğrafları falan beklemeyin. o işi zaten emektar hubbleımız çok güzel yaptı, yapıyor. jwst kızılötesi gözleme yönelik bir teleskoptur ve atmosfer içinde birkaç yüz km yukarıda dönen hubble'dan farklı olarak 1.5 milyon km gibi atmosferin her türlü olumsuz etkisinden uzak bir noktaya yerleşecektir.

    jwst bize evrenin erken dönemleriyle ilgili hiç bilmediğimiz şeyleri öğrenme fırsatı verebilir ve bu evrene bakış açımızı tamamen değiştirebilir. ama bence daha önemlisi öte gezegenlerin yaşam içerip içermediğiyle ilgili tartışmasız kanıtları sunabilir. yani birkaç sene sonra sadece 15 ışık yılı ötede varlığı kanıtlanan orta seviyede gelişmiş bir sanayi medeniyetiyle nasıl iletişime geçeceğimizi konuşuyor olabiliriz. bu insanlık tarihini baştan aşağı değiştirecektir. ya da tüm gözlemlere rağmen uzay yine korkunç sessizliğine devam eder. bu da insanlığın ve hayatın varoluşuyla alakalı tartışmaları farklı bir boyuta taşıyacaktır. beni hayatım boyunca en heyecanlandıran bilimsel gelişmedir jwst, umarım her şey yolunda gider.