ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
özgüven eksikliği
shawshank
-
ing. esaretin
lc waikiki gönül ilişkisi yasağı
-
bunu elestiren hangi evrende yasiyor merak ettiren, netflix evreni mi bu?
dunyanin her yerinde, ufak buyuk butun sirketlerde, sirket icinde ayni ekipte calisan kisilerin gonul iliskisi varsa insan kaynaklarina bildirmesi istenir. nedeni de dusunebilen her canli icin cok basit. gonul iliskisi is iliskisiyle karismasin diyedir.
adamlar isten cikarmiyor, soyleyin magazanizi degistirelim demis.
ne var bunda elestirecek? haberin girisinden bile bok at izi kalsin haberciligi oldugu bariz.
sayıştay'ın ücretsiz istanbulkart kararı
-
ekrem imamoğlu'nun, 0-4 yaş çocuğu olan annelerin, öğrencilerin vs ücretsiz binmesini yasaklayan bu kararı boy boy bilboardlara asıp istanbullulara göstermesi gerekir.
vatandaş neden ücretsiz binemediğini görmeli.
edit: belediyenin süt yardımı ve öğrencilere burs da usulsüz bulunmuş.
kaynak: https://twitter.com/…uru/status/1340297625925541890
öpüşen çiftleri uyaran garson
-
öpüşen çiftlerin yeteri kadar uyarılmadığını düşünen garsondur.
ayasofya düğün salonu olsun
-
(bkz: önce çırağan'ı doldurun)
adnan oktar'ın programında arkadan geçen at
-
şu videoyla görülebilir: http://youtu.be/wuqpyytwot8
nuh'un gemisi amk.
edit: yutub linkini öldürmüşler. burdan devam: http://video.uludagsozluk.com/…kadan-geçen-at-2117/
edit2: ikinci link de ölmüş. şöyle yapalım: http://goo.gl/hzy7b
survivor türkiye yunanistan yayından kaldırılması
-
acuna yeni format önerisi: survivor laikler - siyasal islamcilar. bak o zaman reytinglere!
27 şubat 2022 ukrayna büyükelçilik tweet'i
-
korkunç bir yorum, provokasyona açık ve savaştan bile daha çirkin ukrayna'nın sürekli türkiye'yi savaşın içine çekme çabası.
edit: sal bizi ukrayna, bu işe girerken sırtını sıvazlayan biz miydik ?
excel
-
sene 2008, uluslararası bir bankada çalışıyorum. bizim bölümde kullanmak için küçük bir programa ihtiyaç oldu. bu gibi durumlarda bt'ye talep açıyoruz, projelendiriliyor, bütçe çıkıyor ve onaylanırsa sıraya alınıp bir kaç sene içinde yapılıyor.
basit bir db uygulaması için 450 bin dolar maliyet çektiler. elbette bütçe olmadığı için gmy de projeyi onaylamadı. ama programa deli gibi ihtiyacımız var.
birkaç saat oturup programı visual basic'de yaptım. çok da güzel oldu. bölüme dağıtıldı. herkes manyaklar gibi benim programı kullanıyor. her şey çok güzel gidiyordu ki, bilgi güvenliği departmanında aradılar...
burası gidenin gelmediği, yemen'deki muş gibi bir yer. daha da işe yeni girmiştim, herhalde dedim şimdi kovacaklar. neyse kovmadılar ama bayağı bir fırça kaydıktan sonra dediler ki bölümlerin kendi programlarını yazmaları yasak, ancak excel makroları yapabilirsiniz ona izin var. ben de bari program işe yarıyor şunu excel makrosu olarak yapayım dedim. makroları da pek bilmiyorum ama biraz karıştırır bulurum diye düşündüm.
o gün, excel açıkken alt+ f11'e ilk defa bastım. karşıma visual basic ana ekranı çıkınca o kadar şaşırdım ki anlatamam. yani visual basic'in arayüzünü neredeyse birebir excel'in içine koymak nedir arkadaş? kodları diğer projeden excel'e yapıştırdım, referansları falan ekledim, 1 dakika'da işim bitti.
sonuç: excel sadece bir ofis programı değildir. kendi içinde bir programlama platformu da barındırır. excel ile yapılamayacak şey sınırlıdır.
yugoslavya'daki yugolara ne oldu sorunsalı
-
yog+o+slavya 'daki "jug" slavca güney demek olduğundan, "jugoslavia" güney slavları olarak anlam kazanir.
kuzeydeki rusya ve diğer ulkedekiler aksine, bunlar güney avrupa (!) da yerleşmişlerdir.
sırbistan, slovenya, hırvatistan, bosna hersek, karadag, kosova, makedonya isimleri ile birlikte hala yerlerinde durmaktadirlar.
sadece isimleri degismis, ilgili halki daha cok temsil eden spesifik hale gelmistir.
cevap: birşey olmamıştır.
edit : imla + anlatim zenginligi.