ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
deniz baykal'a oy versek dinsizi seçtiniz derlerdi
-
daha önce bilim adamı zannettiğim ancak son hal ve hareketleriyle ele sürülecek aklı olmadığını düşündüğüm kişinin zırvası.
derlerdi ile yapacağın siyasete sokayım.
debe editi : dilerim erken seçimde mhp barajın altında kalır!
yaran diyaloglar
-
sevgili dedem 90 yaşında, boğazına müthiş düşkün bir adamdır. tatlıyı, tuzluyu, eşkiyi, pastayı, böreği, çöreği buldu mu hayatta affetmeyen bir adam olarak, haliyle de kilo ve sağlık sorunları yüzünden anneannem tarafından sıkı bir perhize maruz bırakılmaktadır.
bir yaz günü öğle vakti odasındaki kanepeye uzanmış, gözleri kapalı, yüzünde mutluluktan oluştuğu belli olan bir gülümseme ile parmakları ile alnına hafif hafif vurarak bir ritm tutturduğunu gördüm ve aramızda şu diyalog gelişti:
- dede yatmışsın güzellik uykusuna. maaşallah, keyfin yerinde.
+ öyle öyle (halen gülümsüyor)
- hayırdır dede ya? niye gülüyosun böyle, ne düşünüyorsun?
+ anneannen yarın kurabiye yapacakmış da, onun hayalini kuruyorum.
sadece bir kurabiye yemesine izin verildi diye bu kadar mutluymuş meğer adam... ey yaşlılık, bakalım bize neler yaptıracaksın?
evde yemek yapma kültürünün bitmesi
-
şehir hayatının değil, tembelliğin bize sunmuş olduğu bir mutsuzluk hareketidir. her şeyi de şehir hayatına bağlayıp, onu suçlamaktan vazgeçin. şehirde yaşayan sadece siz değilsiniz. nice insan var her akşam evinde tenceresi kaynayan.
kazakistan'da bulunan terk edilmiş uzay üssü
-
aslında biraz tozunu alsan hala kullanılabilir görünüyor. hurda halini satın alıp getirip seçimlerde kullansak 2035 de aya gidiyoruz desek mesela yüzde 5 artar oyumuz. roketin çalışmayacağı anlaşılınca da aya demedim yaya dedim der geçeriz halk alışık nasılsa sonucu olmayan procelere.
debe editi:
(bkz: minik gülce için yardım kampanyası)
bi güldürün be
yaran diyaloglar
-
kapalıçarşıda forma altına giyilecek arif erdem modeli balikçi yaka aranmaktadir, bulunur da ama portakal acaip usenmektedir bir yandan...
portakal: ne kadar peki?
satici: onbeş
portakal: on olmaz mi?
satici: abi alişimiz onüç zaten
portakal: <direk üşenir boş bakar>
satici: iyi tamam sana onikiye verelim...
onikiye alinir, biraz uzaklaşinca newage bombayi patlatir:
newage: abi kendilerinden alsalarmiş... daha ucuz...
çocuk doğunca hurafelerin esiri olan ebeveyn
-
ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım! her ne kadar çocuk daha çağdaşlığımı gösterebileceğim yaşa gelmediyse de ben kendimi biliyorum. çocuğumla arkadaş olacak, onunla dertleşecek, gece gezmelerine birlikte çıkacağız bunları biliyorum, ben çağdaş bir babayım arkadaşım.
ama ne oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama benim de dahil olduğum geniş bir çağdaş baba grubu yeni doğan çocuğunun kırkı çıkana kadar (kırkı çıkmak) hurafelerin esiri oluyor ya da bir tek ben böyleyim ama genelleme yapınca kendimi daha rahat hissediyorum. aman çocuğun üstünden bir şey verme, kırkı içinde her banyo suyuna saçı güzel olsun diye tarak, el işi güzel olsun diye tığ koy, banyo suyunu elekten geçir su kırk delikten geçsin, kovaya yumurta kabuğundan kırk kere su doldur bahtı güzel olsun. bezlerini gece atma, çamaşırlarını gece dışarıda bırakma, burnunu sık burnu güzel olsun, kulağının üstüne yatır kepçe olmasın ve daha neler neler. çağdaş baba olma yolundaki ilk adımlarımda hurafelerin bayrak taşıyanı oluyorum farkında değilim.
aynı çağdaş baba yine aynı hurafelerin izinde. resmen kayınvalidem ile hurafe yarıştırıyorum. o diyor ki “bizde çocuğun kırklık suyuna tuz konmaz, ben diyorum ki yanlış biliyorsun azıcık tuz koyup koltuk altına ayaklarına süreceksin ki ayakları, teri kokmasın. o diyor ki çocuğun göbeğini boş bir alana göm içi ferah olsun ben diyorum ki hayır üniversite bahçesine gömelim ki bir ayağı okulda olsun. kendimi tanıyamıyorum, gece kayınvalidesi ile oturup çay içerken hurafe tokuşturtan bir oldum.
ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım, çocuğun kırkı içindeki banyo suyuna soğan kabuğu koyup, “duruluk, geldiği yere gitsin murdarlııık” diyecek biri değildim. biraz daha büyüsün bakalım, sanırım içimdeki çağdaşlık henüz açığa çıkmaya hazır değil.
carolina reaper
-
scoville ölçeğine göre ortalama 1,569,300 shuluk acılık derecesi ile dünya üzerindeki en acı biberdir ve bu durumu guinness rekorlar kitabı tarafından tescillenmiştir.
sağlık bakanlığı'nın ankara suyu raporu
-
şöyle bir rapor.
diyor ki;
"demir, nitrat, aluminyum, arsenik, perfringens, enterokok, eschericis coli ve koliform bakteri parametreleri yönünden insani tüketim amaçlı sular hakkında yönetmelikte belirtilen sınır değerlere göre uygunsuz ve serbest klor düzeyinin yetersiz olduğu saptanmıştır."
görüldüğü üzere içinde bir biz yokuz.
melih? yaşıyor musun?
hayata dair umut veren detaylar
-
10 dakika önce kapı çalındı. 70'li yaşlarda olan apartman yöneticisi amca.
''tabak ver bi tane, tatlı koyayım'' dedi.
''hayırdır amca, bir şey mi kutluyoruz?'' dedim.
''evlilik yıldönümüz bugün, 51 yıl oldu'' dedi.
tabağı alıp aşağı indim amcayı yormamak için. apartmanın yarısı, amcaların kapının önünde, herkesin elinde bir tabak. eşi gülümseyerek tatlı dağıtıyor herkese.
10 dakikadır tatlı yiyorum gülümseyerek.
inşallah 51 yıl daha birlikte gülümsersiniz be kemal amca ve beyhan teyze.