hesabın var mı? giriş yap

  • akıl verirken önce aklınızı sorgulayın lütfen. elektrik yerine gazlı fırın tavsiye etmiş beyni uçkurunda olan arkadaş, gaz ucuzmuş gibi… odun diyip italya ile kıyaslamış. odun fırını kullanabilmek için güzel bir havalandırma sistemi ile birlikte fırının kurulabileceği geniş bir alan olmalı. tavsiye vermeden önce fazla alan işgal etmeyen 2 kapaklı buzdolabı büyüklüğünde elektrikli fırını neden kullanamıyoruz diye sorgulaman gerekiyor. işletmecinin bu hesapları detaylı yapıp akıcı bir şekilde bize aktarabilimiş olması tüm ihtimalleri değerlendirmiş olmasını düşündürüyor. şu aşağılayıcı her şeye negatif yaklaşan kişiliklerinizi bir kenara bırakın da insanları anlayıp mantıklı fikirler vermeye çalışın. ayrıca odunun tonu 2 bin türk lirasına dayanmış onu da belirtmiş olayım. bugünün şartlarında fırının enerji tüketimini hesaba katmasanız bile kaliteli malzemelerle hazırlanan pizzanın maliyeti 40 lirayı geçecektir. diğer ülkelerle kıyaslanamayacak kadar kötü bir haldeyken italyanları örnek göstereceğinize lütfen yalnızca darbe attığız yerle ilgilenin.

  • markete girdim.
    canım ne istiyorsa aldım, hem de ikişer tane.
    muzlu sütler, çikolatalar, krakerler, pahalı sakızlar falan...

    -9.75 kardeşim...

    cebimden çıkarıp bakmadan adama uzattığım şey, benim sandığım gibi 'yeşil bir yirmilik' değil; sadece 'mor bir beşlik' imiş.
    para üstü beklerken, para eklemem gerektiğini anlamam uzun zaman almadı.
    montun cebi, pantolonun cebi, arka cep falan detaylı taradım. 3 tane 1 lira ve işe yaramaz 10 kuruşlar buldum.
    ''param var'' sanırdım, yanılmışım...

    hala eksik olduğunu anlayınca;

    tekrar cebimi kurcaladım...
    elime anahtar geldi, para sanıp heyecanlandım...
    kurcalamaya devam ettim...
    elime yine anahtar denk geldi, yine para sanıp heyecanlandım....

    pantolonumun bir şalvarbank olmadığını kabullenince, cüzdanımdan daha işlevli bir bankanın kartını çıkarıp adama uzattım.

    +al abi, buradan çek
    - pos yok kardeşim ya
    +hayda...

    elimi tekrar cebime attım refleksle...
    yine anahtara denk geldi ama hiç heyecanlanmadım...

    "cebinde darphane yok amk, birinden birini bırak." dedi içimden bir ses alaylıca...

    +sakız kaç para?
    -2.50
    + o kalsın, o zaman...

    para yetmediği için alınamayan şey?
    (bkz: sakız)

    başlıktaki herkese eksi verecem amk.

  • cengiz diye kimi kimsesi olmayan birisi askere gitmiş. arkadasları aileleriyle konuşuyor, ailelerinden para falan istiyormuş, fakat bizim cengiz telefon açacak kimsesi olmadıgı için, oturmuş allaha bir mektup yazmış.
    allah'ım durum sana ayan beyan, kimsem yok biliyorsun, ne olur bana 200 milyon.'
    cengiz kapatmis zarfı yazmış üstüne ' cengiz'den rabbine' atmış postaya.
    cengiz'in mektubu tabii asker mektubu, incelenir ,.

    subaylar bir bakmışlar birliklerinde gariban asker. subayın birisi 'bizim birlikte böyle gariban askerler de mi vardı? haydi çıkın paraları' demiş.
    200 milyon çıkmamış, 150 milyon çıkmış. koymuşlar zarfa yazmışlar 'rabbinden cengiz e'...

    aslanım cengiz almış zarfı bakmış 150 milyon. oturmuş allaha 2. mektubu döşemiş.
    allahım mektubunu aldım çok teşekkür ederim. şimdi sana bi adres verecem parayı bundan sonra oraya gönder. zira bu ibne subaylar içinden çalıyor.

  • trt'de yayınlanan teşkilat adlı dizide, akp'nin suriye politikasını eleştiren genç kesimlere 'okkalı' bir cevap verilmiş. daha doğrusu diziyi yapan kekolar bunun okkalı olduğunu düşünüyorlar.

    özetle dizide bir karakter, "suriye'de ne işimiz var?" diye bir soru soruyor. diğer karakterler de "her masada varız, sen rahat ol" gibi aptal saptal ifadelerle genç karaktere yanıt veriyor. hatta bir yerde "döverim ben bunu" falan diyor bir karakter.

    fakat bu soruya verilen cevaplar da akp'nin "yalan üretim merkezi" videosunda olduğu gibi, sorunun altında kalıyor.

    kaynak

    bravo trt, bizim vergilerimizle bize saldırmaya devam et.

    sevgili akp, z kuşağını ve diğer genç kesimleri böyle kazanacağını zannediyorsan çoktan siki tutmuşsun ama haberin yok.

  • ufakken çok ağlarmışım, hatta çoktan öte hep ağlarmışım. beni susturmak için artık annemde babamda çaresiz kalmış. yok emziği bala batır ağzına ver falan filan ben susmuyormuşum. sonracıma babam o ünlü keşfini yaptı:

    b: bak aklıma ne geldi!
    a:ne?
    b:simdi bi kaba süt koyacaz..
    a:ee?
    b:sonra bu kabın ağzına emziğin ucunu yapıştırp ucunu delecez!!
    a:....
    b:böle o* emdikçe ağzına süt gelecek!!
    a:....
    b:....
    a:biberon yani??
    b:..!(büyük bir keşif duygusunun ardındaki hüsran...)

    demek ben daha erken doğsam biberonun patentini babam alsa şimdi paraya para demezdik..işin diğer bir boyutu demek ki insanlar başları sıkıştığı zaman akılları çalışıyor. bak caponlara atom bombasını yediler* simdi her seyi en ufak en hızlı en teknolojik sekilde yapmak icin kasiyolar (bkz: japon tshirt katlama sanati)

  • 2,5-3kg'lık maddeyi enerjiye dönüştürmüş patladığında.

    füzyon esnasında yok olarak enerjiye dönüşen bu madde dünyanın en güçlü konvansiyonel bombası olan mother of all bombstan yaklaşık 1 milyon kat daha fazla enerji ortaya çıkarmış.

    gelmiş geçmiş en temiz nükleer bombalardan biridir ayrıca. enerjisinin %97'si tamamen füzyondan geldiği için nuclear fallout çok az olmuş. gerçi bu biraz da sovyetlerin insaflı davranmasından kaynaklı, orijinal tasarımda güç iki katıymış ancak hesaplara göre bu patlama tek başına o güne dek patlatılan tüm bombaların toplamının %25'i kadar bir serpintiye sebep olacağı anlaşılınca şimdilik dünyayı yok etmeyelim demişler.

    (bkz: nükleer çağ öncesi çeliği)

  • babasını 1992 yılında kaybetmiş biri olarak, az önce facebook'ta rastladığım ve her nedense bana ilginç duygular yaşatmış babadır.
    fotoğrafına yorum yapılan eleman da 26-27 yaşlarında.
    acaba babam yaşasaydı facebook hesabı alır mıydı?
    fotoğrafımın altına da "gururumsun" diye yazar mıydı?
    adam, ne cep telefonu gördü; ne interneti bildi...
    hayat garip, sadece sisli puslu bir iki sahnesi hatırlanan eski bir siyah beyaz film gibi.