hesabın var mı? giriş yap

  • levye amk
    (bkz: half-life)

    "2 saat kaybolduk nolmuş lan?!" editi: okuldan kaçıp internet cafede half-life "atan" ve crossfire'da malum butona basıp sığınakta crossbow ile pusu kuran, ayrıca gene crossfire'da malum butona basmayı yasaklayıp dünyanın ilk nükleer silahsızlaşma antlaşmasını yapan, sıkılınca meydanda toplanıp levye ile birbirine giren ve sis atan tüm oç akranlarıma selam olsun. alayınıza impulse 101 ulan!

  • işyerinde ilk girdiğim toplantılardan birinde sonlara doğru ekip arkadaşımın ettiği şu cümlenin kurulduğu lisan;
    "bu istedikleriniz sizin için nice to have mi?yoksa must mı?"

  • son 10 yılda falan gördüğüm en kaliteli füze.

    influencerlar, sjw'ler, trolller hizaya geçin derhal, zeynep ablanız mekanın sahibidir artık.

  • babası tarafından yüklenir yüklenmez açılmış başlık. youtube keşke 18 yaş altının video yüklemesini de yasaklasa. babaları para kazanıcam diye ne hale düşürüyor çocukları

  • türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
    kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.

  • turkiye'den yunan adalarindan birine gelen kacak motordan inerken sirilsiklam olan bir aileyi calistigimiz odaya aldilar dun. birisi yasli bir anne, uc genc kadin, iki cocuk, ve bir genc adam, sonradan anlattilar, o da evin tek oglu, cocuklar buyuk ablasinin. adam uyusturucu bagimlisi oldugu icin bosanmislar.

    coculklar 5 ve 6 yaslarinda, bir kiz bir oglan, tir tir titriyorlar. hepsine ic camasirina kadar giysi bulmamiz gerekiyor. cocuklar coraplarini ayakkabilarimi cikariyorlar, cocuklara giysi ve ayakkabi hemen buluyoruz, sorun kadinlarda ozellikle yasli annede. elbise gonderenlerin arasinda onlarin giyinme stilini dusunen olmamis. yasli kadina pembe pelus bir palto buluyoruz. evet cirkin ama en azindan biraz uzun ve bol. onlari giydirmemiz cok uzun suruyor, ama sonunda eski islak elbiserini odanin artasina birakip gidiyorlar.

    ama daha sonra teker teker gelip eski islak elbiseri geri istiyorlar, elbiselerin birinin cebinde kalan bir seye ihtiyaclari var ve onu bulmalari gerekiyor. bizler bu arada nijerjali bir gurup kadin ve erkegi giydirmege calisiyoruz, oda kucuk, gelen gurup buyuk, erkeklerin ayaklarina ayakkabi bulamiyoruz, elimizdeki erkek ceketleri de onlara gore kucuk. afganistanli kadinlar aglamakli, kocaman nijerjalilarin arasindan suzuluyor, odanin arkasindaki elbiselini biraktiklari bolgeye girmeye calisiyorlar. fransiz gonullu franchie onlara kiziyor, onlari bagirarak disariya cikariyor. boyunlarini bukup geri gidiyorlar, ama bir muddet sonra gene geliyorlar. dillerini bildigim icin olmali benimle konusmak istiyorlar. yok, bulamiyoruz eski elbiselerinizi, atmis olmalilar burada degil, diyorum ama, sesim tiz mi cikiyor yoksa? kadinin yuzundeki ifade icime kaziniyor, ama yapacak birsey yok, odada bir suru islak nijeryali var, onlara kuru elbise bulmak lazim.

    herkes giydirilip gittikten sonra gene stoklama isimize donuyoruz, gelen kutulari acmak ve elbiseleri kadin, erkek, cocuk ve beden olarak ayirmak bizim isimiz. kutulardan birinden islak bir naylon torba cikiyor. ufacik. ıcinde birkac madeni para, yesil plastik bir tespih, siilerin namaz kilarken alinlarini dayadigi, kerbaladan geldigine inanilan kirmizimsi toprakla yapilan ufak, kenari kirik bir namaz tasi (muhur). arkadasim bu ne diyor. hemen anliyorum, o kadinlarin aradiklari bu olsa gerek diyorum. kadin herhalde giyinirken sonra alirim diye onu oraya koydu, veya baska birisi islak elbiseleri toplarken onu oraya dusurdu. aile hala disarda bekliyor, endiseli. islak plastik torbayi kapiyorum onlara gosteriyorum. bu mu kaybettiginiz? diyorum. baslarini salliyorlar, gozleri doluyor, bana sariliyorlar, sanki onlara amerika vizesi vermisim gibi mutlular. ama anliyorum, yaban ellerinde bir daha kimbilir ne zaman ellerine gececek namaz tasi ve tesbih onlari birakip gittikleri topraklara baglayan seylerin su anda en onemlisi. ve o kucucuk torbanin ne oldugunu bildigimiz, onlari anladigimiz, ve hatirladigimiz icin minnetarlar.

    bazen birilerinin seni dinlemis olmasi hayattaki en onemli sey olabiliyor.

    debe'ye girdigimi sayesinde ogrendigim yardim kampanyasina cagri.
    (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)

  • fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamayacağının ipucunu veren tivittir. geçen sene de berbat oyunları yerine hakemleri konuşuyor ve sosyal medya baskısıyla kendilerine fayda sağlamaya çabalıyorlardı. aynı tas aynı hamam.

    galatasaray'ın doğrandığı maçtan hakemden şikayet eden yine fenerbahçe. ligin ilk yarısı havadan penaltı kazandıkları beşiktaş maçından sonra da şikayet eden fenerbahçe idi. hele hele başakşehir maçı hala hatırlarda...

    bu kafayla şampiyon falan olunmaz. devam edin böyle.