ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlükçülerin ben de oradaydım dediği olaylar
-
2010-2011 sezonu ikinci devre, fenerbahçe yaptığı 17 maçtan 16sını kazanıyor.
işte ben o kazanmadığımız tek maç olan bursaspor maçındaydım. şansımı sikim.
kafein
-
içildiğinde vücut tarafından tamamen emilen kimyasal madde. kandaki seviyesi 15-14 dakikada en yüksek seviyesine çıkar. alınan miktarın en azından yarısının vücutta kullanılıp atılmasına kadar geçen zaman yaklaşık olarak 5 saattir. kandaki yağ asitlerinin seviyesini arttırmasından ötürü vücut direncinde artma, sinir sisteminde uyarılma, canlılığı arttırma ve uykuya olan reaksion zamanında uzamaya neden olur. başlıca kahve,çay,çikolata,kakao,ve kolalı içeceklerde bulunur.
bir kişi 5-10 gramlık kafein tozundan ölebilir. ama bunun için günde 200 kutu kola ya da 100 fincan kahve veya 125 fincan çay içmesi gerekmesinden ötürü pratik olarak imkansızdır.
08.30'dan 03.00'a kadar çalışmak
-
bugün, iş başvurusu için çağrıldığım şirketteki ablanın bana dediği eylem.
pazartesiden perşembeye kadar: sabah 8.30 akşam 7-8
cuma: sabah 8.30 gece 12-1
cumartesi: sabah 8.30 gece 3
pazar: tatilden hallice (yersen)
ücret: asgari
mekan: halkalı gümrük(gidenler bilir). tuğlalardan örülü bir odacık ve bir adet kondisyonu iyi konteyner.
not: üniversite mezunuyuz, tecrübesiziz ama bu kadar da ölmedik mk.
edit: söylemeyi unuttum. şirketin operasyon işlerinin yapıldığı, tuğla ile örülmüş olan 15 metrekarelik yere bir sıva çekmeyi bile uygun görmemişler. o tuğlalara üzüldüm aslında ben.
4 aralık 2019 şule çet davası
-
saat 10.00'da ankara adliyesinde başlayacak olan karar duruşması.
https://twitter.com/sulecetdavasi
karar:
berk akand’a, 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
çağatay aksu, cinayetten müebbet hapis, tecavüzden 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
#suleceticinadalet
(bkz: alara karademir) bu başlığa da destek verip gündemde kalmasını sağlayabiliriz.
ben hakimim ağzınıza sıçacağım sizin
-
üst edit: hakim değil güzellik uzmanıymış. sabah linkigerçekten hakim çıksaydı ülke adına çok daha üzücü olurdu.
link
yeni link10. saniye
saldırgan köpekleri toplamaya çalışan bakırköy belediyesi çalışanlarına edilmiş sözdür. görevini yapmaya çalışan yaşlı başlı bir insana sarf edilmiştir. diyecek bir şey yok. üzüntü verici bir tablo. ortada birden fazla ısırma şikayeti olduğu halde bu kadar insanın böyle davranmasına anlam veremiyorum. medeni olmak, hayvan sevmek bu mu?
mahalle halkı söz konusu köpekten yaka silkmiş durumda. vesley adlı yazar eklememi istedi, mahallenin facebook grubundan. resim
edit: konu ile ilgili yardım talebi
edit 2: kars'ın arpaçay ilçesinden bir arkadaş sorunu iletmemi istedi. 2300 nüfuslu ilçede hayli büyük bir köpek popülasyonu varmış. insanlar akşamları evlerine yürümekte zorlanıyormuş.
maalesef https://instagram.com/…lekleri?utm_medium=copy_link gibi sayfalar internet üzerinden yardım toplayıp sorunu daha büyük bir hale getiyormuş.
görüldüğü üzere bütün ülke genelinde sorun insan eliyle çözülemez bir şekle bürünüyor. yarın bir gün büyük bir hayvan katliamı olunca sorumluluk kime ait olacak?
bilgisayara yüklenen ilk oyun
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: 32 yaşındayım 1.51 boyundayım
komando olmak istiyorum bilen birisi yardım ederse çok sevinirim.
2. yarın gel mermi olarak başla.
topluca kırmızıda geçmenin proleter sevinci
-
kırmızı ışığı iplemeyecek sayıya ulaşan yayaların birden topluca bilinçlenip "arabalara 5 dakika yeşil, bizlere ise 30 saniye!" anlayışına karşı uyandırdıkları üst esemelerinin hoş bir getirisi.
şimdi arabalar biraz kapitalist patronları simgeliyorlar burda,
yayalar olarak biz de proleterya gibiyiz bir nevi. bu noktada kimin ne kadar zengin olduğu sorun oluşturmuyor. karşıdan karşıya louis vuitton almaya geçiyor olsanız da fark etmez.
kırmızı ışık da bize yapılan haksızlık, sorumsuzluk. 80-90 kişi beraber karşıdan karşıya geçiş de devrim gibi bir şey oluyor haliyle. alttan başlayan bir devrim gibi ama. bolşevik usulü değil yani.
böyle şapşal bir sevinç yaratıyor bu olay benim ruhumda. özellikle karşı taraf da kalabalıksa ve simultane olarak karşıya geçiyorsak komşu bir ülkede de sosyalist bir ayaklanma olmuş havasına kapılıp sevincimi 3'e 5'e katlıyorum. ara sıra karşıdan geçenlere "selamlar olsun yoldaş" dermişçesine şöyle bir gülümseyerek bakıyorum.
16-17 yaşındayken hiç komunist bir dönemim olmadı. içimde ukte kalmış olacak. keşke yaşıtlarımın çoğu gibi şöyle bir 6 ay filan komunist olsaydım da sistemimden çıksaymış. kabakulak gibi, erkenden geçirmek lazım o evreyi. büyüyünce daha zor oluyormuş bak.
işyerinde yükselmek için ipuçları
-
devamlı inovasyon çok önemli. yeni ekonomide sürekli eğitim vardır. kendinizi sürekli yenileyip geliştirmelisiniz.
çalıştığınız sektör ne olursa olsun diğer firmaları takip etmeniz ve çalıştığınız yere başka ne şekilde faydalı olabileceğinize bakmanız gerekir.
kendinizi mutlaka diğer çalışanlardan ayıran bir özelliğiniz olmalı. fark yaratırsanız karşılığını da alırsınız.
tekstil cenneti olup ünlü marka çıkaramayan ülke
-
ayakkabı sektöründeyim.kendi markamı bugün 12 ülkeye ihracatını gerçekleştiriyorum.
neden hazır giyim sektöründe uluslararası bir markamız yok bunun nedenlerini sıralayayım.
üretim yapan firmalar siparişi alıncaya kadar bir yerlerini yırtıyor,sonrasında ise çoğunlukla ayıplı mal gönderiyor.
ülke olarak zorunlu eğitim sistemi sektörleri çok fazla etkiledi.bu yüzden alttan kalifiyeli,gerekli eleman yetişmiyor.
ülkemizde milano, londra,paris gibi moda şehirlerinin olmayışı bence büyük etken.ne alaka diyebilirsiniz ama gerçekten çok fazla alakası var.bizde modanın kalbi istanbul'da merter,laleli,osmanbey ve gedikpaşa'da atıyor.
en önemlisi de tekstil ve moda sektöründe hala uluslararası reklama gerçekten dev bir bütçe ayırabilen,cesaretli bir yatırımcımız çıkmadı.
inşallah bunları ben başaracağım.lütfen biraz sabır.
trendyol'un 18+ reklamı
-
"aman bizim ekşiciler yine abartmıştır" diye girdim. "oha" diyerek geri çıktım.
cübbeli ahmet ile kadın doktorun fotoğrafı
-
her sınıfta, atatürk'ün fotoğrafının yanına asılması gereken, simge görsel dir.
sağlık sıhhat yerindeyken " kızları okutmayın, buluğ çağında evlendirin yoksa çok ayıp olur günah olur " diyen yobaz tipler, can boğaza gelince o okumuş kızların elinde şifa arıyorlar.
yok mu depremi engelleyen, roketleri düşüren şeyhlerinin öğrettiği bir dua? oku, üfle, zımba gibi ol. niye namahrem eli değdiriyorsun vücuduna.
edit: iftira attığımı söylemişler buyurun kendi ağzından dinleyin: video
nasıl da saydırıyor hem okuyan, hem çalışan kadınlara.
mısır'ın türkiye ile barışma şartları
-
mısır'daki hükümeti devirmek bu maddeleri kabul etmekten daha kolay amk. bu ne lan.