hesabın var mı? giriş yap

  • bunlar öyle yazıldığı gibi 30 sene filan yatmıyor gençler. o ceza indirile indirile 5-6 seneye düşüyor, sonra da birkaç senede bir çıkan aftan yararlanıyorlar zaten.

    yazık bu ülkenin yasalara uyan insanlarına.

  • man utd deplasman oncesi galatasaray'in iki dezavantaji, iki de avantajı oldugunu dusunmus ve su entryde de bunları biraz acmistim.

    dezavantajlarimizin bu mac icin de belirleyici olacagini dusunuyorum.

    dezavantaj 1- fizik

    bir premier league takımına fizik olarak karşı koymak zordu, eğer bu dezavantaji ortadan kaldırırsak sansimiz olabilirdi. man utd'a kopenhag ve molde maçlarındaki gibi ezilmedik, kadro kalitesinde de geri kalmadigimiz icin bu dezavantaji ortadan kaldirmistik.

    bayern ilk mac herkesin malumu. fizik olarak geri düştüğümüzde fişimizi çekmişlerdi. bu mac fizik olarak kafa tutabilirsek, kadro kalitesi olarak yakalayamasak bile, oyun gucu ile maca ortak olma sansimiz artacaktır.

    dezavantaj 2- conversion rate

    gecen sene 14 maçlık galibiyet serisi yaptigimizda, ilk 11'i gozu kapalı yazar hale gelmiştik. ama bu sene, su asamada bundan uzağız. çok efor gerektiren direkt futbol oyunuyoruz ve beraber oynama aliskanligi henüz oturmamış bu takimin cekilen sut>gole dönüşmesi oranında çok ama çok zayıf bir istatistiğe sahip olmasina neden oluyor (hastalık bu futbol youtube kanali galatasaray'in bugüne kadar super ligde %7.5'ta kaldigini, fenerbahcenin ise %12'nin uzerinde bir yüzdeye sahip oldugunu paylaştı bu hafta).

    bir de buna sutla sonuclanmamis son tercih hatalarını da eklersek, galatasaray'in oyununun ne kadar verimden uzak oldugunu daha net goruruz.

    hucumdaki senkron bozukluğunu ne kadar iyileştirdik, maca ortak olma sansimiz o kadar artacaktır.

    avantaj - okan hoca’nin hedef mac basarisi

    fazla söze gerek yok, gecen senenin basından beri okan hocanın kaybettiği hedef mac iki tane. biri gecen sezon beşiktaş deplasman, digeri de bayern ilk mac. bu maçta da oyun gucunun herkesi dopamin bombardımanı yasattigi da malum. burada da iyi bir mac planı olacaktır, bakalım takim ne kadar yansitabilecek, göreceğiz.

    takimim old trafford'da bize harika bir kutlama armağan etmisti, umarım su ahir ömrümde allianz arena'da da benzer bir deneyim yasamak kismet olur.

    vurduğumuz gol, yedigimiz ofsayt olsun.

  • dizinin özellikle 2002-2005 arası yayınlanan bölümlerinde aslında haluk-meltem ve selami-gönül ikilisi 2000'ler türkiyesi'nde orta-üst sınıfın halini ve idealini cizmiştir.

    o kadar cok örnek ve detay var ki buna dair, mesela dizide haluk ve selami'nin taktığı saatler genelde rolex hatta haluk tek model takıyor genelde: rolex submariner. herhalde biraz kariyerli iki mühendis bu sekilde bir hayat yasıyordu diye düşünüyorum bugün izlediğim yerden.

    meltem ve gönül özelinde bakarsak kentli, aydın ve ekonomik özgür türk kadını güzel islenmiş. burda da yine çantalar louis vuitton gibi ikonik ama okumus yazmıs beyaz yakanın ulastıgı markalar.

    meltem, gönül ve selami tam kentli beyaz yaka. sergiden sergiye, suare kokteyl ne varsa geziyorlar. geri kalan haluk olmus. o da ''anadolu'dan gelen zorluklarla okumuş ve daha iyi bir hayata kendini özünü kaybetmeden atmış adam'' profili ciziyor.

    yasım yetmiyor, belki de türkiye'de 2000'ler basında çalışan kariyerli beyaz yaka
    gercekten de böyle bir hayat sürüyordu bilemiyorum. 20 yıl sonra baktıgımız yerden ulaşılmaz görünüyor bizlere.

  • kendi eğlenmek için bir video çeken çocuktur. yalnız aşırı sevimsiz geldi hareketleri. bu çocuğa yavrum diye sarılan seven bir anne baba var. o anne baba ne güzel anne babadır. şüphesiz ki cennet onların ayaklarının altındadır.

  • "kur’an’ın tercümesine kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin kur’an hükmünde olmadığı konusunda islâm alimleri görüş birliği içindedir."

    ilk defa islam alimlerinin bir konuda görüş birliği içinde olduğunu duyuyorum.

  • yayınlandığından beri her ortamda insanlar tarafından olağanüstü ilgi ve övgüyle karşılandı. bir yer hariç amk.

  • -jokond amcaaa
    -efendim güzelim?
    -hafta sonu bize gelsene
    -gelemem işim var
    -ama lütfen yaaa
    -niyekine?
    -parti vericem arkadaşlara senin de gelmen lazım
    -ne partisiymiş lan bu bacaksız?
    -cacık partisi
    -ahaha şimdiki çocuklar harika
    -gelicen mi gelicen mi?
    -eheh tamam tamam gelirim
    -oleeeyy hıyar da geliyor artık menümüz tamam!
    -lan!

  • bir arkadaşım bu durumu bildiğinden aynı yüzüğün pahalı olanıyla ucuz olanını yaptırıp, gerçeğini veriyor kıza. 1 ay falan sonra versene yüzüğü bir bakayım deyip ucuzuyla değiştirmiş el çabukluğuyla. kız hala pahalı olanı taktığını sanıyormuş. kızlar ayık olun azucuk la.

  • olay anında kız arkadaşın taksiye bindirip gönderilmesi gereken, devamında önce sakin sakin adamlarla konuşmaya çabalamanız, daha sonra da güzelce sopanızı yiyip - ama bu durumda bir-iki tanesini iyi benzetmeniz gerekiyor- eve ya da hastaneye gitmeniz gereken durumdur...

    yoksa içinizde sürekli rahatsız edici bir durum olarak kalır.
    deneyin mutlu olacaksınız yaralar ve şişikler bir haftada geçiyor.

    bir de şunu eklemek istiyorum; eskiden yani 17-20 yaşlarında bizim de sevmediğimiz ne bileyim yakalasam mikecem dediğimiz adamlar vardı ve biz onları kız arkadaşıyla ne bileyim kız kardeşiyle, annesiyle vs. gördüğümüzde ya görmezden gelirdik ya da nazikce bir selam verirdik... ha daha sonra yakaladıgımızda güzelce kavgamızı da ederdik...şimdi ayrı bir kepazelik ayrı bir anlayış... bu arada yaşım 26 yani 1940 lardan bahsetmiyorum.