ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hakan sabancı don juanizm sendromu yaşıyor iddiası
-
biz arkadaşlarla bu durumda olan tanıdıklarımıza amsalak diyoruz ama, don juanizm sendromu da iyiymiş* bundan sonra daha kibar oluruz*
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
maaş yatalı 11 gün oldu hala hesabımda para var.
depremzedeye 10000 tl yardım
-
kefen parası sanırım
iphone 6s
-
arkadaşıma, hostes karısının abd’den iphone 7 alması için para verip beklemeye başladım. aradan geçti bir kaç hafta, beklenen haber geldi, karısı gitmiş gelmiş dolayısıyla benim telefon da gelmiş. arkadaşla buluştuk. karısı inisiyatif kullanarak 6s almış, 7 nin fiyatı değmezmiş, para üstümü de getirmiş. işte böyle saçma bi hikayeyle 6s sahibi olmuştum. bayağı içime oturmuştu. sanane kardeşim kaç paraysa kaç para ya, bak yine sinirlendim. her şeyde bir hayır vardır neyse. aradan yıllar geçti hala kullanmaktayım. ( arkadaş da ilerleyen zamanda karısından boşandı.)
insan kaynakları
-
türkiye'de çoğu firma için gereksiz bir birim- özellikle de patron şirketi olanlarda. daha çok biz ne kadar kurumsalız demek için açıyorlar. personelle direkt muhattap olmayalım, şu başvuranların da hepsiyle uğraşmayalım diye var. ama sanki küçük dağları onlar yaratmış. tarif edilemez bir ego patlaması yaşıyorlar. halbuki gözlemlediğim kadarıyla bütün gün işte bilgisayar başında takılıyorlar. bir tek ay sonu biraz yoğunluk oluyor.
maaşlar, puantajlar ile genelde muhasebe ve personel müdürleri ilgileniyor. işe alımı da teknik bilgi ve yetkinlikleri yeterli olmadığından son aşamada ilgili proje müdürü ya da "patron" değerlendirmeyi yapıyor. yurtdışında okumuş anadil seviyesinde yabancı dili olan başvuranları ezberden ingilizceleriyle test ederken de hiç utanmıyorlar. utanmak ne kelime, havalarından geçilmiyor.
edit 2: iş yerinde bilgisayar başında takılan ik'cılar rahatsız. haklı çıkardığınız için tişikkirlir
çin restoranında canlı fare servisi
-
geçen gün evde yakaladım bi tane "çin zulmünden kaçtım abi" dedi. saldım.
bisikletle işe gitmeyi medenilik sanan insan
-
kısmen haklı.
doğru olan şu, bisikletle işe gitmek doğrudan medeniyt değildir.
bisikletle işe gitmek istediğinde sorunsuz bir şekilde "gidebiliyorsan" işte o medeniyettir.
mavi köşk
-
vakti zamaninda, kibris cumhuriyeti kurucu cumhurbaskani makariosun avukatligini da yapmis olan silah tuccari ve/veya kacakcisi pavoulidis ** isimli italyan asilli bir kibrisli ruma ait olan kibrisin batisinda camlibel isimli yerlesim birimine yakin bir yerde bulunan bir kosk ve/veya malikane ve/veya evdir.
bu evi ozel kilan biraz da hakkinda anlatilan sehir efsaneleridir. *
evin mimarisi "l" seklinde olup, ic avlusunda bir yuzme havuzu bulunmaktadır. eve girdiginizde antrede kucuk bir resepsiyon karsilar sizi. resepsiyonun karsindaki genis kapi, tam orta yerinde bir sut banyosu bulunan bir salona acilir. burada daha ziyade alemler tabir ettigimiz eglencelerin tertip edildiği * rivayet edilmektedir. kucuk mavi renkte seramiklerle kaplanmis sut banyosu, gercekten hani, kizlar nerde? repliginin dogmasini saglayacak guzelliktedir. giristeki koridor asip evin ikiye ayrildigi bolume geldiginizde saga donmeniz halinde, boydan boya havuz ve bahce manzarali bir yatak odasi karsilar sizi. burada bulunan geyik derisinden calisma masasi ve sandalyesi klasik dizaynından cok, makariosun hediyesi olmasi bakimindan onemli addediliyor. * anlatilana gore, konu masa ve sandalye 1974 baris harekati sirasinda kibrisi terk eden pavoulidis ** tarafindan, manevi degeri one suruluerek ozel olarak talep edilmis ve fakat adamcagiza gonderilmek yerine, "yoksa icinde gizli bilgiler mi var?" denilerek paramparca edilmistir. su an bir puzzle edasiyla birlestirilerek eski haline gtirilmeye calisilmis olan masa ve sandalyeye yakindan bakildiginda, bayagi bir incelemeye tabi tutuldugu hemen farkedilir. giristen saga deil de sola donulmesi halinde ise, ust kata cikan merdivenler ve onun hemen ilerisinde bar ve taverna biciminde dizayn edilmis yemek salonu cikar karsimiza. barin ozelligi, bir cogu eksik olsa da, duvarlara yerlestirilmis metal burc * sembolleridir. bunlarda sadece bir kaci bu gune kadar varligini surdurebilmistir. bari gecince karsimiza cikan yemek salonu ise, taverna bicimindeki dizaynı ile goz doldurmaktadır. burada buluanan masalar, renklerine gore ayrilmis olup, her biri, ust katta bulunan ve misafirlerin agirlandigi odalarin rengini tasimaktadir ve her konuk, kalmakta oldugu odanin rengine gore masasina yerlestirilmekte idi. yemek salonunun terasa acilan kapisindan ciktiginizda ise kendinizi, yer altinda bulunan mahsenlerden surekli devir yapan bir cesme bulursunuz karsinizda. aslan basi bicimindeki bu cesmeden ise, sarap aktigi rivayet edilmektedir.
evin ikinci katina gelindiginde ise, sol tarafta, toplanti odasi olarak duzenlenmis bir oda karsiliyor bizi. bu odanin girisinde, kapinin hemen disinda duran duvar dolabininin kapaginin ic tarafinda, pavoulidis **in evdeki tek fotografi yer almaktadir. toplanti odasinin icinde, rus bir ressam tarafindan hazirlanmis bulunan, basindaki hare ve takilari som altindan yapilmis bulunan, ve hangi yone gidilirse, butun govdesi ile o yone donen bir meryem ana ikonu dikkat ceker. ikinci kat koridorunda ilerledigimizde sol arka tarafta, cesitli renklerin dekorasyonda agir bastigi odalar ile sag tarafta ise bir baska yemek odasi ve salon karsimiza cikar. burada dikkati ceken unsur, uzak dogudan gelmis olan ve uzerine ozel ilaci suruldugunde deri islemeli yuzeyinde yer alan manzara resmi mevsimlere gore renk degistiren dolaptir. ancak 1980'li yillardan beri pavoulidis ** eve yardim gondermeyi durdurdugundan * bu dolap, en son ilacin suruldugu mevsim olan sonbahar renklerinde kalmistir *. odalardan en ozellikli olani ise ayni zamanda deprem odasi da olan cocuk odasidir. tuvalet ve banyo ile birlikte toplam uc bolumden olusan cocuk odasinin cocuklarin yataklarinin bulunundugu kismi, butun evden bagimsiz bir yapi olup depreme karsi dayaniklidir. cocuk odasindaki butun mobilyalar ise, kuvet, lavobo ve klozet dahil, minyatur olup, bu evin insaa edildigi tarih olan 1960'li yillara gore oldukca ilginc bir hadisedir. evin diger enteresan aksesuarlari ise, hangi acidan yaklasirsa yaklasilsin, arkadan yaklasani gosteren gunah cikarma aynasi ile en kucuk bir depremde devrilecek sekilde tasarlanmıs bulunan denge heykelidir. ayrica pavoulidis **in odasindan bir gizli gecidin *, bir iddiaya gore deniz kiyisina, bir iddiaya gore ise evin bulundugu tepenin karsindaki daha alcak bir tepedeki, yine iddiaya gore ingiliz gizli servisine ait evlerden birine ciktigi rivayet edilmektedir.
bunun yaninda evin bahcesinde, kucuk bir anfi seklinde tasarlanmis bir bolum bulunmakta ve burada sahne olarak nitelendirilebilinecek taraftaki rengi digerlerinden farklı bir tasin uzerinde durup anfiye taraf konustugunuzda sesiniz feci sekilde yankilanmaktadir. bu rivayet degildir. tasin uzerine cikip konusunca bunu kendiniz de duyarsiniz. avukat olan pavoulidis **in onemli davalarina, etkili hitabeti yakalamak icin gelip burada calistigi rivayet edilir.
bir de evin bahcesindeki havuzda zamaninda, birden cok kizin yuzdugu ve pavoulidis **in de onlara ikinci kattan bir elma attigi ve elmayi tutan ile birlikte oldugu * rivayet edilmektedir. ancak bunun arkasindan kosku gezdiren rehber siritarak, "tabii, elmayi erkeklerin kaptigini da soyleyenler vardir, zuha aha ha" seklinde bir ekleme yapar daima. gerci evde pavoulidis **e ait olan ozel birkac esyadan birinin de pembe bir bornoz oldugu gorenleri zaten bir parca dusundurur.
mesut özil'in üç hilal ve bozkurt dövmesi
-
türk milli takımı yerine, alman milli takımını tercih etmiştir, öyle milliyetçi bir insandır kendisi. isterse reenkarnasyon ile bu yaştan sonra kendini kürşad'a dönüştürsün, bu gerçek değişmeyecek. amatör eğlendirir yani pepito.
üzüm keserek 3000 dolar kazanan boğaziçili
-
artık şu sırt çantalı ''çılgın'' interrailci arkadaşlar baymadı mı?
hatırlanan en eski sigara fiyatı
-
farklı bir detay yazayım ben de.
1992 ye kadar sigara paketlerinin üzerinde fiyat etiketi olurdu. zam gelmiş olsa bile bandrol üzerinde yazan fiyat neyse o paradan satılmaya devam ederdi. bu da zamlı fiyata geçişi en az üç ay ertelemiş olurdu. ki bazı yerlerde bu neredeyse yeni zamma kadar bile devam ederdi. bakkalların ve küçük marketlerin vitrinlerinde eski fiyattan sigara bulunur levhaları vardı.
daha da önemlisi bu yöntemle stokçuluk yapılamazdı.
süleyman demirel bu sistemi değiştirdi.
#80milyonkardeşizbiz
-
üzgünüm ama değiliz. hayır çıksaydı böyle hashtag olur muydu? muhtemelen seçim yenilenir, kasap bıçaklılar sokağa çıkar, doblolarıyla dehşet saçardı.
igor
-
müzisyenlerin yeni şeyler denemesini taktir edip, çoğunu da beğenmem.
henüz 2 kez dinleyebildim, şimdilik taktir ediyorum. her işini diğer albümleriyle kıyaslayacağımız için işi hayli zor olsa da bir kaç parça dikkatimi özellikle çekti bile. albümü hazırlarken etkilendiği bir çok müzisyen olduğunu düşünüyorum, çok renkli bir dönemdeyiz. bir kaç tur daha dinleyelim bakalım, çok yaşa çiçek çocuk.