hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • kişisel düşüncem bugünden itibaren yapılması gerekendir. acil ihtiyaç olmadığı sürece, havaalanı taksileri kullanılmamalı. bunun yerine toplu taşıma, eş ve akrabaların arabaları, daha geniş ölçekte kullanılmalıdır. bugünden itibaren havaalanı taksileri benim açımdan zaten kullanmak bir yana yüzlerine bakılmayacak taksilerdir.

  • doğru bir iddia. tıpkı dolar'ın euro'nun yuan'ın ya da altın'ın gerçek bir karşılığının olmaması gibi bitcoin'in de insanların ona olan inancı dışında bir karşılığı yoktur.

    kavramsal olarak para dediğimiz şey 60 yıl öncesine kadar altındı. banknotlar altın karşılığı düzenlenmiş bir borç senediydi sadece. altın ise karın doyurmayan, silah olarak işlenemeyecek kadar yumuşak, iyi bir iletken olmasına rağmen bu alanda son 50 yıla kadar pek kullanılmayan, az olmasının dışında tek özelliği bozulmaması (soy metal, paslanmaz vs.) olan bir maddeydi.

    amerika kıtasının keşfinden sonra manyak gibi altın çıkarmaya giden binlerce kişiyi (gold rush) westernlerde az çok görmüşsünüzdür. adamlar bildiğin dünyanın öbür ucuna saçma sapan bir metali çıkartıp zengin olmaya gittiler ve sağ kalıp dönenler ilginç bir biçimde zengin de oldular. kimse kardeşim sen bu altını neyin karşılığında çıkardın demedi. neden?

    nedeni basit, para sadece bir konsensustur. para ticareti kolaylaştırmak için kullandığımız ve inandığımız bir araçtır. neye inanırsak onu kullanırız. bu altın da olabilir, kağıt da olabilir, bir hisse senedi de olabilir, eğer internet yeterince yaygınlaşırsa her an her cihaz internete bağlı olursa doğrulanabilen dijital bir veri de olabilir. (bu veri bitcoin olmak zorunda değil tabi ki, ama bitcoin buraya talip) hangisi kolayımıza gelirse, hangisini kalpazanlar rahat basamazsa, hangisi güvenilirse vs...

    son 60 yıla damgasını vuran dolara gelecek olursak, doğduğumuz dünya parayı güçlü olan devlet basar, basabilir buna hakkı vardır gibi bir yanılgı oluşturuyor. halbuki devletlerin karşılıksız para basarak paranızın değerini emmesi değil, vergi toplayarak bütçelerini idame ettirmesi gerekir. (hatta osmanlı abd'nin aksine en güçlü olduğu dönemde bile altın nedenli mali kriz yaşamıştır.) bu sadece ikinci dünya savaşından sonra abd özelinde ortaya çıkan bir durum. savaşı atom bombası ile kazanan mutlak galibi ekonomik üstünlüğünü globalizmin de verdiği avantajla perçinledi. karşılıksız bastığı bu değerle sınırsız borçlanabilmenin önünü açtı. kimsenin de bu mutlak galibe karşı sesi çıkmadı. ama farketmiyor musunuz gelişen çin'in rusya'nın hatta hatta avrupa'nın sınırsız dolar basılmasından rahatsız olduğunu. dolar'ın arkasında sanıldığı gibi amerikan ekonomisi filan da yoktur, dolar basit bir konsensus haline gelmiştir sadece. çin ekonomisi abd'nin yüzde 60'ı olmuşken hayatınızda kaç defa yuan gördünüz?

    mesele dolar olmadığı için çok uzatmaya gerek yok. bitcoin gelişim aşamasında bir proje; tutabilir, ya da tutmayabilir. benim konuyla ilgili görüşlerim (bkz: bitcoin) başlığında. size göre ponzi (piramit/titan saadet zinciri vs.) ise* bu bitcoinlerin karşılığı yoksa bu dolandırıcılığa bulaşmamanızdan ötürü kendinizi kutlayabilir ve bulaşan insanların başına geleceğini düşündüğünüz felaketten dolayı onlara acımaya devam edebilirsiniz.

  • müziğini beğenmediği adamın hasta olmasına sevinecek ruh hastalarını ortaya çıkarmıştır.

    bir insanın içi ne kadar kötü olabilir?

  • iki gunlugune yurt disina giden arkadastan gelmis: "ulkeyi iki gun terk ettik teror bitmis, israil ozur dilemis, aylar sonra milli takim mac kazanmis... tek sorun ben miydim arkadas!!! bi' kac gun daha donmesem super guc olacak memleket"

    hayir yani iki gunlugune gittigi ulkede de hukumet düştü.

  • "uzaydym dyosn bari mntkli bi yalan syle, sen slk sandn glba bni. btti felix, bu uzn mesafe ilsksi ck yrdu bni..."

  • voyager 1'in 6.4 milyar km uzaktan cektigi dünya fotografina ithafen:

    "uzayın derinliğinden bu resmi çekmeyi başardık. eğer bu resme dikkatlice bakarsanız, orada bir nokta göreceksiniz. o noktaya tekrar bakın. işte o nokta burasıdır. evimizdir. o nokta biziz. sevdiğiniz herkes, tüm tanıdıklarınız, adını duyduklarınız, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını o noktanın üzerinde geçirdiler. türümüzün tarihindeki tüm sevinçlerimiz ve acılarımız, kendinden emin bin çeşit inancımız, ideolojimiz ve ekonomik öğretimiz; her avcı ve her yağmacı, her kahraman ve her korkak, uygarlığımızın mimarları ve tahripçileri, her kral ve her köylü, birbirine aşık olan her genç çift, her anne ve her baba, umutları olan her çocuk, her mucit ve her kâşif, ahlak değerlerini öğreten her öğretmen, yozlaşmış her politikacı, her bir "yıldız", her bir "yüce önder", her aziz ve her günâhkar işte orada yaşadı; bir güneş ışınında asılı duran o toz zerreciğinde.

    dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar yoğun!

    bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. içinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.

    dünya... şu ana kadar, yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. en azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. evet, ziyaret ediyoruz. ama henüz yerleşemiyoruz. beğenseniz de beğenmeseniz de şu an için dünya yaşadığımız yer.

    gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor."

    carl sagan, 1994

    voyager'in fotografi, çeviri ve kaynak için:
    http://www.bulutsu.org/smn.php