hesabın var mı? giriş yap

  • mesele de'lerin da'ların yanlış yazılması değil, bu yanlışın "ne var bunda cnm yha"cılar tarafından savunulması. bunu hala anlamadınız mı?

  • bakın buraya yazıyorum, yakında batacak bu site! batmalı! batmasını istiyorum!

    çünkü 10 ilandan 8 i boş. o yüzden insanlar ben bu site üzerinden “iş bulamıyorum” diyor. bu sizin özgeçmişiniz ile ilgili değil bu durum, kariyer.netin satış politikası ile ilgili.

    bu hafta x inşaat şirketinin üst düzey yönetici ilanını gördüm. elimde bir arkadaşımın çok iyi bir özgeçmiş var diye, insan kaynaklarını aradım. ik camiasında genel olarak herkes birbirini tanıdığından nazımız geçer diye düşündüm. kariyer.net de başvurmuş bir de ben göndermek istedim diye rica ettim. uzun yıllardır tanıdığım ik yöneticisi "öyle bir arayışımız yok, sanırım bir yanlışlık olmuş" dedi. peki dedim, herkes hata yapabilir.

    sadece iki gün sonra yine aynı pozisyon için başka bir firmayı aradım. "marsha iflas açıklıyoruz bu hafta, bir yanlış anlaşılma olmasın sakın" dedi.

    bu sitede iş bulma umuduyla her gün insanlar çok fazla zaman geçiriyor. sizde bu sitedeki kullanıcının kullanım süresine göre "reklam satıyorsunuz." onu da biliyorum. ama bu boş ilanlarınız yüzünden insanlarda "insan kaynakları geri dönmedi" imajı oluyor. cv görüntülenme sayısının düşmesinden bahsetmiyorum bile.

    eğer alım yapmayacaksanız ve şirket “istihdam yaratıyor gibi” göstermek adına boş ilan çıkıyorsanız insan kaynakları “allah sizin de belanızı versin.” işsiz kalın, kalın ki aynı durumu sizde yaşayın! hatta cvniz benim elime düşsün, bütün stresimi sizden çıkarayım.

    özetle batmanı istiyorum kariyer.net! insanlara daha fazla hayal kırıklığı yaşatmaman için batmanı istiyorum!

  • bu cümleyi kuranların azalarak bitmesini beklemek.

    tek bir başlıkta, türk olmak aşağılanmış, kız olmak aşağılanmış, en büyük beklentisi diyerek, en büyüğünün bile kimbilir ne saçma bir şey olacağı vurgusu yapılmış.

    bizi kendi halimize bırakın, sizden tek beklentimiz bu. tek beklentimiz, bir türk kızı olarak, daha doğrusu bir türk kadını olarak, adaletli bir ortamda yaşayabilmek. sokakta, çalışma hayatında, özel hayatımızda abuk sabuk engeller olmadan yaşayabilmek. insan olarak görülebilmek.

    kalanını biz hallederiz.

  • balığın kuyruğu ve kafasını neden hep kendi tabağına koyduğu büyümeden anlaşılmayan kutsal varlık.

  • fıkralara konu olan olay. fıkralara konu ama bize değil. bir türk genci olarak fıkrada bile olsa bir kızla aynı evde yaşayamamanın verdiği buruklukla fıkrayı arz ediyorum:

    "mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer
    ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
    "ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."

    akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
    - "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."

    mehmet yanıtlar:
    - "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
    oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun ahmet."

    bir hafta sonra ahmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; candan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; candan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."