hesabın var mı? giriş yap

  • dedi bordo klavyeli ak-kefenli! gazze'ye gönüllü savaşçı göndereceğiz deseler anasının eteğinin altına saklanacak ilk kişi kendisi olacağından şüphem yok.

  • 1997 yılıydı. o dönemde liseyi kazanmıştım. liseye girişte sağlık raporu istenmişti. velhasıl o raporu almak için bakırköy devlet hastanesine gitmem gerekiyordu. fakirlik işte, annem öyle bir para verdi ki muayenelere yola yemeğe yetecek mi bilmiyorum.

    yolda sürekli inşallah çok fazla masraf tutmaz diye içimden geçirdim. hastanede biraz masraf çıktı haliyle. ben paralarımı hesap ederken karnım o kadar açıkmış ki anlatamam. hastanenin önündeki büfeye geldim:

    ben: abi simit kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: peki meyvesuyu kaç para?
    büfeci: ... lira
    ben: o zaman bi simit alayım abi
    büfeci: meyvesuyu vermeyim mi?

    hayatımın o anı sanıyorum kendimi en gariban en yalnız hissettiğim andı. büfeden simit alırken beni gören orta yaşlı bi bayan daha sonra yanıma gelip "ben sana meyvesuyu alayım mı oğlum" demişti en anaç haliyle. beni bi ağlama aldı ama anlatamam sözlük. (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • 1905-1920 yılları arasında ermenilerin yaptığı katliamlar

    kafkasya'da ermeniler tarafından türkler ve kürtlere katliamlar yapılmıştır. justin mccarthy, bunun sebebinin ermenilerin bir ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri vilâyat-ı sitte'de nüfuslarının %19 (ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür.[57][86]

    ovanes kaçaznuni, 1905 ve 1906 yıllarında müslümanlar ile ermeniler arasında kanlı olayların yaşandığını belirtmektedir. 1914 yılında ise, ermeni birliklerinin türklere karşı faaliyetlerini başlattıklarını söylemektedir.[87] 1915 yılında van'ın ermeni valisi olan aram'a rus bir komutan bölgedeki kürtlerin öldürülmesini emreden bir emir gönderildi; fakat aram emrin uygulanmayacağını belirtti.[88][89]
    "erzurum-alaca köyünde mart 1918'de ermeniler tarafından katledilen şehit türkler anıtı"

    osmanlı arşivleri 1910-1922 yılları arasında 523,000 türkün ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtmektedir.[90] hüdavendigar onur'a göre, 1914-1918 yılları arasındaki olaylarda, ermeniler sebebiyle sayısı 2.5 ile 3 milyon arasında değişen müslüman nüfus hayatını kaybetmiştir.[91] fransa dışişleri bakanlığı'ndan rusya'nın paris büyükelçiliğine gönderilen 14 mayıs 1915 tarihli bir yazıda, van isyanı sırasında bölgede yaklaşık 6000 müslümanın öldürüldüğü belirtilmektedir.[92][93] rus bir general, ermeniler tarafından müslümanlara karşı tecavüzlerin de gerçekleştirildiğini söylemiştir.[94] 19 ağustos 1915'te dönemin avusturya büyükelçisi "ermeniler tarafından türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlar"dan bahsetti; ama hem türkler hem de ermenilerin katliam yaptığını ve olayların kimin tarafından başlatılığının belli olmadığını belirtti.[95][96]

    1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan rus orduları, 16 şubat günü erzurum[97] ve 11 temmuz günü erzincan'ı[98] ele geçirdi. türkler ise erzincan'ı 13 şubat 1918,[99] erzurum'u 12 mart 1918 tarihinde geri aldı.[100]

    rus yarbay tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir.[101] daha sonra, rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başladı.[101] 1918'de erzincan'da ermeniler 800 türk sivili öldürdü.[102] ermeniler erzurum'a çekilirken yoldaki türk köylerindeki halkı öldürdüler.[103] ılıca'da ermenilerden kaçamayan türkler öldürüldü.[103] tepeköy'ün tüm müslümanları 17 şubat 1918 tarihinde öldürüldü.[104] tepeköy'de öldürülen türklerin cesetleri 2010'da atatürk üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi.[105] 26 şubat 1918 günü tekederesi'nden çekilen ermeniler yolları üzerine çıkan müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı.[106] 27 şubat 1918 günü ermeniler erzurum'un alaca köyünde türkleri öldürdü.[107] erzurum'da türk çarşıları ermeniler tarafından yakılmaya başlandı.[107] 26-27 şubat 1918 gecesi ermeniler erzurum'da 3000[108] ila 8000[109][110] müslümanı öldürdü.[108] rus yarbay tverdohlebof, şubat 1918 sonlarında erzurum'a yakın köylerdeki türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir.[111] aralık 1918'de uluhanlı, kamerli ve dereleyez halkı ermenilerin zulmüne uğradı.[112][113][114] mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren osmanlı ordusu ermenilerin 250 müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi.[115]

    1919 yılının temmuz ayında, ingiliz yarbay albert rawlinson, istanbul'daki ingiliz genel karargahı'na gönderdiği telgrafta, ermenilerin oltu'dan bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir.[6][116] 16 temmuz 1919 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin şarur ve nahçıvan bölgesinde müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, şarur halkını aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir.[117] bu katliamlara karşılık 11. kafkas tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan ermeni çeteleri osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir.[118] ermeni yarbay melik şahnazarov'un bir ermeni tümeninde raporunda, 30 kadar türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir.[88][119] 1920 yılında, bir ermeni subayı, yazdığı raporda basar-geçar'daki türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir.[88][120] 1920 yılının içerisinde, kars'taki köylerde türk ve kürt nüfusu öldürülmüş, köyler yağmalanmıştır.[88] 4 aralık 1920 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin sarıkamış'a bağlı on üç köyde katliam yaptıklarını, bu kapsamda 1975 kişiyi öldürüp 276 hanenin tahrip edildiğini belirtmektedir.[121][122] ahmet esat uras, ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir.[123] amerika birleşik devletleri'ndeki ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi.[124][125]

    bu dönemde ermenilerin türklere ait camileri ve diğer kamusal binalara zarar verdiğini belirten pek çok rapor da vardır.[95]

    daha sonra, 1920 yılında imzalanan gümrü antlaşması ile müslümanlara can ve mal güvenceleri verilmiştir.[126]
    mart olayları sonrası bakü'nün müslüman mahallesinden bir görünüm

    30 mart-3 nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan mart olayları veya mart katliamı'nda[127][128] 3000[129][130] ila 12,000 azeri ve diğer müslüman etnik gruplara mensup kişi öldürüldü.[131][132][133][134][135] olaylarda azerilerin evleri yakıldı, sokaklarda azeri olduğu düşünülenler öldürüldü.[136]

    mart 1920'de azerbaycan demokratik cumhuriyeti ermenilerin kontrolü altındaki bölgelerde 300 kadar müslüman köyünün yakılıp sakinlerinin öldürüldüğünü tahmin edip olayları kınadı.[137]

    http://tr.wikipedia.org/….b1.c4.9f.c4.b1_katliamlar

    milli mücadele kahramanı kazım karabekir katliamları nasıl anlatıyor:

    "alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir halde idi. bütün çocuklar sürgülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup, yakılmış gençler baltalarla parçalanmıştı. çivilere asılmış ciğerler ve kalpler görünüyordu. bütün bu acıklı görünüşler, erzurum'a atılmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mâhkum etmiştir."

  • eğitim olarak sağladığı katkıyla birlikte insanın vizyonunu da uçuran süper bir olay.

    bu konuda tecrübeli birisi olarak söyleyeceğim bazı şeyler var. dil eğitimi/lisans/yüksek lisans gibi yollarla gitmeyi düşünenler için dikkat etmeleri gereken en önemli şeyleri şöyle sırayalabilirim:

    1- öncelikle eğitim almayı düşündüğünüz alanda en iyi okullar, ülkeler hangisi? bunu bilmeniz işin en büyük kısmını atlatmanız demektir. mesela teknoloji, mühendislik alanında abd, dil eğitiminde ingiltere, malta gibi seçenekler oluşturarak gideceğiniz ülke seçeneklerini belirleyebilirsiniz. internette küçük bir araştırma yaparak eğitimde hangi okulların hangi ülkelerde ön plana çıktığını da rahatlıkla görebilirsiniz.

    2- kalan ülke seçenekleri arasında yapacağınız eleme ise o ülkenin kültürünü değerlendirmek yoluyla olabilir.mesela avustralya seçeneği olsun elimizde. avustralya'nın eşsiz doğası, farklı kültürü ve belki de seyahat etmek için o kadar uzağa bir daha gitmeme ihtimallerimiz avustralya seçeneğini cazip kılabilirken, envai çeşitte böceği, hayvanı, uzak mesafesi olumsuz bir durum teşkil edebilir. böyle böyle eleme yaparak kendinize en uygun seçeneği bulabilirsiniz.

    3- gideceğiniz ülkede ve seçtiğiniz okulda var olan mevcut türk oranını bilmek. özellikle dil okulunu tercih edenler için çok çok önemli bir nokta bu. uzun veya kısa olsun, unutulmaz bir deneyimi farklı kılacak şeyi orada küçük bir türkiye yaratarak öldürmemek önemli. eğer seçtiğiniz okul veya ülkede türk oranı yüksekse kararınızı tekrar gözden geçirin derim.

    4- ülkeyi, okulu seçtiğimize göre sıra işin maddi boyutunda. yurt dışı için belirli bir bütçeyi gözden çıkarmakta fayda var. öncelikle kalacağınız şehrin aile yanı, daire veya yurt fiyatlarının araştırmasını yapın. daha sonra seçtiğiniz ülkede aylık harcamanızın ne kadar olacağını belirleyin. sonuç olarak batı tarafları bir tık daha pahalıyken doğu tarafları genel olarak türkiye'de yaptığınız harcamalarla aynı. yine de unutmayın: bu sizin bir kere yaşayacağınız eşsiz bir deneyim olacak, her şeye değer!

    5- geriye kaldı valiz hazırlığı :) bunu da es geçmemek gerek, mesafe arttıkça yanınıza almayı unuttuğunuz her şey büyük bir kayıp haline gelebiliyor. kalacağınız sürenin gideceğiniz ülkede hangi mevsime geldiğine bakın. daha sonra o mevsimin o ülkede nasıl geçtiğini öğrenip buna göre bir valiz hazırlığına girişin. daha sonra vazgeçemediğiniz tatları bol bol stoklayın(sigara, türk kahvesi, lokum vs). gideceğiniz ülkede ekstra pahalı şeyler olabilir. bunun için asla vazgeçemem dediğiniz eşyaları kalacağınız süreye göre bol bol alın gitmeden önce. mesela sigara içenler için yurt dışında bir paket sigara 10 euro civarında olabilir.

    şimdiden gitmeyi düşünen/isteyen herkese başarılar dilerim. vizesinden valiz hazırlığına kadar her şeyiyle mükemmel bir yolculuk sizleri bekliyor, tadını çıkarın.

  • gri rengin deniz üzerinde gündüz en fazla beş kilometreden gözle görülebilmesi, gece de hiç görülememesi sebebiyle ortaya çıkan durum.

    eski dönemlere ait bir düşünce olarak çıkan bu akım günümüzdeki teknoloji seviyesine rağmen halen geçerliliğini korumaktadır. o yıllarda savaşların ve operasyonların daha yakın mesafelerde yapılıyor olması, radar teknolojisi yeni olması ve atış yapmak için düşmanın önce radar ile belirlenmesi sonra da atış menziline girmesinin gerekmesi sebebiyle savaş gemileri fark edilmemek için gri kamuflaja boyanıyordu. günümüze baktığımızda uydu ve radar sistemleri ile bırakın kilometreyi, neredeyse dünyanın öbür ucundan herhangi bir deniz aracını tespit edebiliyorsunuz ve ona müdahale etmek için artık görüş alanınıza girmesine gerek de yok. fakat buna rağmen yine de savaş gemilerinin çok büyük bir kısmı gri kamuflaj ile görev yapıyor.

    çünkü modern savaş gemilerinin elektronik muharebeler sebebiyle ya da çeşitli arızalarla muharebeleri eski usüle göre sürdürmek zorunda kalma ihtimali hala geçerli. aslında günümüz gemi sistemleri bvr mantığına göre işliyor ve normal şartlarda savaşlarda bir geminin gri kamuflajlı olduğu için gözükmeme gibi bir şansı pek olmuyor. fakat elektronik sistemlerin hata yapma ya da devre dışı kalma olasılığı olduğu için gemiler her zaman konvansiyonel yöntemleri kullanmaya hazır şekilde üretiliyor.

    karşılıklı çarpışmanın daha yoğun, teknolojinin daha az kullanıldığı zamanlarda herkes gökyüzünde kamuflaj olmak için uçaklarını soluk renge boyarken, düşmandan saklanacak kadar korkak değilim diyerek uçağını kırmızı renge boyayan red baron kırmızı renkli fokker dr 1 ile gökyüzünde her ne kadar nefis bir caydırıcılık sağlamış olsa da ne yazık ki günümüz normları böyle bir şeye izin vermemektedir. bu nedenle o çok övünülen ve deniz kuvvetlerinin medar-ı iftiharı olan gemiler, stealth özelliğine rağmen sanki saklanacakmış gibi gri kamuflajla üretilmek zorundadır.

    örneğin rusya denizlerdeki en güçlü gemisi olan petr velikiy muharebe kruvazörünü ya da moskva kruvazörünü her şarta hazır şekilde ürettiği için gri kamuflajla üretmiştir. caydırıcılık sağlamak için kırmızı ya da başka bir renkte göreve çıkarma şansı yoktur.

    ya da aynı şekilde amerika uss port royal kruvazörünü koyu mavi ya da başka bir renkte değil gri kamuflajla üretmiştir.

    savaş gemileri ne kadar güçlü ve caydırıcı olsa da birçoğu gri ve tonları kamuflajla üretilmek zorundadır.

  • yer: dolmuş. kahramanlar şoför ve yanında oturan paspal bir amca.
    + yarın da 23 nisan şeyler tatil galiba
    - neyler abi?
    + hani çocuklar gidiyo ya sabahları
    - okul mu abi?
    + hah evet okul. şeyler de tatil di mi?
    - ne abi?
    + hani tayyip mayyip
    - resmi daireler mi abi?
    + hah evet resmi..

  • cumhurbaşkanlığı bitsin çok güzel yorumlarım var. şimdi hapise atıyolar. seviyoruz seni. mucks.