hesabın var mı? giriş yap

  • beter olsun. hadi bir gün telefonunu sattı, peki diğer gün ne satacaktı? sistemi eleştirmek yerine, olayı eleştiren bir adet toramanın sitemi. umarım insanlıktan nasibini alırsın.

  • hiçbir zaman kilolu bir insan olmadım.

    ama sağlıklı bir insan da değildim. özgüveni yüksek biri de. sosyal, hiç değildim. tüm sorunlar da buradan başlıyor zaten. anlatayım.

    lisedeyim. o zamanlarındaki hızlı metabolizmanın da etkisiyle kola, cips, envaî çeşit çikolata hatta jelibon gibi şeyler yiyor, bu abur cuburların uzun vadede bende nasıl zararlı bir alışkanlık yaratabileceğini kestiremiyordum. bunun sapkın bir şeker ve kolesterol bağımlılığına yol açtığını çok sonra öğrendim. çocuk ve genç yaşlarda edindiğimiz beslenme alışkanlıkları bütün hayatımızı etkiliyormuş meğerse.

    abur cubur mevzusunun dışında uyku düzensizliği problemim vardı, bir gün 3 saat uyuyup bir gün 6 saat uyuyor, gece başlayıp sabahlara kadar kola içip oyun oynadığım oluyordu ve asla yetişkin bir erkeğin alması gereken 7.5 saatlik uykuyu almıyordum. lisedeyken arkadaşlarımla arada bir yaptığımız halı saha maçlarında ne kadar az uyursam o denli kötü oynadığımı fark ettim. 10 saat uyuyan bir arkadaşımın yanında kaplumbağa gibi kalıyordum. daha sonra okuduğuma göre düzenli sporun düzenli uykuyu nasıl da iyileştirdiğini öğrenecektim.

    uykusuz ve iştahı pek de yerinde olmayan biri olarak kendimi güvende hissetmiyordum. ne zaman konuşsam birileri beni ayıplayacak, eleştirecek gibi hissediyordum. insanlar aşırı canlı ve yabancıydı gözüme. susuyordum ben de. başımı öne eğip kendi halimde takılıyordum.

    tabi ki lise ve üniversite boyunca geçirdiğim bu hareketsiz ve dolayısıyla da sağlıksız yaşam beni bitirmişti. evde tüm gün oturan biri olmak yukarıda anlattığım yan etkilere yol açmıştı ve ben zaman içinde ne arkadaş ortamlarında dikkat çeken, ne derslerinde başarılı olan (üniversite not ortalamam 2.01), ne de futbolda az biraz ilerleme sağlayabilmiş biri hâline gelmiştim. sevgilim de yoktu.

    sonra, kaldığım evin çok yakınına bir spor salonu açıldı. uyuyamıyordum, sağlıksızdım ve hala abur cubur yiyordum. ev arkadaşımın da itelemesiyle oraya yazıldım ve elimde başka hiçbir uğraşım kalmadığı için akşamları oraya takılmaya başladım. ve ilginç bir şekilde, vazgeçmedim.

    sonuç inanılmazdı.

    evet, klişe gibi gelebilir ama klişeler de doğru oldukları için o kadar yaygınlar zaten. antrenörümün de başlarda biraz itelemesiyle kısa sürede düzenli uyuyan, bunun sonucunda maçlarda yıldız gibi parlayabilen, kafam yerli yerinde olduğu için arkadaş ortamlarında ezilip büzülmeden konuşabilen ve çok daha zinde hisseden biri olmuştum. iştahım açılmıştı, cips değil normal yemekler yiyor ve bundan aynı ölçüde zevk alıyordum. kilomda bir değişiklik yoktu, benliğim değişmişti.

    tüm bu değişimlerin sadece düzenli sporla gerçekleşebilmesi "bu kadar kolay mıydı?" dedirtti bana. meğer boşuna harcamışım yıllarımı. spor, pek çok şeyin anahtarıymış. bu kadar kolaymış.

  • o kadar çok youtuber var ve o kadar farklı isimde, etikette videoları var ki tüm anahtar kelimeleri ele geçirmiş durumdalar. youtube buna bir çözüm bulmazsa kendi bacağına sıkmış olur.

    youtube'u nasıl çöplüğe çevirdiklerini örneklerle anlatayım:

    >> mesela "olta" konusunda merak ettiğiniz bir şey var, oltacılıkla, balık avlamayla ilgili / alakalı videolar gelsin diye "olta" (ve alakalı anahtar kelimeleri) arattınız, karşınıza çıkan ilk sonuç: "kuzenimi nasıl oltaya getirdim?" (youtuber videosu)

    >> "pasta" dersiniz: "arkadaşıma pastalı şaka [suratına pastayı yapıştırdım]" (youtuber videosu)

    >> "covid" dediniz. "salgınlar insanlığın sonunu mu getirecek?" (farklı rivayetler ve efsaneler içeren youtuber videosu)

    bu örnekler uzar gider... youtube'un farklı filtreleme seçenekleri mevcut olsa da, o kadar fazla entertainment / clickbait / çöp video barındırıyor ki, bazen insan ne yaparsa yapsın bu video çöplüğünden kurtulup istediği sonuca ulaşamıyor.

  • diyelim ki siyasi mesaj iceriyor, ne var bunda?
    ulan konusmak suc, twit atmak suc, sokakta hak aramak suc, insanca derdi dile getirmek suc..birakin da sarkilar serbest olsun..
    yeter aq..
    üstüne alinan alinsin, bir bok yapamazsiniz!

  • sağlam yamuk yapmıştır, tanımadan&tanışmadan gönül koyduğum yazarlar kervanına katıldı..

    14 aralık ekşi sözlük kemal kılıçdaroğlu buluşması için kendisine katılmak istediğimi belirten bir mesaj attım. 1-2 gün sonra dönüş yaptı ve beni listeye aldığını söyledi. çok mutlu oldum. uzun zamandır istediğim bir görüşme olacaktı. kılıçdaroğlu'na yöneltilecek sorularımı hazırlamaya başladım. sonra benden iletişim bilgilerimi istedi, gönderdim. günü biliyordum ama saati sordum. cumartesi günü de çalışan bir kapitalizm kölesiyim. özellikle yılın bu zamanları çok daha yoğun oluyoruz. saati de söyledi ve o saat için yöneticimle görüşüp izin aldım. yaklaşık 3 saat izin aldım ve o 3 saate gelen müşteri randevularımı arayıp tek tek erteledim özür dileyerek.

    neyse sonra kendisi 20 kişilik listeyi açıkladı, heyecanla adımı aradım ama bulamadım. listeyi açıklamasından 120 saniye sonra mesaj attım kendisine, o derece bekliyorum çünkü. unutmadım seni, sen de varsın, geliyorsun dedi. ben de çok absürd birşey sormadım, acaba dedim yedek listeye mi attın beni. yok bildiğin varmışım ekipte ama ne hikmetse ismim yazılmadı. editlesin diye bekledim editlemedi. iletişim bilgilerimi vermiştim, buluşma yeri ve saatini bekledim haber gelmedi.

    şu an galiba görüşme yapılıyor ve ben işyerinde çalışıyorum. galiba beni yedek listeye koyduğunu [eğer böyle bir liste varsa] dahi söyleyebilecek kadar bile kıymet vermiyor karşısındakine, diyalog kurduğu yazara. çok daha farklı şeyler yazabilirdim ama yazmıyorum, sağlık olsun. bu vesileyle tanımış oldum kendisini. belki de makul bir mazereti vardır, kim bilir..

  • pedofil kardeşler örgütüne gönül vermişleri her şekilde üzecek olan karar.

    mısır'ın neredeyse yarım yüzyıllık virüsü olan bu pedofil kardeşlerin gerçek taleplerini burdan görebilirsiniz. video'yu koyan kişi de video açıklamasından göreceğiniz üzere bu pedofil kardeşleri destekleyen biri.

    kendisi hüsnü mübarek'e karşı sokağa çıkan milyonlarca insanın mücadelesine konmuş bir adamdır. yüzde 46 katılımın olduğu seçimlerde yüzde 25 alıp ikinci tura kalmıştır. öyle halkın büyük bölümünün sevdiği bir adam falan değildir. zaten kendisine karşı yapılan protestolar da mübarek'e karşı yapılanlar kadar büyüktür. çünkü kendisi dünyanın her yerinde iktidara gelen islamcıların yaptığı gibi kendisini padişah yapacak anayasa düzenlemelerine koyulmuştur. tayyip'in de zamanında söylediği gibi bunlar için demokrasi amaç değil araçtır.

    o yüzden mursi denen gavatı savunanlar kimsenin kendilerine sempatiyle bakmasını beklemesin. müşlümanlayın yönetmeşine ijin veyilmiyoymuş hiçbir yer :(:( dünyada müslümanların yönettiği her yerde özgürlük ve insan hakları geriler. ortadoğu'da bunun aksini gösteren tek bir örnek bile yok. bundan sonra da olmayacak. o yüzden nazilere, ku klux klan'cılara, engizisyon mahkemelerine nasıl bakıyorsak bu mursi dalyarağını destekleyen ihvancılara, selefi vahabi köpeklere, pedofil kardeşlere öyle bakıyoruz.