hesabın var mı? giriş yap

  • aynı fotoğraf için erkek ve kadının cinsiyetlerini/yaşlarını değiştirip bakın.

    kız çocuk ve erkek yetişkin bir adam için böyle bir fotoğraf sizi rahatsız eder miydi?

    şimdi yorum yapmanıza izin veriyorum, göreyim sizi...

  • tamamen tesadüfen bulunmuş bir nöron grubu (ing. mirror neurons). parma üniversitesindeki araştırmacılar maymunlarla deney yaparken bir grup motor nöronun maymun hareketsizken bile aktive olduğunu görmüşler. sonra fark etmişler ki maymun bunları izliyor, izleyince de bu motor nöronlar aktıve oluyorlar. ondan sonrası malumunuz. ayna nöronlarla ilgili herkes birşey söylüyor, her bir şeyi açıkladığı idda ediliyor. işin ironik yani insanlarda ayna nöronların olup olmadığını tam olarak hala bilmiyoruz. maymunlardaki gibi tek hucre çalışmasi yapılamadığı için pet ile fmri ile ne kadar bakabiliyorsak o kadar biliyoruz. dolayısıyla insanlar için konuşurken ayna nöronlar yerine ayna nöron grubundan bahsediliyor. değişik çalışmalarda da bu nöron grubunun beynin üç bölgesine yayıldığı idda ediliyor ('frontal gyrus,'precentral gyrus','inferior parietal lobule').

    edit:entri yazıldığında olmayan direk nöronlara electrode bağlanmasıyla gerçekleştirilen (kafatasının açılmış olması gerekiyor) çalışmayı insanlarla 2011 yılında ameliyat olmak üzere olan epilepsi hastalarıyla yaptılar (kafatasını bu çalışma için değil ameliyat için acıyorlar, açmışken içine bir iki elektrode takip çalışmalarını yapıyorlar). linki aşağıda.

    [http://www.ncbi.nlm.nih.gov/…c/articles/pmc2904852/ http://www.ncbi.nlm.nih.gov/…c/articles/pmc2904852/]

  • üzgünüm ama bu sesleniş için çok geç kalındı. zamanında bazı şeylerin farkına varsalardı, şimdi bu şekilde bir tepkiye gerek duymayacaklardı. kısacası yapacak bir şey yok. karadeniz diyor, rize diyor oynat devam.

  • günün anlam ve önemine binaen: iyi ki doğmuş, iyi ki benim amcam olmuş!

    kendisinden hep çocukluk arkadaşım, kahramanım ve çocukluğumun sığınağı diye bahsederim; lakin o aynı zamanda benim öğretmenim de. çoğu zaman bu mühim detayı eklemeyi unutuyorum.

    onun maceralarında daldığı saklı hazineler olmasaydı, çocukluğumda ve ilk gençliğimde bir süreliğine de olsa arkeolojiyi merak edip "büyüyünce arkeolog olucam ben"* diyebilir miydim, o akılla sonradan arkeoatlas da dâhil nice yayının ve belgeselin peşine düşer miydim hiç! ya da karelerinde öğrendiğim özet bilgilerin aşkına düşüp tarihe, kültürlere ve mekânlara meraklı bir insan olabilir miydim, o konularda nitelikli yazarların ve eserlerin izini sürebilir miydim! bazen düşünüyorum da, o maceralarının içine serpiştirilen minik bilgiler beni farkında olmadan eğitip bugüne hazırlamış, yol haritamı çizmiş resmen! o yüzden amcamı öğretmenim olarak da anıyor, o açıdan da hürmet göstermeyi bir borç biliyorum.*

  • sonunda ölücünün kezban büktüğü kitleme.

    feyza ve dilara daha iyi bir pezevenk bulmalı kendilerine, bu şekilde sıkıntı yaşayacaklar belli.

    gözünü karartıp, dünyanın en haklı mücadelesinden galip çıkmış dh'ci tebrik ediyorum. böyle yüzsüzlük olur mu amk, nasıl insan bunlar? benim bakkala 2 tl borcum kalsa rahatsız olurum. bunlar yazın veririm, biramı döktün ve şimdi melih gelecek diyor.

    --- spoiler ---

    gönder 25'i ya da bizim dükkana bırak yoksa kötü olur

    --- spoiler ---

  • izmir seferihisarda yaptım askerliğimi. asteğmen olarak yapıyorum, öğretmen kökenli olduğum için nöbet tutmayan askere ceza vermek yerine, tutana ödül vereyim dedim. boyoz alıyorum sabaha karşı 4-6 nöbetinin ilk saatinde nöbet kulübelerine uğruyor bırakıyorum. bir süre sonra iki kişilik nöbet yerinde beni bekleyen 6-7 asker olmaya başladı. hoşuma gitti tabi bu böyle devam etti, çaylar demleniyor falan. bir gün askerin biri boyozdan bir lokma ısırdı çaydan bir yudum aldı, döndü bana dedi ki, komutanım top oynarken anamın verdiği domates peynir ekmekle, sabahın köründe senin verdiğin boyoz yarışır, ikisini de ömür billah unutmam dedi. o zaman fark ettim, anlatacaklar bunu yıllarca. boyozu askere dağıtıyorum diye ucuz veren fırıncı sen de sağol.

  • bir keresinde fabrika ziyaretinde, müşteri aniden, "sen bir makinenin üzerine çıkıp tamir edebilir misin ha? edebilir misin? bıktık kadın mühendislerden!!!" diye haykırdı. müdahale etmeseler masanın üzerine çıkıp slogan atacaktı, adam çok ani bir şekilde tek başına örgütlendi. neyinden bıktın adamım, zaten üç beş kişiyiz, nerede gördün de bıktın acaba? ben de sakince, "doğrudur" deyince iyice sinirler gerildi. sadece kadın olduğum için adamı delirttim beyler, bende bu kudret olduktan sonra neler yapmam ki?

    yalnız makinenin üzerine niye çıkıyoruz, onu hala anlamadım. makinenin altından fışt diye çıkıp, yağlı elimi alnıma sürüp, üzerimdeki mavi tulumla "buyur abim" diye karşılamayı düşünüyorum o adamı bir sonrakine.

  • rivayettir;

    derviş baba dağ başında tek başına oturmakta, zikretmekte, tefekkür etmekte imiş. bir adam gelmiş ve demiş ki "be hey derviş! burada bir başına ne yapmaktasın?"

    derviş baba usulca kaldırmış başını, adama bakmış ve cevaplamış "sen geldin, yalnız kaldım."