ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şener şen
-
kardeşim ve ben çocukluğumuzdan beri şener şen hayranıydık, kardeşimin arkadaşından aldığı vcd player ile bir gün 5 defa şalvar davasını izlediğimizi hatırlarım, çiçek abbas ve davaro, üst üste o vcd playerda izlediğimiz filmlerdendir.
şener şen'in bizim evimizdeki yeri farklıydı, tam muhabbetin ortasında kardeşim can salonun ortasında şener şen'in davaroda karısının düğününde oynama sahnesini veya kibar feyzo'nun sonundaki takla atarak ölme sahnesini taklit ederdi, hiç olmadı mekan elverişsizse filmlerindeki diyalogları kurup kahkahalar atarak kendimizden geçerdik. evet kendimizden geçerdik, biz bu adamla oturup kalkıyorduk. uzunca bir süre gerçekten böyle geçti.
bir gün kardeşim çok hastalandı, hastaneye yattı, hastaneden çıktı, sonra yine yatmak zorunda kaldı ki, artık çıkıp çıkamayacağından emin olamıyorduk, doktorlar çıkamayacağını biliyordu da, biz ailesi yakıştıramıyorduk, konduramıyorduk, yaşayanlar bilir.
kardeşim artık yatağından kalkamıyordu, bu çocuğu var olan durum içinde nasıl mutlu ederiz diye düşünürken 'şener şen sevgisi' bize ışık oldu.
şener şen'e ulaştık, o'na durumu izah ettik. 21 yaşında bir delikanlının ölümle buluşmasına az kala onu mutlu etmek için ziyaretine gelebilir misiniz? dedik.
kabul etti. ricası 'basına haber vermeyin.' oldu.
nedir ne değildir bilmiyorum, bunu anlatacak, tarif edecek bir cümle bulamıyorum, kardeşimin şener şen'in geleceğinden haberi olmamasına karşın (görüşme iptal olur da üzülür diye söylememiştik) o sabah, 'anne bana sakal traşı yap, top sakal istiyorum, üstümü de değiştir' demesi, sanki bu buluşma kalbine doğmuş gibi hazırlık yapması çok enteresan.
şener şen geldi ve kardeşim mutluluktan ağladı, hemen o an defalarca fotoğraflandı, sohpet ettiler kardeşim en sevdiği filmlerden bahsetti.
bu buluşmadan 2 yada 3 hafta sonra kardeşim hayatını kaybetti. tarih 15.04.2005 i gösteriyordu,doğum gününü kutladığımız 11 nisandan 4 gün sonra..
şener şen ölüm döşeğindeki gencecik bir insanı mutluluktan ağlatmış insandir.
efsanevi cimrilik hikayeleri
-
geçen gün televizyonda yarışma programında bir adam itiraf ediyordu. markette belli bir alışveriş karşılığında bedava sinema bileti veriliyormuş. abimiz 12 tane süt almış ve sinema bileti vermişler. eşiyle sinemaya gitmişler, dönüşte sütleri iade etmiş.
bu kadını uzak tutun cumhurbaşkanımıza aşık olur
-
bu arada brad pitt'le evli bir kadından bahsediyorlar.
hatalı entry örnekleri
-
turkce tanim, turkce tanim devami, alinti, ornek ya da bkz olmayan, ba$ka bir ba$liga ait olan, daha once aynisi yazilmi$, ba$ligin kendisinden bahseden entry'ler sozluk formatina aykiri kabul edilip silinirler ya da dogru ba$liklarina ta$inirlar.
ornek hatali entry'ler:
- tanim -
ba$lik: elma
entry:
1. neydi la bu? (hatali)
2. eheheh (hatali)
- tanim devami -
ba$lik: elma
entry:
1. cok guzel bir meyve (duzgun)
2. neydi la bu? (hatali)
3. cok severim (duzgun)
4. dun yedim (duzgun)
5. dun yedim dedirten meyve diye du$unulesi durumdan cikarilabilinesinden gelen ders (allah belasini versin)
6. dun yedim. tanim: bir meyve (allah kafasina ta$ du$ursun)
- alinti -
ba$lik: elma
entry:
1. cok guzel bir meyve (duzgun)
2. "neydi la bu" --kotu serafettin (duzgun)
3. "neydi la bu" (duzgun)
4. - neydi la bu? (duzgun)
5. neydi la bu diye du$undurten meyve (allah belasini versin)
- ornek -
ba$lik: sevilen meyveler
entry:
1. elma (duzgun)
2. elma'nin nesini seviyosun haci yaa? (hatali)
3. elma'nin nesini seviyorlar anlamiyorum diye du$unduren listeyi hissettiren du$unceyi beynime soku$turan ettirgen cati. (allah belasini versin)
- bkz -
ba$lik: elma
entry:
1. (bkz: neydi la bu) (duzgun)
2. neydi la bu (hatali)
3. #7614280 (hatali, turkce anla$ilabilir bir metin degil)
4. (bkz: #7614280) (duzgun)
- ba$ka ba$liga ait -
ba$lik: elma nedir
entry:
1. cok guzel bir meyvedir (hatali, elma ba$ligina ait)
2. bir sorudur (duzgun)
3. adem'in tanri'ya ilk sorusu (duzgun)
4. cok guzel bir meyvedir diye cevaplanasi bu sayede surunun, gundemin sicak cemberinden ayrilmamayi saglayasi metin hayatimi kurtarasi beni populerin pe$inde suruklenen basit bir bireye indirgeyici sorumtrak. (allah belasini versin)
- aynisi yazilmi$ -
ba$lik: elma
1. cok guzel bir meyve (duzgun)
2. cok guzel bir meyve (hatali)
3. severim (duzgun)
4. severim (ba$ka yazar yazdiysa duzgun, ayni yazar yazdiysa hatali)
- ba$ligin kendisinden bahseden -
ba$lik: elma
1. cok guzel bir meyve (duzgun)
2. herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
3. herkesin herkesin cok sevdigini yazdigi ba$lik (hatali)
4. noluyor lan burda diye du$undugum ba$lik (hatali)
5. merhaba arkada$lar sakin olalim diye du$undugum ba$lik (hatali)
6. galiba bir meyveden bahsediyordu biri konu neydi bahsedelebilir mi diye herkese rahatca sordugum ba$lik (hatali)
7. allah topunuzu belasini versin diye du$unduren soru (ne sorusu lan baglam sarho$u)
kızlar evlenin koca parası yemek çok keyifli
-
bim'den gelen erzak paketini koca parası yemek zanneden ablamızın cümlesi. güzel ablam normal bir evde onların olması lazım zaten duvarı mı kemireceksiniz amk?
eylem tok ve oğlunun new york'ta ortaya çıkması
-
gote focuslandim allahim affet
lys 2013
-
çocuklarımdan biri, yılda 1000 lirayı ailesi denkleyemeyeceği için çok istediği bir bölümün (normal öğrenim kazanması da muhtemel ama risk var) ikinci öğretimini yazamıyor ve istemediği bir bölümü yazmak zorunda kalıyorken, onun yarısı kadar puan alan bir başka çocuğum "özel yazalım hocam, sorun değil" diyor. öğrencimin başı düşüyor...
sıçayım böyle adalete.
mesajlaşmayı aniden kesen pervasız mesajlar
-
(bkz: iyi bakalım)
fomo
-
açılımı fear of missing out olan ve ''gelişmeleri kaçırma korkusu'' anlamına gelen, z kuşağı erkeklerinde daha sık görülen çağımız hastalığı.
en tipik belirtiler:
sürekli olup bitenden haberdar olmanın iyi tarafları kadar kötü yanları ve korkulması gereken seviyeleri de var. "gelişmeleri kaçırıyorum" hissi kişide zamanla takıntılı bir hal alabiliyor. sonucunda neler mi doğuyor? şöyle sıralayalım; siz de benzer hisler yaşayıp yaşamadığınıza bir bakın.
* sürekli yeni bir bilgi akışı olduğu için kişiler herhangi bir bilgiye yeterince vakit ayırıp konsantre olamıyor; hemen bir yenisine geçiyor.
* herhangi bir konunun derinine inilemiyor; eksik ya da yüzeysel kalıyor.
* kimin nerede, ne yaptığına takılan kişi, kendisi dışında herkesin çok eğlendiği ve mutlu olduğu hissine kapılıyor.
* sosyal medyada geçirilen zaman o kadar artıyor ki kişinin rutin hayatında aksaklıklara yol açıyor.
* kişi çok yorgun olmasına rağmen konuşulanlardan geri kalmamak için arkadaş buluşmalarının hepsine gidiyor ve buluşmaya konsantre olamıyor.
türk filmi replikleri
dünyanın en yorucu şeyi
-
perde takmaktır