hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç sebebi birden olduğu söylenebilir:

    birincil sebep:
    - son yıllarda tişörtlerin dandik malzemeden yapılması

    yukarıdakine bağlı ikincil sebepler:
    - kemer tokası
    - kot pantolonun düğme kısmındaki sivri çıkıntı
    - mutfak veya tuvaletlerde lavabo/tezgah kenarlarına yaslanmaya bağlı aşınma

    not: göbek hizası değil, bel hizasıdır.

  • doğu perinçek ntv'de yayınlanan bir programa konuk olur ve olaylar gelişir:

    spiker: sayın perinçek en ti vi olarak soruyoruz, siz iktidara gelirseniz neler değişecek?
    doğu perinçek: en ti vi diyemeyeceksiniz artık mesela, ne te ve diyeceksiniz.
    spiker: ...

  • defne samyeli'nin (46) acun'un (50) kaynanası olması hadisesi. deren talu'nun da (defne samyeli 2.0) üvey babası cem yılmaz (45) oluyor. aile ağacı büyüyor, büyük şehir çalışıyor.

    ozan güven'i de alın oyuna. yazık çocuk dışarıda kalmasın.

  • en küçük dayım üniversiteyi bizde kalarak okumuştu. hayatımın bütününün şekillenmesine etki eden çok güzel bir dört yıldı. mesleğe ilk atandığından evlenene kadar da bizde kalmıştı. öğretmenliğe atandıktan sonra aldığı ilk maaşla da eve yaş pasta alıp gelmişti. bizim ev için olağanüstü bir gündü. çünkü evimize ilk yaş pasta o gün girmişti. hem de damla çikolatalı. sevinçten havalara uçtuğumu hatırlıyorum. sonra yer sofrasına oturup o mutlu anı bekliyorduk. yaş pastanın dilimlenip tabağımıza koyulması gerektiğini de o gün öğrenmiştim. yıllar geçti. mesleğim gereği taşınmak zorunda kaldığım şehirde, bu sefer en büyük dayımın yanında kalmaya başlamıştım. ilk maaşımın yatacağı günü sabırsızlıkla beklemiştim. o ilk maaşla ne alacağımı aslında çok iyi biliyordum. işten çıktım, heyecanla pastaneye gidip yaş pasta aldım. hem de damla çikolatalı. maaşımla yaptığım ilk icraat bu oldu. insanlık için küçük ama benim için çok büyük bir şeydi.

  • seni şu laflarından ötürü alıp hapse tıkmayan adalet sistemine ne demek lazım bilmiyorum. adam resmen kendi ağzıyla terör/darbe çağrısı yapıyor ve buna rağmen halen dışarıda duruyorsa yazıklar olsun.

  • her şeyi geçiyorum da gelin hanım madem dini bütün insansınız, görünene göre sizin gibi kapalı misafirleriniz ve aile bireyleriniz de var kınanızda ancak çalgı çengili, dine göre bir kadının vücudunda haram olan yerlerinin açık olarak dans ettiği ve dolayısı ile günaha girilen bir kına organizasyonu düzenlemek bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumuna gelmiyor mu?
    edit: düğün, kına olarak değiştirildi.
    o değil de hala bu görüntüleri savunmak için mesaj atan yazarlar var. allah kimseyi bu durumu savunacak kadar düşürmesin.

  • böyle bir saçmalık olabilir mi ya. yemin ediyorum artık tiksindim şu ülkeden.

    ulan benim zamanında 100 100 para biriktirerek, sana da vergisini vererek alın terimle aldığım telefonumu sen şimdi ne hakla iletişime kapatıyorsun. sen kimsin ya. senin varlık sebebin bana hizmet mi etmek bana eziyet mi etmek.
    gece gece bütün sinirlerimi zıplattılar yemin ediyorum

  • kış geldiğinde akla düşen; "boza içsek ne güzel olur." cümlesinde "boza"yı, "bozaaaaa" diyerek söylerken bulunan bir içecek.

    kelimenin nereden, nasıl geldiğiyle ilgili yazılar mevcut. açıklamalardan biri de şöyle;

    boza; darı, mısır veya pirincin ezilerek, kabuk kısımlarının ayrılarak, su katılması ve süzülerek pişirilmesi ve süzüldükten sonra hafifçe mayalandırarak şeker ilave edilmesi ile hazırlanan; kremsi, koyu kıvamda, tatlı ve ekşimsi lezzeetğ olan bir maddedir.

    kelimenin etimojik açıdan incelemesine bakıldığında ise durum şu;

    " boza" kelimesi farsçada darı anlamına gelen "buze"dir. fakat asım efendi'nin burhan-ı katı tercümesinde, pirinç ve darı unundan yapılan içki adı verilmiştir.
    kazan ve çağatat türkçelerinde boza, sırpça, macar ve arnavut dillerinde boza, rumencede bozan, yunancada bozas, ingilizecde boza ya da bosa; rus, çek ve leh dillerinde buza, fransızcada bouza veya bosan, almancaya busa ve italyan, ispanyol, portekiz dillerine boza olarak geçmiştir.

    bozanın yapımında kullanılan hammaddede bölgesel ve coğrafik farklılıklar da oluşmaktadır. birbirinin ikamesi yerine geçen maddelere bakacak olursak şöyleler;

    ülkemizde genellikle darıdan yapılan boza, kırım ve türkistan'da pirinç ve darıdan, tataristan'da yarı yarıya darı, buğday ve yulaf unundan, kafkasya'da(osetlerde) arpa maltu karıştırılarak pişirilmil kızarmıl ekmekten, kırgızlar buğday yarmasından, yugoslavya'da mısırdan, bal eklenerek ve yarı yarıya kayın özü kullanılarak yapılmaktadır. bunlara ek olarak bazı ülkelerde; çavdar, buğday, kara buğday, yulaf, arpa gibi maddelerden de yapılmaktadır.

    not: ahmet efendi-mütercim
    k:birer,s.