hesabın var mı? giriş yap

  • günaydın demesi. yuh! bir insan hoşlandığını bu kadar belli etmez, gülümseseydi bir de!!

  • senaryosunu yazdığı dizide bütün kadınları ilk görüşte kendisine aşık olacak şekilde yazmasından, büyük edebi laflar edip sanatçı triplerine girmesine rağmen vücudunu kullanarak para kazanan , lise mezunu tüm yüz estetik , platin saçlı, kendinden 20 -25 yaş küçük bir kadınla ilişki yaşamasından ve kendisini eleştiren herkese tehditvari yaklaşmasından anlaşılacağı üzere. güzel bir pakedin içine girmiş egolu , sığ bir kişilik taşıyordur.

  • bunlar kardan adam yiyormuş. dün öğrendim.

    dün, köpeğim iş yerinin terasında olduğu için çok fazla ilgilenemediğimden, arkadaş olsun diye bir kardan adam yapmaya karar verdim. yaptım da. güzel olmuştu. lucky strike da (kendisi köpeğim olur) dışardaydı o ara. kardan adam bitince çağırdım, ''nasıl olmuş oğlum, beğendin mi'' dedim. şöyle bir baktı kardan adama. bir de bana baktı. direktman, ismail güldüren gibi çift daldı kardan adama. ama nasıl dalmak. sanki düşmanına saldırıyor.

    bir iki boğuşup kardan adamın gardını düşürünce, kafasına 2 pati (pati dediğime bakmayın, bildiğin pençe) darbesi vurarak, kafasını uçurdu. sonra da oturdu başına, bonfile gibi yedi kardan adamın kafasını.

    bir de çok süper bir iş yapmış gibi geldi aferin bekledi. ''aferin oğlum'' dedim. sanırım bunun gazına gelmiş olacak ki, gövdeye de girişti. köpek bu kadar iştahla yiyince ben de merak ettim tabi anasını satayım. oturdum iki avuç da ben yedim gövde kısmından..

    şimdi ben ''dün köpeğimle oturduk yaptığım kardan adamı yedik'' desem, levyeyle döverler.. o yüzden söyleyemiyorum kimseye..

  • yıllar önce konya'da saray çarşısı'nın oradaki akbank'ta sıra bekliyordum. bankada inanılmaz bir kuyruk vardı. müthiş sıcak bir yaz günüydü. bankada klima çalışmıyordu, leş gibiydi ortalık. en az 4-5 vezne olmasına rağmen, 1 veya 2'si aktifti. işin en çileden çıkartıcı tarafı ise, şubede mevcut q-matik denen sistem kurulu olmasına rağmen, banka yönetimi niyeyse sistemi çalıştırmıyordu. herkes ayakta, kıç kıça bu kuyruğu bekliyorduk. artık sabredemediğim ve önümdeki ihtiyarın epey zorlandığını anladığım bir an, "ne biçim iş bu, şu q-matiği bari çalıştırın, neden bütün vezneler çalışmıyor" minvalinden söylenmeye sesimi yükseltmeye başladım. anında bütün yüzler, tüm içerideki insanlar, hepsi birer mirket refleksiyle bana döndü. gişe memuru vızırdanırken, "yok mu senin müdürün?!?" dedim, hay huy falan bir tartışmadır sürerken ve bu mirket konya insanları yüzüme bön bön bakıp hiç bir söylemde bulunmazken:

    sırada arkamda bulunan bir karabıyıklı 35-40 yaş adamı "ne var birader? bi sen mi sıra bekliyon? bak hepimiz bekliyoruz, ne gonuşup duruyon??" diyerek bana çıkıştı. bu gücetapan kardeşimize dönüp "birader soyadın sabancı mı?" diye sordum. "yııoo" diye karşılık verdi. "lan o zaman asdaicaaewadazxc!!!!!" şeklinde çıkışmaya başlamıştım ki, önümdeki ihtiyar kolumu tuttu, "diklenme, dik dur. hoo diyecen altını kürüyüverecen" nasihatlarine girişti ve ben de bu kalabalıkta hak aramanın manasızlığını gördüm...

    işte o insanların beklediği sıradır. anlayamazsınız.

  • kalıcı kolektif kullanılabilir sanal alan ya da üç boyutlu sanal alanların birleştirilmesiyle oluşturulması planlanan sanal evren.

    ana fikrini "internetin, insanların sadece kimi şeylere bakmakla yetinmeyip, içerisinde aktif olduğu üç boyutlu bir evrene dönüştürlmesi" diye özetleyebileceğimiz bir tasarım. eski amazon menajerli, yeni teknolojiler yatırımcısı matthew ball internetin yerine geçeceğini iddia ettiği metaversum'un özelliklerini şurada kısa kısa açıklıyor.

    tık

  • anneleri tarafından yatağı batırması engellenmiş, sidikli sözlükçülerdir. umarım yalnız değilimdir.