hesabın var mı? giriş yap

  • an itibariyle başlattığım kampanya.

    bu nedir hocam?

    debe editi:
    sayın kıymetli, devletli, haşmetli kanzuk ve sözlük yönetimi, bu kadar suser durumdan rahatsız olduğunu söylemiş. eski temaya dönüş için bir seçenek sunsanız insanlara fena olmaz sanki.

    ankete de bir oy verelim (bkz: #58819875)

    sözlüğün eski muhteşem günlerinden bir kare
    foto için @allah standarttan ayirmasin' a teşekkürler.

    konuyla ilgili güzel bir entry

    bir yazarın çözüm önerileri

    anket devam ediyor

    --- spoiler ---

    1. eski tema daha güzeldi
    4591 votes (85%)
    2. yeni tema daha güzel
    812 votes (15%)
    5403 total votes

    --- spoiler ---

    bir çözüm yolu daha (bkz: ekşi normalleştirici/@sahtepetrucci)

  • bir deney yapılmış: aynı yaşlarda, aynı kiloda aynı şartlarda iki kuzu kafese konmuş. yan kafese ise bir kurt. kurdu kuzulardan yalnızca biri görebilmekteymiş. aylar sonra kurdu gören kuzunun zayıfladığı gözlenmiş. kurt kuzuya bir şey yapmıyor olmasına rağmen kuzu yaşadığı korku ve beslenme yetersizliği nedeni ile ölmüş. kurdu görmeyen diğer kuzu ise sağlıkla yaşamaya devam etmiş. bu deneyi yapan ibn-i sina’nın amacı zihinsel durumumuzun, duygular ve tutumlar üzerinde etkilerini araştırmakmış. aslında güvende olmasına rağmen kuzuyu öldüren korkuyu büyütmesi imiş. belli ki varsayımlar ve olma ihtimali ile büyüttüğümüz korkularımız ölümcül olabiliyor.

  • kondüktörler için inceledikleri çaylaklık entryleri "sözlük'te bu ayarda bir yazar olacağım" türünde bir taahhüt. yazar olduktan sonra çaylaklık entrylerindeki özeni bir kenara bırakıp canavara dönüşen yazarlar kondüktörlerin zamanlarını çaldıkları gibi, sözlük'e de zarar veriyorlar.

    artık çaylaklık entryleri uygun bulunarak yazar yapılmış yeni yazarların sonraki entrylerinde aynı özen görülmediği takdirde kondüktörler bu yazarları uçurabilecekler.

    çaylaklık ile sözlük yazarlığı arasındaki geçiş sürecinin ya yazarsın, ya değilsin keskinliğinde olması ileride değişecek şeylerden, bu aynı zamanda hepimiz için ileride olacaklara bir alıştırma da olmuş olur.

    not: halihazırda entry silme ve yazar uçurma yetkisi olanların bu yetkileri aynen devam ediyor olacak.

  • olay 2 ağustosta malatya park avm vatan bilgisayar şubesinde meydana gelmiştir!

    serebral palsi rahatsızlığı olan bir arkadaşım . kendisi bir kamu kuruluşunda bilgi işlem bölümünde çalışıyor. vatan bilgisayarın malatya park şubesine navigasyon cihazı almak için gidip reyon görevlisinden cihazlarla ilgili bilgi almak istediğinde reyon görevlisinin alay içeren ("sen bunun ne işe yaradığını biliyor musun ki, sana ne? ne yapacaksın? neden soruyorsun?) ifadelerine maruz kalmış. başka bir görevliden yardım istediğinde de benzer durumla karşılaşmış. mağaza görevlisi ile görüşmek istemiş ancak görüştürülmemiş. isimlerini almak istediğini onları şikayet edeceğini söylediğinde ise isimlerini vermedikleri gibi hakaret içeren sözler sarfetmişler. olayı kızkardeşi ile paylaştıktan sonra mağaza yöneticisi ile görüşülüp gerekirse olay saatindeki kamera kayıtlarının incelenerek ilgili kişilerin tespit edilmesi talep edilmesine rağmen 1.5 aydır herhangi bir geri dönüş olmamıştır.
    doğum sırasında yaşadığı bir şansızlık yüzünden bir takım zorluklarla karşılaşan ama pes etmeyip mücadele eden, yıllar süren fizyoterapi ve çeşitli eğitimler sonucu kendi ayakları üzerinde durmayı başaran arkadaşımın tek isteği kendisinden özür dilenmesi. yaşadığı bu olayı başkalarının da yaşamaması için ilgili personelin gerekli dersi alması gerektiğini düşünüyorum!!!

    edt: #vatanbilgisayarözürdile

    mağaza müdürü
    açıklama olarak personel vatandaşı anlamadığı için cevap veremediğini vatandasında sinirlendiği olayın bu şekilde vuku bulduğunu , ilgili personelin yazılı savunması alındığını söylemiş.

    soru 1- personel engelli vatandaşa " sen neden soruyorsun ki? anlıyor musun bunlardan? dedi mi? demedi mi?

    soru 2- birinin konuşmasını anlamadıgında; anlamadım bir daha söyler misin dersin? yoksa sen bunlardan anlar mısın? neden soruyorsun mu dersin? bu cümle kuruldu mu kurulmadı mi? navigasyon cihazı ile ilgili bilgi istendiğinde reyon görevlisi sen anlar mısın? neden soruyorsun dedi mi? demedi mi? bunu sadece münferit olarak bir kişi mi söyledi yada diğer görevli de benzer tavrı sürdürdü mu?

    soru 3- vatan bilgisayar gibi bilişim sektöründe yer alan ve avm de magzası bulunan bir firmanın mağazasının her noktası güvenlik kamerasının kayıtları altındadır. tartışma anı kameralara mutlaka yansımıştır. olay kendi anlattıkları gibi ise kamera kayıtlarını vatandaş girdiği andan çıktığı ana kadar olan kısmı, hiçbir kesinti uygulamadan yayınlayabılırler mi?

    soru 4- vatan bilgisayarın tüm telefon konuşmaları kayıt altındadır. ılgılı aileye hangi gün ve saat kaçta konu ile ilgili dönüş yapılmış? ne söylenmiş? acaba böyle bir arama ya da geri dönüş yapılmamış mi? ben tekrar sormama rağmen böyle bir dönüşün yapılmadığı söyledi.

    soru 5- yazılı savunma sonrasında karar olarak ne verilmiş?

    bu soruların yanıtları yok. şuan firma savunma durumuna geçti. bu da güzel. en azından hata yaptıklarını anladılar. en az zararla durumu kurtarmaya calısyorlar. ama gerçeklerı carpıtmak yerine keşke evet malesef böyle bir olay yaşandı. ılgılıler cezalandırıldı diye bilseler. ya da hayır böyle birşey yaşanmadı. olaylar şu şekilde oldu? bu da kanıtı denilse.

  • teşkilâtı mahsusa, ittihat ve terakkî cemiyeti bünyesinde enver paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli bir teşkilattır. teşkilatın, türkçü ve islâmcı siyasî görüşler doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı-istihbarat, propaganda ve örgütlenme eylemlerinde bulunduğu bilinmektedir. çeşitli ifadelere göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 5 ağustos 1914'te harbiye nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 ekim 1918'de ittihat ve terakkî hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte teşkilâtı mahsusa da resmen tasfiye edilmiştir.

  • antalya'daki kuaförleri denetleyen müyap, telif ödemeden radyo ve tv’den müzik dinlettikleri gerekçesiyle kuaför ve çeşitli esnaflara 3500tl ceza kesmiş. müyap ve müyorbir avukatı ile polisten oluşan 7 kişilik ekip, lisans ücreti ödemeden müzik yayını yapan işyerlerine yönelik denetim gerçekleştirmiş. 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu kapsamında lisans ücreti ödemeden müzik yayını yaptığı tespit edilen işyeri sahiplerine para cezası kesilmiş.

    bu adamlar kafayı yemiş olmalı. bu durumda eve gelen misafire tv izletmek için lisans mı alacağız? ülkede her şey fıkra gibi. bu lisans çılgınlığı nereye gider belirsiz.

  • mars’la olan sorununu merak edenlere istinaden:

    sorun sadece cem yılmaz’ı değil, ana akım dağıtım ağlarını kullanan tüm yapımcıları ilgilendiriyor.

    bilet fiyatları (mısır kampanyası, meşrubat kampanyası gibi promosyonlarla) sürekli yükseliyor. yapımcıların payıysa yıllardır aynı. yapım şirketleri bu duruma istinaden boykot kararı alınca, malum haberdeki kadın da:

    “biz yeni cem yılmazlar yetiştiririz, halkı filmsiz bırakmayız” demiş. bunun meali de şu:

    “biz bu işe emek veren insanlara hakkını teslim etmek yerine, yolunacak yeni kazlar buluruz.”

    özet: cem yılmaz şahane bir cevap vermiş.