ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kerala
-
hindistan'ın en güneyin de yer alan eyalet; dalgaları, güzel sahilleri, backwaters'ı ve palmiye ağaçları ile kesinlikle yeryüzündeki cennetin en güçlü adaylarından birisi. doğası, bulundurduğu sinagog ve kiliseleri, portekiz kaleleri ve hint tapınakları, çin balıkçı ağları içinde sakladığı güzelliklerden sadece bir kaçı.
başkenti trivandrum olan eyalette malayam dili konuşulmaktadır. hindistan'ın okur yazar oranı en yüksek bölgesi olan kerala'da iletişim konusunda pek sıkıntı çekmeyeceksiniz. eyalette kesinlikle ziyaret etmeniz gereken şehirler ise kochi, alappuzha, varkala ve kollam'dır.
hindistan'ın kaosundan nasibini kerala'da alıyor. yine de bu kaos diğer bölgelerine göre çok daha az. hindistan'ın genelinde geçerli olan uyarılara burada da uymanız lazım. her ne kadar diğer bölgelere göre daha temiz olsa da yine de bizlere göre kirlidir.
eyalette yapılabilecek etkinliklerden en güzeli backwaters' da tekne gezintisidir. yemyeşil doğanın içinde bu gezintiye kesinlikle bayılacaksınız. eğer çok paranız yoksa bu seyahat için devletin kendi teknelerini tercih edebilirsiniz.
günlük hayatta rambo gibi hissettiren anlar
-
(bkz: otobüsün üst kapağını açmak)
dolabında muz çilek kivi ve ananas olan insan
-
dolaptan kasıt buzdolabıysa, muzu buzdolabına koymaması gerektiğini bilmeyen kişidir.
dövmeler sansürlensin
-
dövmelerin sansürlenmesinin değiştirebileceği hiçbirşey yoktur. televizyonda görmeyen sokakta da görecektir dövmeli insanı. sigara için de aynı şey geçerli.
sigara sansürlenirken, dövme sansürlendirilmek istenirken neden kimse silahlar sansürlensin demiyor?
silah; sigaradan ve dövmeden daha öldürücü ve kötü örnek değil mi?
asgari ücreti 1300 tl yaptık olmaz dediler oldu
-
bir ahmet davutoğlu sözü.
"asgari ücreti 1300 tl'ye çıkardık, olmaz dediler oldu. fazla dediler hayır dedik."
olmaz diyenler kendileri değil miydi ya? paralel bir evrene mi geçtik ne oldu?
edit: video burada.
41:30'dan itibaren.
yaran fıkralar
-
oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla isviçreden
dönmekteydi. yanında oturmakta olan rahibe
-"özür dilerim peder, sizden bir iyilik
isteyebilirmiyim?" diye sordu.
-rahip "elbette kızım, senin için ne yapabilirim?"
diye cevapladı.
kadın açıkladı: "işte problemim; kendime yeni bir
epilasyon aleti aldım ve buna oldukça yüklü bir para
saydım. sanırım limitlerin oldukça üzerine çıktı ve
gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. acaba
gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir
misiniz?"
-rahip "tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz
ki ben yalan söyleyemem." diye yanıtladı kadın "çok
temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki
size soru filan sormazlar" dedi ve pahalı epilasyon
aletini pedere verdi. uçak havaalanına vardı. peder
gümrükten geçeceği sırada görevli
-"peder, bildireceğiniz herhangi bir yükünüz var
mı?"diye sordu. bunun üzerine peder "
-başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım
herhangi birşey yok, evladım" der
bu yanıtı garip bulan görevli
-"peki kuşağınızın altında kalan bölümde neyiniz var?"
diye sordu.
peder yanıtladı:
-kadınların kullanımı için dizayn edilmiş mükemmel,
küçük bir alet var,
ancak şimdiye kadar hiç kullanılmadı!!"
görevli kahkahadan kırılarak:
-"tamam peder geçebilirsin, sıradaki!.."
kişinin mesleği öğrenilince sorulan sorular
-
- ne iş yapıyorsun?
+ öğrenciyim ben.
- nasıl hayatta kalıyorsunuz?
profesörün tecavüzü
-
tecavüzcü (bkz: hasan bilgili)
tecavüzcü, yancı (bkz: serkan durmaz)
delil karartan jinekolog(muhtemel tecavüzcüdür bu da) (bkz: hüseyin şenyurt)
cem uzan'a hapis şoku
-
(bkz: veliler bu habere dikkat)
(bkz: emeklileri bekleyen büyük sürpriz)
(bkz: böyle zulüm görülmedi)
(bkz: nasıl şöhret oldular)
(bkz: ünlü oyuncudan akıl almaz itiraflar)
5 kuruş para üstünü alma gerginliği
-
ne zaman ki ödemem gereken miktar ...,20 olur, korkarım. cebimde de ...,25 lira oldu mu gör gerginliği...
- para üstünü almayıp "üstü kalsın" desen "artize bak sanki para üstü de bir şey olsa bari..." denecek.
- para üstünü beklemeden oradan uzaklaşsan kısa süre sonra "beyefendi para üstünü almadınız" diye çağırılacaksın.
- para üstünü beklesen "ulan adama bak 5 kuruş için bekliyor ne açgözlü pinti adammış" denecek.
siz en iyisi kart kullanın.
grafik roman
-
esasında türkçe dili için grafik roman gibi bir ifade ayrımına gerek yoktur. biz zaten bu sanat dalını en başında resimli roman, sonra da çizgi roman şeklinde isimlendirerek sorunu -farkında olmadan da olsa- kökten çözmüşüz. çünkü çizgi roman esasında bu sanat dalının adıdır türkçede. comic, fumetti, manga, grafik roman gibi şeyler ise formatın adıdır. amerikalılar 1900'lerin başında bu sanat dalına comic (komik şeyler) deme gafletinde bulundukları için ve daha sonra da bu sanat formu ilerledikçe bunun yetişkinlere hitap eden örneklerini komik diye isimlendirmek absürt kaçacağı için yeni bir ifade arayışına gitmişler ve graphic novel, yani grafik roman ismini ortaya çıkartmışlardır.
evet grafik roman bu yazdığım diğer türler gibi belli bir ekole bağlı kalmaz, genellikle çok sayfalı ve yetişkinlere daha çok hitap ettiği sürece her ekol grafik roman formatında yayınlanabilir. esasında anlam ayrımı çok da kesin olan bir şey değildir.
pkk'nın anaokulundaki oyuncakları toplayıp yakması
-
pkk'nın bir haftada 26 okul yakması olayının bir boyutu...
http://m.radikal.com.tr/…ini_toplayip_yakti-1213793
--- spoiler ---
siirt merkeze bağlı iki köyde ilk ve orta okullara pkk'lılar tarafından molotoflu saldırı düzenlendi. okullarda çıkan yangın söndürülürken, büyük hasar meydana geldi. valilikten yapılan açıklamada anaokulu öğrencilerinin oyuncaklarının bir araya toplanarak yakıldığı belirtildi.
--- spoiler ---
oğlum siz nasıl insanlarsınız lan?
ya da şöyle sorayım, siz insan mısınız?
görev gereği ben de güneydoğu'da çalışıyorum. her gün işten eve giderken ayağında giyecek ayakkabısı bile olmayan, sokaktan geçen arabaların arkasından koşup ya da ağaca tırmanıp kendi hayatını tehlikeye atmaktan başka oyun bilmeyen çocuklar görüyorum. insanın içi sızlıyor.
onca yokluğun içinde bu çocuklara iyi kötü bir eğitim görsünler diye bir okul yapılmış, içinde gencecik birkaç öğretmen, 5-10 taneden fazla kitabı olmayan bir kütüphane, en fazla iki sepet de oyuncak var...
ben okumayacağım o okulda. sen okuyacaksın...
senin kardeşin, senin kuzenin, senin çocuğun okuyacak...
çocukken anaokulunda ne didişirdik o oyuncaklar için... bir tane kırmızı araba vardı, iki tane tahta at, bacağı kopuk gözü çıkık olmayan iki tanecik bebek...
öğretmen bir şey anlatırdı, benim gözüm tahta atta olurdu, kimse kapmadan ben kapayım diye... hayattan başka bir beklentim, derdim, tasam yoktu ki oğlum. ben varım, at var...
ama sizinki nasıl bir kin, nasıl bir nefret, nasıl bir vandallık?
sizin kendi kendinize, kendi bölgenize, kendi insanınıza verdiğiniz zararı ne asker, ne polis, ne jandarma, dışarıdan gelen hiç kimse vermez, veremez...
terörün her türlüsünü bilirim, anlarım da; oyuncak ayıdan, o ayıdan başka oyuncağı olmayan çocuklardan ne istediniz lan?