ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekip otosunun camını kafasıyla kıran adam
-
-allaam kimse yazmadan yetişebilmişim ne güzel-
ağır başlıdır.
oh.
türkiye'de rönesansı başlatıyoruz hareketi
-
evet, kendi başlattığım hareket olmakta. sabah kahvaltı yaparken aklıma geldi bu olay ve müthiş bir panik halinde daha rönesansın türkiye'de tam olarak vuku bulmadığına binaen laptop'ımı alıp hemen işe koyuldum. adamlar kafadan 500 yılı bize taktı yahu bu farkı el birliğiyle çalışarak yaklaşık tahminimce 2-3 yılda tamamlayabiliriz. artık kimin elinden ne geliyorsa bir el atalım şu duruma daha reform falan var.
bu da ilk eserim: meyveler ve akşamüstü
köleliğin kaldırılmasının nedeni
-
8-6 çalışıp günlük işe git gel 2,5 saatin yolda geçsin. işe gidebilmek için sabah 7.00 da uyan.
gün 24 saatten oluşuyor sen 13 saatini iş için harcadın, geriye kaldı 11 saat, günlük 7 saat uyusan kaldı sana 4 saat. banyo kişisel bakım, yemek gitti oradan 2 saat, boş vakit olarak harcayacağınız en fazla 2 saat kalır bu 2 saatte de kölelik kalktı diye yazabilirsiniz.
ülkenin çalışan nüfusunun %50'si bu şartlarda çalışıyor bundan çok eminim. özellikle istanbul'da çalışanlar bu rakamı oluşturmakta.
insanı olgunlaştıran şeyler
-
yurt dışı tecrübesi.
ama öyle 2 haftalık geziler, 3 aylık dil okullarından bahsetmiyorum. gidip bizzat bir kültürü yaşamak, o milletin mutlulukarını ve sıkıntılarını paylaşmaktan bahsediyorum.
ayrıca en az 1000 kilometre yakınında hiç bir aile ferdi olmamasından bahsediyorum. hatta dilini bilmediğin bir ülkede tutunmaya çalışmaktan bahsediyorum.
bu bir insanı olgunlaştırmazsa, artık başka hiçbir şey olgunlaştıramaz heralde.
hayatı özet geçen cümleler
-
yolda rastgele konuştuğum sarhoş bir abiden gelsin.
"niye sarhoşum biliyon mu? bir insanın ya kafası güzel olacak ya kaderi"
kaçak yayın izleyenlere 2 yıla kadar hapis cezası
-
yıllardır dizimag ve türevlerini izleyerek en az 3000 yıla mahkum olduğum acı gerçeği ile yüzleştiğim durumdur. keşke adam öldürseydim lan.
angelina jolie'nin yumurtalıklarını aldırması
-
sozluk ergenlerinin cig ve seviyesiz yorumlarini bir kenara birakirsak, cok cesur bir adimdir.
angelina jolie 39 yasinda. annesi, anneannesi ve teyzesi yumurtalik kanserine yakalanip genc yasta olmusler. hatta annesi 49 yasindaymis kanser teshisi kondugunda. doktorlar da angelina jolie'ye kansere yol acabilecek genlerden bazilarini tasidigini, %50 ihtimalle bu hastaliga yakalanacagini ve eger onlem olarak ameliyat olmak istiyorsa annesinin hastaliga yakalandigi yastan 10 sene evvel olmasini soyluyorlar (kanser belirtileri basgostermeden). o da bugune kadar bekliyor ve nihayet ameliyati olmaya karar veriyor. 6 cocugunu kucuk yasta kanser yuzunden annesiz birakmamak icin; yumurtaliklarindan, bir daha gebe kalma ihtimalinden ve ostrojeninden vazgeciyor kadin. ameliyat sebebiyle aninda menapoza girecegini ve vucudu henuz menapoza hazir olmadigindan bu sureci cok agir gecirecegini bilmesine ragmen, henuz 39 yasindayken bu karari veriyor. iste annelik ve kadinlik boyle seyler. kafanizin almadigi konularda yorum yapmayin evladim, gidin az otede oynayin.
little caesars'ın bir karışlık büyük boy pizzası
-
ulan sırf bunu söylemesinler diye sol eli koydum bide.
yarı uyur halde kreşe bırakılan çocuk
-
evimin yanında kreş olması sebebiyle her sabah gördüğüm manzara.
annesinin peşinden sürüklene sürüklene, ayakta uyur vaziyette kreşe bırakılan çocuk bu.
küçücük yaşta yaşam kavgasına girişmiş bebecik.
bir bıraksalar oracıkta kıvrılıp uyuyacaklar oysa.
lan bir insan 3 yaşında mı başlar hayatın yükünü yüklenmeye?
bir kaç sene sonra da okul derdi başlayacak.
sonra sınavdı, ygs lgs igs hayatı sikilecek garibimin.
sokaklarda topaç çevirmek, akşam ezanına kadar maç yapmak hiç olmayacak hayatında.
varsa yoksa ders, sınav, koşuşturmaca.
dershane, rekabet ve başarılı olma zorunluluğu.
şu an ne olduğunu tam idrak edemese de birşeyler oluyor.
tv'de mutsuz insanları görüyor.
nefretten gözü dönmüş amcaları görüyor.
polisler var, sirenler çalıyor.
sonra uyku saati geliyor.
sabah gene annesi uyandıracak.
süklüm püklüm annesinin peşine takılıp kreşin kapısına bırakılacak.
akşama kadar annesini özleyecek.
debe edit:
(bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)
trt müzik game of thrones cover'ı
-
video altındaki yorum güldürmüştür.
--- spoiler ---
kargalar da sever.
edit: yorum yapanın nicki jon snow muş . cigara böreği uyardı sağolsun tekrar güldüm.
--- spoiler ---
lebron james
-
çoğunuzdan yaşça büyük bir abiniz olarak kendisi vesilesiyle size önemli bir tavsiyede bulunacağım oyuncudur. sadece sporda değil, hayatın her alanında birisinden veya bir düşünceden ölesiye nefret etmek insaflı bir bakış açısı geliştirmeyi engeller. çünkü belki hitler vb. insanlar hariç hiç kimse tamamen kötü olamaz. mesela, toprağı bol olsun, kobe öyle çok sevdiğim bir oyuncu değildi. oyun stili çok bencil ve bazı davranışları yapmacık geliyordu. ama çalışma azmi, iş disiplini ve kazanma hırsını fazlasıyla takdir ediyordum.
……….
vücuduna, takım sporları baz alındığında çok ciddi yatırım yapan üç sporcu var benim bildiğim: cristiano ronaldo, lebron ve tom brady. amerikan futbolunun doğası gereği sonuncusunu hariç bırakalım, çünkü zaten oyun kurucuların çoğu 35-40'ına kadar oynayabiliyor nfl'de. ronaldo'nun onca yatırıma ve lebron'dan bir yaş küçük olmasına rağmen iki senedir nasıl çöktüğünü gördük. birinci sınıf ligden bir anda beşinci seviyeye falan düştü. elbette paranın peşinden gitti ama şampiyonlar ligi'nin ikinci seviye takımları bile istemedi kendisini. lebron ise sağlıklı olduğunda hala ligin en iyi oyuncularından birisi ve bu sene all-nba üçüncü takımına seçilmesi bir gösterge.
bu adamın hayatında nba basketbolcusu olarak geçirdiği süre, çocukluk ve gençliğinden daha fazla. belki de seneye oğluyla aynı takımda oynayacak. işin tuhafı, oğluyla ilk resmi maçlarında sahaya çıktıklarında muhtemelen oğlundan hala daha iyi durumda olacak.
lebron ayrıca, lisedeki sevgilisiyle evli, ismi herhangi bir skandala karışmamış, sosyal meselelerle ilgili, doğduğu şehre çok ciddi eğitim yatırımları olan birisi.
……
insanlar bir sporcudan nefret ediyorsa, çok büyük ihtimalle o sporcunun rakibini destekledikleri içindir. ben eskiden jordan hayranıydım. onu geçmesin diye bu yüzden hiç desteklemedim kobe'yi. ama nefret de etmedim. hatta belki gizli bir hayranlık duymuşumdur yukarıda saydığım sebeplerden ötürü. hele vefatından sonra çok pişman oldum sağken daha çok sevemediğim için.
bir sporcuyu desteklemek din değil ki, aynı sporu yapan diğer sporcuları desteklemek mümkün olmasın. bir insanın birden fazla dondurma çeşidi sevmesinde ne kötülük olabilir?
farklı renkler iyidir.
edit-1: lebron ve cr9 arasında sadece iki ay falan fark varmış. hawkman'a teşekkür ederim.
edit-2: son paragraftaki din örneğini biraz açayım. ben şahsen bütün ana akım dinlere hoşgörü gösteren ama neticede içlerinden birini takip eden birisiyim. bir din mensubu olmak bile diğer dinleri reddetmeyi gerektirmiyor.
starbucks çalışanlarındaki değişim
-
- asgari ücretli bir kişinin yaptığı kahveyi beğenmiyorum.
- bana kahve yapacak olan kişinin maaşı ve okuduğu kitap sayısı 3000 olmalı. yoksa moka içerken o keyfi alamıyorum.
(bkz: bilemiyorum altan)