hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul'da bir eğitim araştrıma hastanesinde çocuk sağlığı ve hastalıkları asistanıyım.ayda 11 nöbet tutuyorum ,4 haftasonundan 3 ünde nöbetim var; 2 tane de cuma-pazar kombo nöbeti tutuyorum. nöbet sisteminden bahsetmek gerekirse: sabah 8.00 de normal mesaiye gidip akşam 17.00 ye kadar bulunduğunuz servis / acil / yoğun bakım /vs. de çalışmak 17.00 de gidip nöbeti devralmak ve ertesi sabah 8 e kadar günde 800-1000 hastanın geldiği acil servis kapısında 2-3 doktor çalışmak ve ertesi sabah da 8.00' de nöbeti acilci ekibe devredip kendi çalışma alanına gidip akşam 17.00 ye kadar çalışmak .

    dün nöbetçiydim mesela bugünki yaygın bacak ağrılarımın da şahit buna.dün 2 kez (bkz: beyaz kod) verdim.bunun altında eğitimlisi /cahili farketmeden doktorlarda ego olduğunu söyleyip içten içe onları hedef haline getiren(öss/ygs de yüksek puan almaları, 6 yıl eğitim almaları , onlara göre çok para kazanmaları ?,asla onların yapamayacakları bir iş yapıyor olmaları ya da daha da fantastik düşünceler nedenli.. ) zihniyetin olduğunu düşünüyorum.

    ve dün bu zihniyetin armağanı iki ilkokul mezunu( bunu küçümsemek için değil durumu daha iyi anlamanız için yazıyorum) hasta yakınından biri ölüm tehditi ve fiziksel şiddet diğeri hakaret olmak üzere hediyeler aldım. biri ateşli çocuğuna seron takmayışımın yanlışlığını bir diğeri ise bacak ağrısı ile kan tetkiki arasında bir ilişki olmadığını kendi inanılmaz bilgi ve deneyimleriyle sorgulattı bana.

    bu arada çalışma ortamı ve iş güvenliğinden de biraz bahsetmek isterim ; ben 55 kilo bir kadınım beni koruması için kapıda duran güvenlik arkadaş (yalnızca 1 kişi ) çoğunlukla bayan olmakla birlikte ki erkek de olsa hasta ve hasta yakınına hiçbir müdehale hakkı yok.hımm bir de eklemeden olmaz yeni başlayan bir asistan arkadaş bu düzeni 4 sene yaşadıktan sonra devletin zorunlu hizmet kurasına girip türkiye'nin güzide illerinde zorunlu hizmet vermek zorunda yoksa uzmanlık diplomasını elde edemez, yani 4 sene çöp olur.

    mecburi hizmet derken de durumu bugün bir hekim arkadaşımın güncellemesi çok iyi anlatacaktır diye düşünüyorum;cizre

    zaten biraz sağduyulu ve akıllı olsa halkım 33 saat çalışan hekime muayene olmamayı,doktora şiddeti ve doktor cinayetlerini, bir hastaya 3 dakikada muayene etmek zorunda bırakan performans sistemini , hasta katılım paylarını ve bunun gibi milyonlarca sağlık sistemi sorununu tartışır.

    bilip bilmeden konuşanlara lafım welcome to the real world .

  • kaydolurken * nickini öylesine vermiştim daha sonra değiştiririm diye. bilmiyordum. yapıştı kaldı. pişmanım.

    bu nick hiç bir başlık entry ve nick uyumuna giremiyor diye geceleri yorganın altında ağladığım oluyor.

    eksiyi ilk keşfettiğimde 2004 falandı o zaman hiç yazar olmak aklıma gelmemişti. biraz salaklık varmış gençliğimde.

    olay butonu ilk yandığında sözlükte bir kavga falan çıktı ona adam çağırıyorlar sanmıştım.

  • özgür kadındır.

    - bak hanım, sana kaç kez diyeceğim? bensiz gece barlara diskolara gitmeyeceksin!!!
    - yaparım!

  • kafa kesen, insan derisi yüzen, eroinle bir nesli zombiye dönüştüren katillere karşı girişilen operasyondur ancak ne kadar başarılı olur tartışılır.

    adamlar şehir sahibi olmuş, kitleleri maaşa bağlamış, devlet gibi örgütlenmiş yani.

    bu zamana kadar bunun gibilere karşı ordu tankla, topla önüne gelen kim varsa devirip neden harekete geçmedi dersiniz ?

    para konuşur da ondan. herkese para yedirince durum böyle laçkalaşıyor.

    paran varsa siyasetçi de satın alırsın, silahlı güç de, bu kadar basit ve bu kadar aşağılık bir durum.

  • adamın birinin, hiç bir baltaya sap olamamış ebleh bi oğlu varmış. adam da zengin ya, oğluna paso iş kuruyormuş, oğlan da paso batırıyormuş işleri. adamcağız "bir defa daha şansımızı deneyelim bakalım" demiş, entegre et tesis kurmuş oğlu için. neyse fizibileteler hazırlanmış, fabrika, tesis, allah ne verdiyse kurulmuş, baba da oğlunu bir makinanın başına getirip anlatmaya başlamış:

    "bak oğlum, bu makinanın bu tarafından ineği sokuyorsun, öbür taraftan sosis olarak çıkıyor. anladın dimi çocuum?!"

    çocuk da ebleh ebleh sırıtıp:

    "ehuaa! çok iyi yaa! peki babaa, burdan sosisi sokarsak öbür taraftan inek olarak çıkar mı?"

    adamcağız derin bir iç geçirmiş ve cevap vermiş:

    "hayır evladım. maalesef o teknoloji yalnızca ananda var..."

  • - aiyyyy polise bak polise nasıl vurdu çocuğa. bak bak hiç acıyo mu ya???? yazık ya yazık şu hale bak.

    2 saniye sonra;

    - bak bak zilliye bak zilliye nasıl kışkırtıyo polisi? vur vur...

    5 saniye sonra

    - tii allah cezanızı şu hale bak. yazıklar olsun.

    bana dönerek; bu varya aynı 80 dönemine benziyor. o zamanda evlerde bi akşam solcu saklardık, bi akşam sağcı...

    - ee şimdi gelip kapını çalsalar yine ne yaparsın?
    - evime gelen herkese kapım açık benim.

    feysi, tivitırı olmayan, sosyal medyanın gazından bi haber, kah vurulan gence ağlayan, kah polise üzülen olaylara saf apolitik bi insan gözüyle bakan anne..

    annem.
    inanıyorum ki şu boktan dünyayı ancak bu kadar saf gözlerle bakan insanlar, bu kadar saf kalmış yürekler kurtarabilir.

  • standart daily abazan geyigi diye geldim, hayatin aci gercekleri tokat gibi indi yuzume. ah be abi sen pazara gidemiyorsun millet zevk icin yuz liralar yakiyor. boyle duzene lanet okumaktan baska bi sey de yapmiyoruz