ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ben ölmeden cumhurbaşkanına kimse dokunamaz
kalp kırmadan ter kokuyorsun deme yolları
-
kendinizi koklamaya başlayın, karşıdakinin duyduğundan emin olarak -ter mi kokuyorum ne? diye sorun kendi kendinize. bir süre sonra o da işkillenip kendini koklayacaktır.
selfie'ci şehzade'nin telefonunun kırılması
-
piskevit yiyen sehsaze heykeline dönmüştür.
erkeklerin dekoltesi gözüken kızları uyarması
-
yaygın kanının aksine vardır böyle bir durum..
şu şekilde gelişir:
dekoltesi görünen bir bayan görüldüğünde, "hanfendi ayakkabınızın bağı çözülmüş", veya, "hanfendi yere para düşürmüşsünüz" şeklinde uyarılır.
dekoltesi görünen kız ister istemez öne eğilecektir.
siz ne sanmıştınızki?
masterchef emir'in reddedildiği kıza küfretmesi
-
yaptığı mallık olsa da "amk pancarı" ifadesiyle güldürmüştür. ben programdaki şeflerin yerinde olsam bir sonraki bölümde pancarın ana ürün olduğu bir yemek isterdim kendisinden.
antidepresan etkisi gösteren şeyler
-
şüphenin silinişi.
yaşıtların patır patır evleniyor olması
-
pıtır pıtır boşanmakla son buluyor.
kıtır kıtır da olabilir, bazen de şıkır şıkır.
benimki patır kütür oldu mesela
komşuyla yaşanan en anlamsız olay
-
bir gün korku filmi izleyip salonda uyuyakaldım. sabaha karşı beyaz bir şey üstüme atlayıp beni uyandırdı. resmen altıma sıçtım. bir baktım bembeyaz bir kedi. acıktı herhalde benimki dedim kalktım. ayılınca hatırladım benim kedim yok ki! sokak kedisi olamayacak kadar temizdi. ben de kapıcıyı arayıp evimde kedi var dedim. o da sabahın beşi aq banane dedi. doğru dedim. sonra yan komşunun kapısındaki paspasda kedi resmi olduğunu hatırladım. bir iki saat sonra gittim kedilerini geri verdim. balkondan benim eve zıplamış manyak.
bir kaç gün sonra duştan çıktım, bir baktım kedi gene benim evde. kapı çaldı verdim direkt.
1 günlüğüne şehir dışına çıktım. geldiğimde kedi gene bendeydi. kapı çaldı, kediyi verirken kadın sizin evi çok seviyor, sürekli size geldi dün biz de balkondan geçip aldık dedi. ben de ehüehü diye gülüp kapattım kapıyı. sonra bir dakika lan dedim bunlar benim eve girmişler! bunu bana söyledi ben de mal gibi gülüp uğurladım kadını.
aynı gün kapıcıya anlattım durumu abi dedim ailecek bana musallat oldular, önce kedi alıştı sonra komple yan daire bana geliyorlar dedim. o da çok yanlış, özel hayat diye bir şey var belki ben birini öldürdüm kuvvette saklıyorum demesin mi!
o günden beri balkon kapısını kitlerim. kedi neyse hadi yan komşu da neyse ama kapıcı girerse büyük sıkıntı.
55 dk bekletip gelemiyorum mesajı atan insan
-
vardır böyle insanlar. ama benim başıma bundan daha ağırı geldi.
bir gün aynı ofiste çalıştığım bir kızla iş için beşiktaş'a gittik. arabayı kadıköy'de park edip vapurla geçtik karşıya ve bir saat verip beşiktaş iskelesi'nde buluşmak üzere sözleştik.
ben saat yaklaşırken başladım beklemeye. sonra saat 5-10 dk geçince aradım bunu ve bana; ayh yoldayım geliyorum, çok sıcak, şöyle oldu, böyle oldu gibi şeyler söyledi. ben de beklemeye devam ettim. 10 dk oldu 20 dk, 20 dk oldu yarım saat... ben bunu tekrar aradım, ne kadar sürer gelmen diye ve yine aynı rahatsız ifade ile 10-15 dk sonra oradayım dedi.
ben de beklemekten sıkıldığım için barbaros bulvarı'ndaki starbucks'a kadar yürüyeyim hem bir kahve alırım hem de vakit geçer dedim.
starbucks'a bir girdim ki ne göreyim. bu, masasında bitmiş bir kahve bardağı elinde bir dergi oturuyor. yanına gidip selam verdim sakince.
beni görünce şeytan çarpmışa döndü ama öyle bir hale geldi ki açıklama bile yapamadı. nedenini bile sormadım çünkü bu kötücüllükte olan insanlara asla "neden" diye sorulmaz.
noob
-
terminoloji olarak newbie , rookie , kelimelerine denk geldiği için birçok online oyunda kullanımı tam olarak hakaret kapsamına alınmıyor. bu yüzden oyuncular beceriksiz, mal, beyinsiz gibi sıfatlarıda zamanla noob kavramının içine yedirip kelimeyi bambaşka bir hale soktular. sözün özü biri size noob diyorsa muhtemelen yeni oyuncu manasından çok hakaret amaçlı diyordur. zaten ilerleyen dakikalarda o noobların önüne getirilen kelimelerden durumu teyit edebilirsiniz.
rumları yenince türk bayrağı açan azeri futbolcu
-
yunan bayrağı açsaydı, kürtçülerin övgü yağdıracağı kişi olurdu.
helâl olsun, bizden daha delikanlı adammış.
71 rektörün atıf sayısının 0 olması
-
kaynak
"yazıyla sıfır!
türkiye’de şu an görevde olan 71 rektörün aldığı atıf sayısı toplamı bu. yani 0."
ben yazacak bir şey bulamadım.
edit: 68'inin yayını bile yok.
edit2: bahsedilen yayın ve atıflar uluslararası. zaten önemli olan bu değil mi? içerde kendi kendilerine hallediyorlar zaten.
edit3: (bkz: 6 aralık 2019 pamukkale üniversitesi rezaleti)
(bkz: şoförünü fakülte sekreterliğine atayan rektör)
edit4: kaynaktaki görselin olduğu programı şuradan 8 aralık 22:31:50'yi seçerek izleyebilirsiniz haberturk
edit5: imla.
auguste escoffier
-
fransız mutfağının gelmiş geçmiş en büyük şefi. 1847'de fransa'da doğdu. 12 yaşında dayısının yanında komi olarak çalışmaya başladı. 19 yaşında dönemin iyi restoranlarından le petit moulin rouge'da çalışmaya başladı, mutfaktaki üstün başarısından dolayı üç senede mutfak şefi oldu. sonra ünlü otel girişimcilerinden césar ritz ile tanıştı, kısa bir süre sonra da beraber savoy hotel'i şletmeye başladılar. 1920 yılında fransız mutfağına katkılarından dolayı legion d'honneur unvanının sahibi oldu.
escoffier, servis ve mutfak organizasyonuna kökten değişiklik getirmiştir. eskiden yemeklerin hepsi aynı masaya konulmaktaydı. bu şekilde yiyecekler daha yenmeden soğuyordu. escoffier, yemeklerin planlı bir düzenle sunulduğu menü anlayışının yaratıcısı olarak bilinmektedir. sunum sanatını sadeleştirmiştir. onunla gelen anlayış, herkese bir veya iki çeşit yemek sunulması ve herkesin yemeğini menüdeki sıraya göre yemesidir.
talimat gelmiştir o kararı kendi başına veremez
-
kimse de cikip "madem oyleydi de daha once sen bu adami ne demeye milletvekili olarak tutuyordun?" demiyor mu bu beyanatin uzerine?
evet, soru retorik.