hesabın var mı? giriş yap

  • iyi kalpli adamin bir tanesi bi gun neyzenin parasiz pulsuz gezdigini bilerek ona para vermek ister ama neyzenin dillere destan hazir cevapliligi onun gozunu korkutmaktadir ve parayi neyzenin arkasindan atarak neyzen paran dustu der.

    neyzenin cevabi ise su olur.

    -o dusen benim param degil. zaten bende para ne gezer. o dusen senin altin kalbindir.

  • avrupa'dan bildiriyorum. 1 tane bile başıboş köpek görülse adamlar tüm orduyu polis teşkilatını itfaiyeyi seferber eder onu uyuturlar. adamların canı çok değerli bu konu tartışmaya açık bile değil. türkiye'de tartışılıyor olması dahi türkiye'nin bir ortadoğu ülkesi olduğunu kanıtlıyor aslında. ayrıca 10-20 milyon köpeğin kısırlaştırılması, barınak kurup maması, veterineri, işletme giderleri ve diğer aklıma gelmeyen giderlerini karşılanmasına bırak türkiye'nin, almanya'nın bile ekonomisi yetmez. o sebepten uyutuyorlar muhtemelen. herkes yalan söyler, matematik yalan söylemez. kağıdı kalemi elinize alın kendiniz yapın hesabı.

  • çocuk gelişimi uzmanı bir psikoloğum. bu sorunla her gün en az bir kez karşılaşıyorum. ülkemizdeki veli profili de buradaki yazarlar gibi genelde. bunun çok yanlış olduğunu düşünen, katı bir şekilde karşı olan, duvar boyama üzerinden disiplin vermeye çalışanlar, bunun çok sıradan bir şey olduğunu düşünen, kendi kendini modern çocuk gelişimi uzmanı bir anne olarak gören ve yaratıcılığı bu yolla teşvik edeceğini sananlar ve bir de sadece kendi odasını silinebilir boyayla boyasın diyen uzlaşmacılar...bunların gündeme gelmesi de genelde çocuğun bir halıyı ya da pahalı bir eşyayı boyaması, gidilen bir misafirlikte veya anaokulunda duvara resim yapmak istemesi veya diğer eşyalara başka yollarla kalıcı zarar vermesi şeklinde oluyor. çocuk gelişimi bir bütündür, o çocukla birlikte geçirdiğiniz vakti nasıl değerlendirdiğiniz bütün süreci etkiler. sizin terbiye etme, kural koyma, sınırlarını öğretme tarzınız neyse, çocuk onların toplamı olacaktır. çocuğunuz en kaliteli binbir renkli su bazlı boyalarıyla "özgürce" duvarları boyarken siz onunla vakit geçirmek yerine telefonunuzda oyun oynuyorsanız ya da ilgisiz şefkatsiz bir bakıcıya emanet ettiyseniz, o çocuktan üstün bir yaratıcılık, özgüven beklemeyin. resmin nereye yapıldığı değil, o resmin sizi ne kadar birleştirdiğidir çocuğunuz için ayırt edici olan.
    not: çocukların duvara resim yapmasını tercih etmiyorum, eğer duvara resim yaparlarsa kendileri temizlemek durumunda kalacaklarını bildiklerinden onlar da tercih etmiyor :)

  • bankaya gittim ve kredi cekmek istedigimi soyledim. kredi notum dusuk oldugu icin banka istedigim meblağı vermedi. bankaci arkadas cikista guvenligin silahini ani bir hamleyle alip bankayi soyabilecegimi soyledi. yilda bir iki kere boyle olaylar yasiyolarmis zaten. ve bende bankayi soydum.

    (bkz: uzgunum anne oglun bir gerizakali oldu)

    edit: arkadaslar gerizekalimisiniz??? ilk basta insan gibi kredi istedigimi soyledim ama vermediler... ben ne yapabilirim??

  • ortalama 200 yolcu kapasitesi olan uçakta 10 gram et azaltmayla tasarruf edilebilecek ağılık miktarının sadece 2 kilo olduğu hesaba katıldığında, "ağırlığı 2 kilo azaltıp yakıttan tasarruf ettik diye seviniyorsanız yolculardan uçağa binmeden önce sıçmasını talep edin, her yolcu boarding öncesi ortalama 350 gram sıçsa tam 70 kilo tasarruf edersiniz" dedirten havayolu şirketidir.

  • yazılanları okuyunca gözümde mağara adamları canlandı. binlerce yıl önce var olan, yerçekimini acı bir biçimde tecrübe etmiş ve bundan korkan ancak ne olduğunu bilmeyen mağara adamları.

    bir gün bunlardan bir grup dağa tırmanıyor ve içlerinden birisi el kol hareketleriyle aşağıya atlasa ne olacağını sormaya çalışıyor. soruyu anlayan bir kısım mağara adamı ellerini kollarını sallayarak havayı dövmeye başlıyorlar ve sadece ona; ölürsün seni mağara adamı demeye çalışıyorlar. anlamayan diğer kısım ise yere düşüp kalkmaya çalışan bir kaplumbağa gibi yerlerde yuvarlanıyor. ağızlarını açarak garip garip sesler çıkarıyorlar. biz şimdilerde buna gülmek diyoruz... ancak insanın ne için karşı tarafa güldüğü ve onu ne için aptal olarak nitelendirdiği çok önemlidir. arkadaşın sorduğu soruya verilen tepkiler bu mağara adamlarının tepkileri gibi.

    bilmiyorsanız da susun arkadaşlar. konuşmak zorunda değilsiniz. espri yapmak zorunda değilsiniz. ileride çocuklarınız olunca bu aptal sorulardan milyonlarcası gelecek. ona da mi böyle cevap vereceksiniz? ne yapacaksınız? karınıza; "selma bu mal ne diyor ya? şunun eline tableti ver de pepe izlesin" filan mı diyeceksiniz? öyle yapmayın. sonra bakın insanlar böyle;

    "öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. bu sadece başkaları için zordur. aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir."

    aforizmalar yazıyorlar. biz neyse de tanımıyorsunuz sonuçta kimseyi anonimsiniz. ancak çocuğunuzun önünde bir "gerizekalı" olmamak için az biraz araştırma güdünüz, dünya'ya bir bakış açınız, felsefeniz, minimum düzeyde de olsa bir fizik bilginiz olsun.

    gelelim cevaba. bu hem kinetik enerji hem de kinetik enerjinizin yer ile temas ettiği anda, temas eden alanın büyüklüğü ve hava da kapladığınız yer ( yüzey alanınızın oranı ) ile ilgili. yüzey alanınız ne kadar artarsa o kadar çok hava direncine maruz kalırsınız.

    kinetik enerji e = 1/2.m.v2

    burada m kütle, v ise hızdır. kütleniz düştükçe kinetik enerji da azalır. bir insanın düşerken ki kinetik enerjisiyle (ki havada atlamadan önce potansiyel enerjisi de var bu da m.g.h'dır. m kütle, g yerçekimi ivmesi, h yükseklik. burada da ne kadar kütleniz varsa o kadar potansiyel enerjiniz vardır) bir böceğin ki aynı değildir. insanın ki çok yüksek (böceğe göre) ve böceğin ki ise düşüktür. hesaplayalım;

    e(i)=1/2.100 kg . 20 . 20 m/s=20000 kg.m2/s2
    e(b)=1/2.0,001 kg . 20 . 20 m/s=0,2 kg.m2/s2

    kg.m2/s2 ki bu da joule'dur. yani birimimiz joule

    e(b).100000=e(i)

    yani insanın kinetik enerjisi 100000 (yüz bin) kat daha büyüktür. bu da ölmek için güzel bir neden.

    not: ihmal ettiğim bir kaç şey olabilir. (her fizikçinin yaptığı gibi) mesela hızı ve ağırlıkları uydurdum. bir kere düşerken sürekli artacak olan hızı sabit aldım ve düşük tuttum. limit hıza ulaşması daha fazladır. hava direncini (sürtünmeyi) ihmal ederek böceğin çok daha yavaş bir şekilde düşeceği gerçeğini pek umursamadım. çünkü keyfim öyle istedi. bunlara rağmen 100000 katlık bir fark oluştu. çok daha fazladır.

  • sözlüğün tıklanma oranını yükseltecek, ssg'nin hesabına katma değer katacak yaklaşım. mümkünse başlığın yeni tabda açılmasını da talep etmekteyim.