hesabın var mı? giriş yap

  • adam gelmiş, "beni kirala bari oynatmıcaksan" diyo. "tamam" diyorum, "kiralıcam seni", kiralık listesine kouyuyorum. bekle bekle teklif yok, kulüplere öneriyorum, yine teklif yok. gel zaman git zaman, bu yine geliyo, "hoca" diyo "sen sözünü tutmadın, beni kiralıcağına söz vermiştin!1".

    ulan, teklif yok teklif! napayım, sahibinden'e mi ilan vereyim "kiralık oyuncu var" diye!

  • sonunda sözlükte takipçiler görünecek, dahası buna onay vermemiz isteniyor. ama onay vermezseniz de bütün takip listeniz silinecek. tam da sözlük tarzı demokrat bir uygulama.

    (bkz: ben yaptım oldu)

  • diyanet işleri başkanının açıklamasına göre o saatte orada tek bir türkün bile bulunmaması gerekiyormuş.

    o saatlerde çok kalabalık olduğu için yasaklanmış.

    ama bizim türkler durmuş mu? tabiki hayır. 2 acenta yasağı delmiş ve toplamda 18 türk olmaması gereken yerde bulunmuş.

    18 kişiden 2 si ölmüş, sanırım 5 kişiden de hala haber alınamıyor.

    yani aslında durum şu.

    ölen türk sayısı "sıfır" olması gerekirken yine ne yapmış etmişiz kendimizi öldürmeyi başarmışız. aferin.

  • beni bu adamların esprilerinden daha çok güldürebilecek tek şey mehmet ali erbil ile kıyaslanmalarıdır.

  • "ama hdp tümüyle emanet oylarla buradadır, şeklinde bir yaklaşım doğru olmaz" demiş. sıfırdan gelmedik zaten bir tabanımız vardı, onun üstünde emanet oylar tabi ki var ve bizim için bunlar da çok değerli zaten diyor geri zekalı arkadaşım. ne desek de hdp'ye oy verenleri pişman etsek diye yırtınıyosunuz da, geçmiş olsun o işi geçeceksiniz. herkes verdiği oyun arkasında.

    gelen mesajlar üzerine edit: hiç mesaj gelmedi ya lan.

    bu arada ben hdp'ye de vermedim. niye bu kadar atarlanıyom belli değil.

  • romantik romantik öpüsürken:

    + benim gözlerim acik ha, sinsi gibi.
    - ... <allahim sen sabir ver>

  • aslında çok karmaşık bir mevzu değil ama olaya politik açıdan (left wing/right wing) ve elon sevgisi/nefreti üzerinden yaklaşınca beyinler düzgün çalışamadığından yorumlar da mantık çerçevesinde olamıyor.

    abd'deki büyük şirketlerde çalışmış/çalışan ahbabı olmuş herkes bu resmi daha önce binlerce defa gördü:
    yeni ceo/başkan/müdür işe alınır/şirketi satın alır.
    shake things up'a karar verir.
    zarar eden şirketi personeli azaltarak kurtaracağını düşünür ve personeli işten çıkarır.
    severance packages için milyon dolarlar öder çünkü ona göre şirketin ettiği/edeceği zarar ödeyeceği tazminattan daha fazladir.
    her şeyi planlayan ve hesaplayan, neyi neden yaptığının farkında olan bir liderse bu hamleleri işe yarar.
    değilse sıçar/batar.

    musk'in söylediğine göre twitter günde $4m zarar ediyormuş. twitter'i leveraged buyout (lbo) ile (nakit $31b + borç $13b) satın aldığını, yani borç kısmının şahıs üstünden değil, twitter üstünden şirketin kendisi teminat gösterilerek alınan kredi olduğunu hesaba katınca neyi neden ve hızlıca yaptığını anlamak çok zor değil. iyi/kötü demeden random bir şekilde çalışanların yarısını işten çıkararak maliyeti düşürüp ücretli özellikler vb. ile de para kazanmayı hedefliyor. böylece şirketin kendisine ait bu kredi borcunu şirket üstünden kazandığı parayla faiziyle birlikte geri ödeyecek. ancak twitter batarsa, tasfiye edilecek olan da yine twitter olacak.
    çalışanların yarısını işten çıkarmak $13b borcu kapatmaya nasıl yetecek? yetmeyecek. amaç da yetmesi değil zaten. amaç, ek harcama yapmayıp toplam borcu arttırmamak. zira twitter'daki mid-level bir swe'nin maaş, equity, benefitsle birlikte aldığı yıllık para $400-500k. ortalama $150k desek, 150x3750=562000. yani en kötü ihtimalle yılda $562m karı olacak işten çıkardıkları sayesinde.

    ****

    california ofis çalışanları, california'daki warn act yasası yerine getirilmediği gerekçesiyle dava açmıştı. musk'in, sisteme erişiminiz engellendi ama 4 ocak'a kadar tüm haklarınızı almaya devam edeceksiniz email'inden sonra kovulan çalışanların avukatı açıklama yapmış:
    "it looks like employees are getting their notices and at least some will be paid until january 4. i am pleased that elon musk learned something from the lawsuit we brought against him at tesla and is making an effort to comply with the warn act. we filed this case preemptively to make sure a repeat of that violation did not happen."
    musk paralarını ödediği sürece o davadan bir şey çıkacak gibi durmuyor.

    işten çıkarılan personelin sisteme erişimini kesiyor çünkü sabotaj riskinden korkuyor. data silinebilir, source code kırılabilir, hassas/gizli bilgiler kopyalanabilir, dışarı servis edilebilir.. 60 günlük maaşı verip personele evinde oturmasını söylerek bu tip eylemlerin önüne geçmiş oluyor.

    ****

    musk'ın adımlarını planlamadan ve hesaplamadan attığı, fikirlerini modellemediği ve kendisinden daha iyi bilenlere danışmadığı, o fikirleri beta gruplarında test etmeden/uygulamadan hayata geçirdiğini ve bu konuda olması gerekenden daha hızlı davrandığını, kullanıcının ve reklam verenin ne istediğini göz ardı ettiğini, bu nedenle de bu satın alma eyleminin büyük bir sıçış olduğunu düşünen bir kesim var.

    bunun aksine, musk'ın ticari bir deha olduğunu ve/veya ticari sihirli dokunuşa sahip olduğunu, tam olarak da bu nedenle başarılı olduğunu ve olmaya devam edeceğini düşünen de epey insan var. 'büyük bir sıçış gibi gördüklerinizin arkasında aslında hem müthiş bir ticari zeka hem de twitter'i şu anda olduğundan daha iyi bir şeye dönüştürme ve musk'ın ifade özgürlüğünden anladığı normu gerçekleştirme motivasyonu var' diyorlar.

    bilmiyorum, ben musk'ın god complex sahibi olduğuna inanıyorum. kendi içimde 'kesin bu yüzden' gibi net ve tartışmaya kapalı bir görüşüm olmamakla birlikte twitter'i satın alma motivasyonunda bu kompleksin rol oynadığını düşünüyorum. twitter'in nasıl olması gerektiğine dair iyi/kötüden bağımsız bir vizyonu var ve bu vizyonun gerçekleşmesi durumunda dünyanın daha iyi bir yer olacağına inanıyor. bunu sağlarsa, insanlığa bir başka katkı yaptığını düşünerek tatmin olacak.

    debe ve ekşi şeyler edit'i:
    editörler 'kıdem tazminatı' olarak çevirmiş ama ben türkçe'de karşılığı olmadığı için bilerek severance package'i kullanmıştım. zira board of directors $200m değerinde tazminat alacak ama aynı şey kovulan diğer 3700 çalışan için geçerli değil.

    california'daki warn act yasası der ki; 30 günlük bir süre içinde 50 veya daha fazla çalışanı işten çıkarmayı planlayan şirket 60 gün önceden layoff notice vermeli. vermediyse 60 günlük ödeme yapmalı ve yasayı ihlal ettiği her gün için $500 ödemeli. şirketler ise genelde notice vermek yerine bu 60 günlük ödemeyi yapmayı tercih ederler. bu nedenle de severance package çalışan işten çıkarılır çıkarılmaz hazır edilir.

    musk, california ofisi çalışanlarını işten çıkarırken 60 gün önceden layoff notice vermedi. vermediği için de 60 günlük ödeme yapması gerekiyordu ama bununla ilgili herhangi adım atmadı ve kovulanlar da kendisine dava açtı. 3 kasım'da açılan davanın ertesi günü musk, 4 ocak'a kadar ödeme yapacağını açıkladı. bu ödemenin içinde 2 aylık maaş + sağlık sigortası var ama compensation, yani tazminat yok. en azından bildiğimiz kadarıyla yok. eski bir twitter çalışanı çıkıp separation agreement'i bizimle de paylaşırsa o zaman paketin icinde ne olduğunu ve ne olmadığını hep birlikte daha iyi anlarız.

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.

  • tersi "muhammed yok, mekke yok" ise düzü "muhammed var, mekke var" demektir. o zaman bu mantıkla tüm mümin'lerin kasa kasa coca cola içmesi gerekir...

    (bkz: cevab veremedi)

  • kim ki duk dan festival izleyicisine sürpriz bir film. tadı damagımızda kalmıştır...güney kore sineması, hatta belkide dünya sineması yeni bir sinema büyücüsüne daha kavuştu diye düşünmeme-sevinmeme neden olmuştur.