hesabın var mı? giriş yap

  • semender den ziyade yağ olarak kullandığı mazot dikkatimi çekti ya da 8 numara motor yağı.
    o daha çok midemi bulandırdı.
    etin tadını almamak için içine her şeyi koydular.
    bir ölü dedesini koymamışlar içine.

  • normalde ortaya çıkan yolsuzluklarından dolayı kodeste olması gereken adam twitter'da trolluk yapıp canlı yayınlara çıkıyor.

    ülkeden nefret etmek için daha iyi bı sebep olamaz.

  • hey gidi hey.

    liseliler bilmez.

    bu eylemin sonucunda, müzik çaların oyunun müziklerini tıkır tıkır çalması olasılığı %90 gibi bir şeydi.

  • adamlar, iyi güzel saf masum olan her şeye düşman.
    kötülüğün neferi olmaya yemin etmişler.
    yanılır şaşar da masum bir varlığın hakkını savunuruz diye ödleri kopuyor.

  • operasyondan geleli birkaç gün olmuş, taburun gazinosundayız. bir zamanlar popüler olan bir komutan da o zaman yüzbaşı. tertibim serkan'la acemi birliğinden arkadaşız, şansımıza usta birliğinde de aynı yere düştük.gazinoda birkaç tane arcade oyun makinesi var ve serkan ile final fight (hagar) oynuyoruz. komutan da bizi izliyormuş ama farkında değiliz. oyunda andore diye bir karakter var, çokça çıkıyor karşımıza. neyse serkan dedi ki "bu andore ibnesini ben ikimizin de tanıdığı birine benzetiyorum, bakalım bulabilecek misin?" ben de "aaaa aynı bizim pezevenk yüzbaşıya benziyor lan ahahaha" diye güldüm! o da "evet lan aferin bildin" dedi ve biz başladık ibne yüzbaşıya giydirmeye. ibneler, puştlar, yavşaklar havada uçuşuyor... birden komutanın "g.t nasipten çıkınca ya.ak bağdat'tan gelir, şimdi ne b.k yiyeceksiniz?" demesiyle buz kestik! şok içindeyiz. aslında biz acemi birliğinde bize çok çektiren bir yüzbaşıdan bahsediyoruz ama gel de anlat... komutan "ne ibneliğimi ne şerefsizliğimi gördünüz lan?" dedi ve yapıştı kulaklarımıza, kafalarımızı birbirine vurdu vuracak. "komutanım açıklayabilirim" dedim. "he açıklarsın, s.kimi açıklarsın, açıklarmış, hadi lan açıkla!" dedi. "komutanım biz size doğruyu söyleyeceğiz ama ikimiz birden burda olursak siz bizim birimizin uydurduğuna diğerimizin yalandan evet dediğini düşünüp inanmazsınız diye korkuyorum. serkan ya da ben birbirimizi duymayacağımız kadar uzaklaşalım. sonra ikimiz de anlatalım eğer aynı şeyi anlatmazsak ve inanmazsanız o zaman istediğinizi yaparsınız, birbirimizden habersizken aynı yalanı söyleyemeyiz..." o kadar emin söyledim ki adam kulaklarımızı bıraktı. serkan'ı dışarı çıkarttı bana da "anlat" dedi, anlattım... özetle "biz sizden bahsetmiyorduk, acemi birliğindeki komutandan bahsediyorduk" dedim. bunun üzerine komutan "oğlum acemi birliğinizi nerde yaptığınızı öğrenmem beş dakikalık iş hee" dedi. "komutanım gördünüz serkan'la konuşmadık, aynı yalanı söylememiz imkansız" dedim. komutan da "eğer aynı yerde askerlik yaptıaysanız 'biz aslında acemi birliğindeki yüzbaşıya dedik diyebilirsiniz, onun da aklına gelebilir bu' dedi.komutan bir yandan da detay sorup not alıyordu. "komutanım biz burda aynı yerde acemilik yapan iki kişi değiliz sadece, ali, fatih ve durmuş da var. oyundaki karakteri onlara da gösterebiliriz, o kadar çok benziyor ki içlerinden biri de benzetebilir, isterseniz onlara da 'bu adam sizin acemi birliğinden birine benziyor mu, benziyorsa adı ne?' diye sorabilirsiniz komutanım" dedim. komutan birine dışarıda bekleyen serkan'ı çağırttı ve bana git demeyince "komutanım benim çıkmam gerekmiyor mu?" deyince "sen de dur burada, gidip demin saydığın arkadaşlarını bulup onları tembihlemeyeceğini nereden bileyim?, burda dur ama ağzını açma" dedi... serkan'a sordu serkan da benle aynı şeyi anlattı. komutan sanırım inanır gibiydi. oradan bir askere demin adını verdiğim arkadaşları çağırttı zaten onlar da oradalarmış. çocuklar geldi "siz acemi birliğinde aynı yerde miydiniz? dedi. çocuklar "evet" deyince oyun makinesine bir jeton daha attık ve andore ibnesini beklemeye başladık... andore gelince komutan çocuklara "şu oyundaki herif sizin acemi birliğinden birine benziyormuş, birine benzettiniz mi? dedi. durmuş "ben birine çok benzettim komutanım ama değilse yanlış bir şey söylemekten korkuyorum" dedi. "oğlum korkacak bir şey yok" dedi ve diğer iki arkadaşa da sordu ama çocuklar bilemedi. komutan durmuş'a "kime benziyor?" diye tekrar sorunca "komutanım bizim bir ilhan yüzbaşı vardı acemi birliğinde ben ona benzettim" deyince fatih de "aaa evet komutanım çok benziyor hatta bende bir tane fotoğrafı var ilhan yüzbaşının ama biraz yan durmuş, ailem yemin törenine geldiğinde biz fotoğraf çektirirken o da oradan geçiyormuş tesadüfen" dedi.komutan "lan merak ettim şu adamı hadi fırla getir şu fotoğrafı" dedi, bizi de oturttu oraya bir yere. artık rahatlamıştık. komutan "ee nasıl bilirdiniz o yüzbaşıyı? deyince arkadaşlar da "pek iyi bilmezdik komutanım" dedi. aradan biraz zaman geçince fatih de geldi elinde fotoğrafla. komutan fotoğrafa bakınca "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" dedi. bize de "tabii siz yırttığınızı düşünüyorsunuz ama devletin yüzbaşısına ibne demenin bir cezası olacak elbet." diyerek bize 100 kere çök kalk yaptırdı... bu da böyle bir anımdır...

    düzeltme: öyle bir yerde bir harf hatası yapmışım ki "ne alaka?" dedirtecek cinsten...

    "ulan ciddi ciddi bana benziyormuş bu adam hee" yazmışım...

    "ulan ciddi ciddi buna benziyormuş bu adam hee" olacak.

  • harikulade bir ticari zeka örneği diyebilirim. ormanı ünlü eden isim alexandr sift. 1960'da uçan daire gördüğünü iddia edip fotoğraflarını çekiyor. bu atılım, sadece ilk tohumu atmış oluyor. daha sonra yerlilerin ormana girmediği, 5 yaşındaki bir kızın 5 yıl ortadan kaybolduğu ve 5 yılın ardından aynı kıyafet aynı görüntüyle bir anda insanların karşısında çıktığını söyleniyor. kız hiçbir şey hatırlamıyor. ormanla ilgili en garip hikaye içerisinde başka bir boyuta açılan bir kapının olması. sırf bu kapıyı görmek için 20 yıl önce 60 kişilik bir ekip ormana geliyor, nerdeyse 1 ay her gün kapıyı arıyorlar ve hayal kırıklığına uğrayıp ormanı terkediyorlar. japonya'da yayımlanan bir belgeselden sonra asya'daki kitlede buraya akın ediyor. şu an birçok tur şirketi hoia ormanına gezi düzenliyor ve bu hiçliğin ortasındaki bermuda şeytan üçgenindeki orman turist akınına uğruyor.

  • sedat peker'in yakalanmasını ya da öldürülmesini en çok isteyenlerin başında kendisi geliyor. böyle bir durumda çıkıp 'söylediklerinin hepsi deli saçması' diyecekti ve yoluna devam edecekti. allah ayağına taşlar dolasın veysi. bastığın yerler çukur, tutunduğun dallar çürük olsun. amin.

  • ayın 21'inde buradan, ayın 23'ünde inci sözlükten başlattığım kampanyanın dallanıp budaklanıp buralara geleceğini, sosyal medyanın çalkalanacağını tahmin edemezdim.

    yıllardır sevdiğim, toz kondurmadığım, 7 sene önce kimse bilmezken, ben lise yıllarında tüm okuluma farklı parodilerinden oluşan 3 saatlik gösterisini yaptığım bir insandı şahan gökbahar.

    recep ivedik 2'den sonra her seveni gibi ben de programlarını takip etmez, filmlerini merakla beklemez oldum. ne olduysa celal ile ceren'i izleme gafletine düştüğümde oldu. bir de daha ilk haftasında, ilk gününde. olmamıştı. yarıda çıkmayı hep geyik sanar, bu lafı kullanana çok kötü'yü basardım. nitekim öyle olmadı, aradan dönüp 5 dakika oturup, bir hışımla çıktım.

    biraz zaman sonra imdb sayfasını kontrol ettim. sadece 150 oyu vardı ve 6.9 puanı vardı. o hışımla 1 puanı hanesine yazdırdım. ardından burada film başlığına bu durumda benim gibi düşünen birilerini bulurum ümidiyle, imdb linkini ve oy isteğimi yazdım. o entry zamanın ötesine, hatta en karanlık yerine gitti. fifi oldu yani, tınn oldu... tabi o zamanlar böyle filme sallamak yok; film çok güzel, her giden çok memnun. en azından "ne bekliyorduk ki işte" tutumu hakimdi başlığa.

    2 günde en fazla 300 oy gelebildi buradan ve 4.9'a geriledi. soluğu inci sözlük'te, kendimi kıyasla daha rahat ifade edebileceğim yerde aldım. badi'lerinin yalnız bıraktığı ama panpa'larının kucak açtığı yazardım artık.

    filmin adını dahi aceleyle yanlış yazdığım başlık olan, "ceren ile celal ziyareti koş"a 2500'den fazla entry yazıldı. çığ gibi büyüyen, moderasyon'un defalarca olan bitene taşıdığı başlık, kontrol'den çıkmıştı.

    bottom 100 hedefiyle çıkılan yolda, 4 puan'ı gören 3'ü istiyor, 3'ü gören 2'yi istiyordu. 3 günde hedefimize ulaşmıştık. sözlük rahat bir nefes alacakken, şahan'ın beklenen "fifi" li açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. olan o zaman oldu.

    şahan'ın karşısındaki gladyatör'ü devirmesine rağmen, halk ölüm diye bağırıyordu. bottom 100 listesine girmişti ama çırpınışlar devam ediyordu. 1000'den fazla 10 puan çıkmıştı lehine. listenin ortalarında 3 gün geçirdi böyle.

    gelen özel mesajlarla, entry'lerle fikir alışverişi yapıyor, listenin en başında bu filmi nasıl görebiliriz'i tartışıyorduk. bir anda kendimi tahtta bulmuştum. halkın arena'dan naraları yankılanıyor, gladya meydanında şahan'ı yaralı ama canlı vaziyette görüyordum. birşeyler yapmalıydı. 1.7 puanı olan filme 10000 oy dahi versek ilk sıraya yerleşemezdi artık. aritmetiği de, ortalaması da müsade etmiyordu.

    "şahan imdb ziyaretinde şok gelişme" başlığı ile ikinci defa söz hakkı alıyordum. "şahan'ı 1. liğe indiremiyorsak, diğerlerini yukarı çıkartalım" fikri tutuldu ve 2 günde 6000'den fazla 10'ar puan bu filmlere verildi.

    bugün "o sozzzluk çocukları!" açıklamaları şahan'dan geldi. halkın da isteğiyle kapan açıldı ve ilk önce kükremesi sonra aslanın kendisi gladyatörümüzün üzerindeydi. gün itibariyle de filmi dünyanın en kötü filmi olarak sahnede.

    gazeteler, haber siteleri, sözlükler derken, iş çığırından çıktı; olay 2 büyük gazetenin röportaj isteğine geldi. haliyle söyleyecek pek birşey yoktu, herşey ortadaydı. kabul etmedim. çıkış amacı haksız rant'a tepki olan olaydan, gazetelerin bizi kullanarak rant elde etmesi kabul edilemezdi.

    peki neden bu entry'i yazdım?

    az önce bir inci sözlük yazarı aracılığı ile resmi mail'den suç duyurusu iletildi. ip'nin bulunması, belçika server'lı sitenin şikayet edilmesi bile söz konusu değilken, tehdite maruz kaldım. tamamen anonym olan ben, kendimi en iyi nerede ifşa ederim diye düşünüp, kendimi bu yazıyı okuyacağını bildiğim şahan'ın başlığına attım.

    en güzel ip, açık adres, kimlik bilgileri burada veriliyor. şahan'a son bir kıyak yapıyorum.

    -------

    an itibariyle de filmin listeden çıkartıldığı haberini alıyorum. imdb'ye mailler atılmaya hazırlanılıyor.

    taban puan 1.9 oldu, filmin puanıda 1.6... tekrardan birazcık oylanıp, 1.9-2 puana yükseltilirse listede yerini alır.
    10 günde imdb'yi hatim ettim, az sakin, telaşa mahal yok.

  • half life sampiyonu oldugu iddia edilen turk bir dayinin bu haritayi oynayisini eger gecmiste hl oynadiysaniz izlemekte fayda var:

    [[2021 link edit: ]] https://www.youtube.com/watch?v=m3zuvldmvlg

    bosa oynamisiz onca yil. adam insan kulagininin duyamayacagi seslerden kimin haritanin neresinde spawn oldugunu falan tahlil ediyor, kafaya sictim. ornegin twitch videosunda

    * 4:40'ta kendisinin "ucan pompali hareketi" adini verdigi bir vurus yapiyor dillere destan.
    * 11:25'te "uzaya cikip vurmak" hareketi var. (14:15'te daha iyisi)

    yilin en basarili twitch videosu. hic ölmeden 57 kill falan aliyor arkadaslariyla oynarken, boyle bi adam olsaniz arkadaslariniz internet cafe çıkışında pıçaklar valla sizi.