hesabın var mı? giriş yap

  • link
    görsel: https://ibb.co/tbcdsz1
    görsel2: https://ibb.co/cwwn1w7

    'made in turkey' yazan hiçbir ürünü ülkeye sokmama kararı almışlar...

    ee ne oldu arap kardeşliği, ne oldu arap ortaklığı? başta istanbul olmak üzere birçok ilde arap yatırımcılara güvenen hükümet yine mi kandırıldı?
    birkaç gün önce afişlerle suudi arabistan'ın milli gününü kutluyorduk, ne oldu da ambargo yedik?
    arap yarım adasında bir dostumuz katar kaldı sanırım, o da bir iki yıla kazık atar kandırır bizi.
    siz bu kafayla ülke yönetmeye devam edin, bu şekilde ne döviz düşer ne de bu ülkeye refah gelir. bütün yabancı yatırımcılar tek tek çekiliyor ülkeden.
    b*kumuzda boğuluyoruz, az kaldı...

  • kardeş sen bu araştırmacı yeteneğini şeyma için heba etme bak. memlekette çözülmeyi bekleyen onca dert var hazır, bi el atıver.

  • ege (5) ve ilay'ın (3) tuvalette biri klozete, diğeri oturağa tünemiş haldeyken gerçekleştirdikleri öldüren diyalog.

    ege: ilay bak ipe.
    ilay: ipi bana versene ege.
    ege: olmaz!
    ilay: lütfen!
    ege: bak ilay benim ipim var.
    ilay: senin pipin var ege evet.
    ege: hayır pipim var demedim, ipim var dedim.
    ilay: sen kız mısın ki pipin yok?
    ege: ya ben kız değilim, benim pipim var.
    ilay: hayır senin pipin yok, senin ipin var.
    ege: anneeeee, ilay bana pipin yok diyor.
    ilay: annneeeee ama ben ona ipin var dedim.
    romica: birbirinizi şikayet etmeyin!
    ilay: aptal ege!
    ege: ben aptal değilim.
    ilay: aptal ege, aptal ege!
    ege: terbiyesiz ilay!
    ilay: sen de aptalsın!
    ege: sen de terbiyesizsin!
    ilay: ben terbiyesizim, sen aptalsın tamam mı?
    ege: tamam, ne haber terbiyesiz ilay?
    ilay: iyiyim aptal ege.
    ege: ne yapıyorsun terbiyesiz ilay?
    ilay: bana terbiyesiz deme, ben terbiyesiz değilim.
    ege: o zaman ben terbiyesiz olayım sen aptal ol?
    ilay: haıy ben aptal değilim, terbiyesiz değilim.
    ege: anneeeee, ilay aptal olmayı da terbiyesiz olmayı da kabul etmiyor!
    romica: ?!?
    ege: ilay, o zaman ben hem aptal hem de terbiyesiz olayım?
    ilay: tamam, aptal terbiyesiz ege.
    ege: ama sen ne olacaksın?
    ilay: ipi bana ver, afferin.
    ege: eee, ne oldu şimdi?
    ilay: sen hem aptal hem de terbiyesizsin, benim de ipim var!
    ege: annneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!!!!

  • bence çevirinin en güzel kısmını

    “mirror mirror on the wall, who’s the fairest of them all?” u (ayna, duvardaki ayna, kim en “beyaz”?)

    “ayna ayna söyle bana, benden güzel var mı bu dünyada?”

    diye çevirerek yapmıştır.

    aşırı ırkçı ögeler barındıran bu masal ülkemizde standart bir peri masalı olarak yer alıyor ve küçücük çocukların beynine en azından bir de güzel olmak için illa beyaz tenli olmaları gerektiği saçma kompleksini kazımıyor.

    yine karbeyaz yerine pamuk prenses diye çevirmek de odak noktayı eski avrupanın beyazlık eşittir asalet sevdasından uzak tutmuş.

    bu çeviriyi yapan adam ya da kadını tekrar tebrik ediyorum. çevirinin gurusudur bana göre kendisi.

  • elinin mürekkebiyle kadın işine soyunan, kısaca yalnız yaşamaya başlayan erkeklerin beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için yemek yapmayı öğreten bir kitap arayıp durdum yıllarca. anladım ki yokmuş. tüm kaynaklar sanki hepimiz boluluymuşuz da sabah şekerlerindeki gibi koca kıçlarımızı sallaya sallaya şıp diye yemek yapabiliyormuşuz gibi yazılmış. neyse efendim sonuçta bir şekilde hasbelkader yemek yapmayı kendi başıma öğrendim. şimdi sizlere bu yılların birikimiyle oluşan engin tecrübelerimi anlatacağım ki yeni nesillere ışık tutsun

    öncelikle mutfak malzemelerini tanıyalım

    ocak-fırın
    ilk fark ettiğimde ben de şaşırmıştım ama mutfakta duran o kocaman şeyin çakmak bulamadığımızda sigara yakmak dışında da bir kullanım alanı varmış. yemeklerimizi onun üzerinde pişireceğiz.

    tencere-tava
    bunlar piyasada içleri boş olarak satılıyormuş. yani default halleri boş. biz bi şeyler yapıp içine koyacağız. kısaca yiyecekleri pişirmeye yarıyorlar. uzun saplı olanları tava, kenarında kulak gibi şeyleri olanlar tencere (tencerelerin kapakları da oluyor)

    buzdolabı
    yazık ki bunlar da içleri boş olarak satılıyor. reklamlarda tıka basa dolu gösterildiğine bakmayın. bunun da içini biz dolduracağız. biraların soğuk olmasına yarıyorlar. yemekler de bunun içine konuyor ama onun sebebini anlayamadım henüz. ne zaman bi yemeği buzdolabına koysanız sonra çıkarıp yine ısıtmak zorunda kalıyorsunuz. ocakla ortakyaşar gibiler. birbirlerini tamamlıyorlar. her ikisinin de aynı marka olduğuna şaşmamalı.

    lavabo
    en önemli mutfak gereçlerinden. kirlettiğimiz tabak çanağı bunun içine dolduruyoruz. bir çeşit depo görevi görüyor.

    ketçap
    yaptığımız yemeklerin içine sıkıyoruz. kırmızı ve tadı domatese benziyo

    yemeklerin yapılması gereken saatler var. genelde öğleden sonra yapmak en ideali. o saatlerde televizyonda izlenecek pek bi şey olmadığından yakma riski çok az.

  • bir adam bilir ve bildiğini de bilir, bu âlimdir, ona uyun.

    bir adam bilir, bildiğini bilmez, o uykudadır, onu uyandırın.

    bir adam da bilmez, bilmediğini bilir, bu yol gösterici arayandır, ona öğretiniz.

    bir adam bilmez, bilmediğini de bilmez, işte bu cahildir, ondan uzak durun.”

  • a milli takımın yeni beyni, on numarası. orta sahanın ortasında koşar. 22 nolu formayı ıslatır.