hesabın var mı? giriş yap

  • la madem öyle, allah ne diye müjdelenmiş olan şehri ehillerinden alıp da bu adamlara verdi demezler mi adama? allah hangi sebeple bu şehri ehillerinden almış?

  • garth ennis ve steve dillon'ın yarattığı, vertigo comics'den çıkan çizgi roman. tanrı cenneti terketmiştir. cennette kaos sırasında, bir melek ve bir şeytanın ilişkisinden en az tanrı kadar güçlü bir varlık doğar ve yeryüzüne kaçar. esas oğlanımız olan mutsuz vaiz jesse custer*' ın içine giren bu güç onun ve karşılaştığı herşeyin yaşamını tamamen değiştirir. jesse, eski bir kiralık katil olan kız arkadaşı tulip ve kankası vampir cassidy ile birlikte tanrıyı bulup ona sebep olduğu kaos için hesap sürmek üzere yola düşer.
    fazla "amerikan" olmasına rağmen, kesinlikle "tarzı" olan bir çizgi roman, özellikle karakterler çok başarılı verilmiş, metafizik-bilimkurgu-fantastik-gotik-parapsikoloji-voodo-mitler-gore vs vs... blasphemy had safhada...

  • birgün sedat'la kanzuk dürümcüde bi'şeyler yiyorlar ve bir yandan da hararetli hararetli sözlüğün ticari itibari ve sansür konusunu tartışıyorlarmış. bir türlü aralarında sorunu çözemedikleri için, ikinci dürüm siparişlerini getiren garsona sormaya karar vermişler.

    neyse garson gelmiş. sedat dönmüş ve demiş ki,

    - hey garson şimdi sana, bir şirket yüzünden 1.300 yazarı uçuracağımı, 6.400 entryi sansürleyeceğimi, 150 başlığı tamamen sileceğimi ve şu ayranı da yere dökeceğimi söylesem ne dersin?

    - iyi de ayranı niye döktün aq :/

    cevabını alınca kanzuk'a dönmüş ve demiş ki,

    - dostum sana sözlükte sansürün kimsenin sikinde olmayacağını söylemiştim...

  • görüntüleri izledim dayak mayak yok beyler. bu olayla beraber sosyal medya'nın güvenilmezliği de kendini göstermiştir. duyarlı gençlerimiz otu boku linç etmeye bayılıyorlar.

  • aynı zamanda pek kimsenin asgari ücret almadığı,
    örneğin bir işçiye asgari ücret veririm dediğiniz zaman gülerek uzaklaştığı,
    insanların gerçekten 'maaş' aldığı,
    inanmazsınız belki ama maaşla kahvaltılık bile alınabildiği,
    ve şaka değil bak gerçekten emekli ikramiyesiyle ev alınabildiği dönemdir.
    emekli ikramiyesi ve ev.

    @malibudur ve @kasmayagerekyok nickli arkadaşların hatırlatması üzerine;

    dolarda da bir enflasyon olduğunun ve doların alım gücünün de seneler içinde azaldığının, o günün 100 doları ile bugünün 100 dolarının da aynı şeyi ifade etmediğinin altını çizmek gerekir.

    buradan
    artan dolar miktarını ve haliyle doların değerinin düşüşünü görebilir,

    buradan da
    yıllara göre aşağı yukarı bir hesaplama yapabilirsiniz ki asgari ücretin dolar bazında da değer kaybettiği çok net görünüyor.

    edit: ekleme

  • senin gözyaşlarına kurban olurum canım kardeşim. giden 3 puan olsun.

    ekleme: kaleye geçtiği ilk maç olan fenerbahçe derbisinde yazmıştım bunu. gün geldi şimdi galatasaray maçında kaleye geçti. ve hatalı bir gol yedi. ağladı, üzüldü. değişen bir şey yok ne bende ne bizde.

    gözyaşlarına kurban oluruz senin. o yaşlar, senin bizimle birlikte hissettiğin o duygunun tarifidir. allah yolunu bahtını açık etsin kardeşim benim.

  • bir insanın kabiliyetini/yeteneğini/istidatlarını israf etmesi. gelişmemiş ülkelerde özellikle bol görülen bir israftır. iktisatta geçen ''tasarrufların etkin kullanılamaması'' gibi kalıplarda da akıllara gelmesi gerekir. kabiliyetleri yönlendirmemek gibi devletin ve toplumun sorumluluğu varsa da kişisel sorumluluğu da elbette ki yoğundur.

    genelde bu tarz büyük potansiyellerin kaybı hiç yazılamamış ve bilinemeyen hüzünlü öykülerdendir. faydaya dönüşememiş potansiyel de bir anlam ifade etmemektedir. özellikle toplumumuzda bana göre yapılan bir hata da vardır ki iltifat olarak ''çok zeki'' sözünün kullanılmasıdır. bir insan gerçekten zeki olsa dahi bu başlı başına bir iltifat sebebi değildir bana göre. çünkü zeki olmak başarılmış bir şey de değil doğuştan gelen bir durumdur. önemli olan o zekayı işletebilmektir. bu da sabır, irade, zamanla yol, yöntem öğrenme gibi çeşitli yetenekler ister. önemli olan nokta da budur. bunun için çalışkan insan -hemen hemen- her zaman başarılı olabilirken zeki insan için çalışma olmadığı sürece önemli bir atılım yapabilmek mümkün değil. bu da emek olmadan hiçbir şey olmayacağının bir göstergesidir. bu dünyada ciddi manada bedelsiz hiçbir şey yoktur.

    büyük miktarda miras bile kalsa şahsınıza parayı yönetemediğiniz sürece hazıra dağ dayanmayacak ve sermaye yok olup gidecektir. tıpkı akıl ve yetenek sermayeleri gibi. o yüzden bana göre kimse doğuştan çok şanslı değil de sadece farklı koşullarda ve farklı alanlarda bir sınav vermekte. sermayenizin çok olması şanslı olduğunuz anlamına gelmemekte hatta bazen sorumluluğunuzun daha ağır olduğu anlamına gelebilmekte.

    onun için ne istediğine dikkat etmeli insan. bedelsiz olmaz.

  • çok afedersiniz ama her seçim %58'ler %65'ler ile ampüle basan has hakiki vatansever trabzonlular'ın pek de umurunda değildir.

    tüm trabzon ormanlarını kessen ses çıkmaz oradan!

  • hoşgörüsü bol köydür.

    2 sene önce ramazan ayında köydeki matematiksel iktisat kampına katılmıştım.
    oruç tutanlara kimse ters bir bakış dahi atmıyordu.
    hatta muhabbetin uzadığı gecelerde, sahura kalkan arkadaşlarla güzel de bir ortamımız oluyordu.

    yani, anlamıyorsanız, bok atmayın ya.
    ali nesin ağzıyla söyledi zaten;
    "çapsız ülkelerde çaplı insanları sevmezler. herkes çapsız olsun ki, çapsızlıkları fark edilmesin"

    abuk subuk yorumlarla çapsızlığınızı ortaya çıkarmayın.
    şu güzel ortamı bozmayın.