hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • lig tv'de ertuğrul sağlam'ın ağladığı görüntülerin ve maç sonunda yaptığı röportajın ardından çok doğru bir tespit yapmıştır. "biz artık kötüyüz. insanlara acı çektirmekten, kötü olmaktan mutluluk duyuyoruz. bizi oluşturan özelliklerden en büyüğü kötülük oldu" diyerek sadece futbol camiasına değil, yaklaşık 13-14 yıldır türkiye'de yaşayan tüm insanların geldiği durumu çok basit bir sıfat ile anlatmıştır.

  • bazı gerçekleri ortaya çıkarmış kızlardır. "a, ne tatlı yaşlı amca. eski istanbullu" diye yer verdiğiniz adam bu resimdekilerden biri olabilir. sorsan "biz beyoğlu'nda takım elbisesiz gezmezdik" diyecek.

  • cengiz inşaat denen firmanın bir paravan olduğunu düşünmekteyim. o paraları ona yedirmezler. kime gemicik, kime isviçre'de hesap oluyor acaba bu paralar?

  • bir deney izlemiştim ismini hatırlayamıyorum.

    bir kaç tane çocuğun önüne marshmallow koyuyorlar. eğer ki bu marshmallowları belli bir süre yemezlerse daha fazlasını vereceklerini, eğer ki yerlerse sadece o kadarına sahip olabileceklerini söylüyorlar. bazı çocuklar çok canları çekse bile yemiyor, bazıları ise dayanamayıp yiyordu.

    yıllar sonra bu çocukların hayatlarını irdeliyorlar. çıkan sonuca göre marshmallowu yemeyip bekleyenler hayatta daha başarılı yerlere geliyorlar. marshmallowu hemen yiyenlerse daha basit, daha sıradan hayatlara sahip olmuşlar. ( ama belki de carpe diem felsefesini yaşamışlardır )

    oburluk, yemeğe düşkünlük, bunlar aslında anlık zevklerine yenilen insanların problemleridir. anlık zevklerine yenilen insanların da başarılı olması daha düşüktür. en basit örneği veriyorum; gece ders çalışması gerekirken uykusu geldiğinde, uykunun zevkine kendini bırakmak. kararlı olamamak ve akabinde başarısızlık .

    bunun yanısıra ciddi anlamda kilo veren insanların hayatlarına da bakmak gerek. eminim ki ilişkilerinde de iş hayatlarında da çok daha kararlı bir yapıya sahiptirler. anlık zevklerine zincir vurmayı öğrenmişlerdir artık.

    elde var sorular...
    anı yaşamak başarısızlık mı getirir? anı yaşamak oburluk mudur?
    marshmallowu hemen yiyenlerden misiniz?

  • bıyık fincanının ortaya çıkışı viktorya döneminde gerçekleşmiştir. 1800'lerin sonlarına doğru sosyal statü fark etmeksizin neredeyse tüm erkeklerin bıyığı vardı. otoriter bir görüntü yarattığı için de ingiliz ordusu üniformasının zorunlu bir parçası haline gelmişti. bu akım ingiltere'den avrupa'ya, oradan da kuzey amerika'ya büyük bir hızla yayıldı.

    bıyık bakımının dikkat edilmesi gereken pek çok hususu mevcuttu pek tabii. ideal bıyık; sıkı, sert ve çok uzun veya çok kısa olmamalıydı. bıyıkların bakımına fazlasıyla özen gösteren bazı erkeklerin gün boyu yanlarında küçük bir tarak taşımasıyla da karşılaşılmaktaydı. hatta daha iyi bir görünüm için çoğunun bıyıklarını boyadığını da söyleyebiliriz. bıyıkların sabit durması için balmumu kullanımı çok yaygındı. özellikle sıcak içeceklerin tüketimi karşısında balmumunun dayanıksızlığı büyük bir problem oluşturmaktaydı. çay ve kahve içerken balmumunun sıcaktan erimesi ve bıyıklara içeceğin bulaşması sorununa çözüm getirmek için 1860 yıllarında ingiliz çömlekçi harvey adams bıyık fincanlarını icat etti. bıyık fincanları bir anda öyle popüler bir hal almıştı ki adams yaklaşık 15 yıl sonra emekli olmuştu. bıyık fincanının özelliği fincanın içine yerleştirilen, kelebek şeklinde, içinden içmek için bir deliği olan aparat ile tasarlanmış olmasıdır. bu aparat bıyıklara destek vererek onları ısıdan ve sıvıdan korumaktadır.

    fincanların tasarımında genel olarak çini desenleri hakimdir. ilerleyen zamanlarda fincanın sahibinin adı veya baş harfleri ile özelleştirilebilir modeller de geliştirilmiştir. sadece fincan ile kalmayıp tabakları da eş olarak tasarlanıp satışları yapılmıştır. bir süre sonra normal fincanlara takılabilir parçaların üretimine de başlanılmıştır.

    ancak birinci dünya savaşı başlayınca bıyık bakımının imkansız hale gelmesiyle fincanlar gözden düşmüştür. bir dönem büyük bir amaca hizmet eden bu fincanlar şimdi antikacıların raflarını süsleyen ya da koleksiyoncuların eşsiz parçası olan objelerdir.

  • yaklaşık 100 adet, okurken bile özen gösterdiğim tommiks'lerim.

    gerekçe: kovboy mu olcan başıma. otur iki kitap oku. ne bu böyle silahlı falan.

    ah anne ah.

  • eeeh, başlayacağım ayaz atanıza da, kadim kültürünüze de, arapların kültürünüzün içine nasıl sıçtığına da. türkler bir kabile değildir, binaenaleyh 21. yüzyılda hiçbir millet bir kabile değildir. kimse birlikte hareket etmek zorunda değil. ben yılbaşı kutluyorum çünkü benim kültürümde var, bizim evde kendimi bildim bileli kutlandı, aile toplandı, yenildi içildi sohbetler edildi, hediyeler alındı verildi. görselliği hoşuma gittiği için çam ağacı da süslendi. 20 km ötedeki fatih çarşamba mahallesi'nde hatta 2 arka sokakta yaşayanın da yılbaşı hakkındaki görüşü beni hiç ilgilendirmiyor, keza ortak bir kültür paylaştığımız filan da yok. reina saldırısında ölenlere içten içe oh olsun ahaha diyen adamlara ayaz diyince buz kesmiş ihtiyar olarak hayal ettiğim ayaz ata diye bir adamı örnek göstererek size keyif veren basit bir zevkiniz için gizliden gizliye onay ve izin almaya çalışmanız artık çok yoruyor. herkes haddini bilecek, ben yeni bir yıl geldi diye masaya çıkıp oynarım, beriki yeni bir yıl geldi ölüme çok yaklaştık ühühü diye evinde ağlar. kimse kimseye karışamaz. yılda 1 güncük eğlenmek için iskenderiye kütüphanesi'nin yanık molozlarında didik didik kadim türklerin gelenekleri makalesi aramanızdan bıktım.
    yılbaşı kutlamak benim kültürümde var çünkü öyle istiyorum. canım isterse halloween de kutlarım, diwali de kutlarım. ortalama 80 senelik sayılı ömrünüzde her masum arzunuz için 10 yere ispatlı dilekçe verecekseniz ohooo.