ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aslıhan doğan'ın arda turan'ın ayaklarını yıkaması
-
iki soru aklıma takıldı bu fotoğrafta:
1- fizyoterapistlerin işi ayak yıkamak mı?
2- vileda kovası mı o kova?
ben danla bilic sorularınızı bekliyorum
-
lütfen cek git sözlükten...
exxen'de yayını durdurabilme özelliği olması
-
aynı zamanda sesi açıp kısabilme özelliği de mevcuttur.
türkiye'de yaşayan 481 bin üstün zekalı insan
-
bedelli askerlik bekliyorlardır.
8 eylül 2015 almanya türkiye basketbol maçı
-
annem üçlük kaçıran millilere 'biraz yaklaşıp atsanıza oğlum.' diye bağırıyor.
erdoğan berkin elvan'ın annesini yuhalattı yalanı
-
evladının ölümüne sebep olduğunuz bir kadınla ilgili kitlelerin karşısında olumsuz ifadeler kullanıp, sonra es verirseniz yuhalarlar, bu yuhalamaya da müdahale etmezseniz, yuhalatmış olursunuz.
oldu yandaş arkadaş. git kumda oyna şimdi.
kıvanç tatlıtuğ'un laptop'u
-
sırt üstü laptoptur.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
eğer yanlış anımsamıyorsam yıllardan 1995. parlak bir ilkokul sürecinin ardından ortaokul serüvenine adım atmışım. fakat bulunduğumuz kasabada ortaokul yok ve bu nedenle okula parası aylık olarak ödenen bir minibüsle gidip geliyorum. gidiş-geliş nereden baksan 2 saat gibi bir zaman alıyor. yani okul epeyce uzak. ee okul süresine ulaşım süresini de ekleyince koskoca bir gün yapıyor. sabah çıkıp ta akşam evde olabiliyorum. içinde yetiştiğim ailemin kemikleşmiş bir harçlık kültürü hiç yoktu. günlük olarak her şey, annemin hazırladığı bir beslenme çantasından ibaretti. işte ben yine böyle bir günde o güzelim beslenme çantasını minibüste unutmuşum. kıpkırmızı domatesim, peynirim ve üstüne yumurta sarısı sürülüp kızartılmış ekmeğim uçtu gitti. okul her öğlen 1 saat yemek paydosu verir, yakın olanlar evlerine falan gider, karınlarını doyurur gelirlerdi. sınıf arkadaşlarımdan birinin evine gidip karnımı doyururum diye plan kuruyorum kafamdan; ama gel gör ki utancımdan kimseye ben de geliyim mi diyemedim. hayatta planlanan her şey uygulamaya dönüştürülemiyor ne yazık ki. hayatın gerçekleri çok farklı.
okul yemek saatine girdi. giden gitti. ben de çarşıya çıktım. avare avare dolanıyorum sokaklarda. karnım da iyice acıkmaya başladı. çocuk bünyesi işte. cebimde de çok ufak bir madeni para var. belki 2 ya da 3 sakız falan alınabilir. o değerde bir para. gözümü karartıp nolursa olsun diyerek bir fırına girip parayı uzattım ve ekledim:
- buna ne kadar ekmek olur abi?
önce fırıncı dayı beni baştan aşağı bir süzdü ve"buna ekmek olmaz aslında; ama ben sana yarım ekmek veriyim" dedi. süper bir gelişme. uzattığım parayı da "koy onu cebine" diyerek almadı.
siz şimdi o yarım ekmeği yiyip okula gittiğimi sanıyor olabilirsiniz; aslında benim de amacım buydu; ta ki okula giderken yol üstündeki dönerciyi görene kadar. olay bu ya dönerciye gidip yarım ekmeğimi göstererek "bu kadar param var. acaba ekmeğimin arasına sade kıvırcık koyar mısın" diye sordum. adam güldü "olur tabii" dedi. ne güzel iş lan. işin ilginç yanı bu da bozukluğumu almadı. "para istemez" dedi.
evet kepaze bir durum. resmen dilencilik yapmış gibi olmuşum ey sözlük. ama ben bu süreçte hep samimiydim. hep paramla bir şeyler yapmaya çalıştım. eee adamlar almadıysa benim suçum mu?
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"ilişki durumum: cornetto'nun bedavasını da kendi yiyor"
saniyelik salaklıklar
-
cok ciddi bir toplantıda "zorlayacağım şartları" diyecekken "şorlayacağım zartları" diyerek toplantının ciddi olma ozelligini sabote etmek.
philip k. dick
-
bazı kitapları gerçekten de kurgu olarak yorucudur, denildiği kadar atlamalar, kopukluklar mevcuttur, eğer doğru yönlendirmelerle doğru kitapları okunmazsa pkd ile ilişkiniz sıkıntılı başlayabilir.
kişisel deneyimlerime dayanarak şu sırayı önerebilirim;
alfa ayının kabileleri
vulcan'ın çekici
albemuth özgür radyosu
ubik
karanlığı taramak
marsta zaman kayması
çığrından çıkmış zaman
gibi bir sıra izlenebilir. bu yazdıklarımın birçoğu güncel olarak satılan kitaplar değil, tükenmiş durumda olabilirler ama pkd okunmak isteniyorsa sahaflar araştırılabilir.
bu yazdıklarımdan en beğendiğim vulcan'ın çekici, en psiko odaklı eli yüzü düzgün kitabı alfa ayının kabileleri, en kurgusal zorlayıcı ama harikası ubik, en madde bağımlılısı karanlığı taramak, en siyasi ve dini referanslısı da albemuth özgür radyosudur. dişe dokunurları bunlar.