hesabın var mı? giriş yap

  • an ıtıbarıyle kızılayın başlattığı kampanya.

    deprem anında devletın yardım etmesı lazımken mılletten sms ıle para ıstemek rezıllıktır.

    elazığ ıçın 100 mılyon tl toplanmıştı . ne oldu o paralara objektıf bır şekılde açıklayın ondan sonra milletten bağış isteyin.

  • türk işçilerini işten çıkarıp yerine hindistan'dan ucuz işçi getiren iğrenç şirket. ürünlerini kesinlikle almayacağım artık.

    gördüğüm kadarıyla bu skandalın üzerinde tek duran parti de zafer partisi. ümit özdağ işçilerin yanına gidip bizzat destek vermiş.

  • bizim şirketteki kızların ekseriyetle çoğu böyle. şirketteki erkeklerle ev fiyatları, araba fiyatları, döviz, borsa, nereye yatırım yapmalıyız gibi konuları konuşurken. bu kızlar sadece nereye gitsem, ne giysem, bak aşırı pahalı markadan ne aldım veya yaa iphone 15 çıktı benim iphone 14 eskidi yaa diye ağlarken görüyorum. işin komik yanı, bu iphone 14ü eskiyip 15 almak isteyen arkadaşın 2 katını kazanan arkadaşımda iphone x bende de iphone 11 var. anlayacağınız bu kızların gelecek kaygısı yok. para biriktirme derdi yok. ne kazanıyorsa anlık harcıyor çünkü beklenti de yok onlardan. iki gün sonra evlenmek istediğinde çocuğa soracağı ilk şey evin araban var mı olacak ama kimse ona sen şimdiye kadar kazandığın parayı ne yaptın diye sormayacak.

  • üstteki deli ne anlatıyorsun anasını satayım. ezan kaldırılsın dedik sanki. yüzyıllardır bayram oluyor bu memlekette ben bir kere bile duymadım bayram öncesi sabah 4te sela okunup üstüne 2 tur tekbir getirildiğini. update mi geldi dine? işiniz gücünüz mağduriyet amk.

  • emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya'da bizim başımıza gelmezdi.

    her yerden pislik akıyor artık bir şey diyemiyorum.

    ayrıca henüz sebebini bilmesek de ben olimpiyatlarla ilgili olduğunu da hiç sanmıyorum.

    iğrenç olay. başka tanım yapamıyorum...

    edit: "emin olun olimpiyatları biz kazansaydık aynı durum japonya da bizim başımıza gelirdi" de, sonra yazdığını sil, bir daha yaz, eğip büküp kıvırmaya çalış. he canım he müslüman anadolu halkına saldırıyorum. bir müslüman olarak müslüman anadolu halkına saldırıyorsam sen de bi düşün ne bu tepki diye. masum bir turisti, bir "insan"ı, sırf canın öyle istedi diye öldür, adına da müslüman de. hangi kitapta yazıyor ulan! işiniz gücünüz her olaydan mağduriyet çıkarmak, hem de bir cana kıymışken!

    rezil ülkemin rezil vatandaşına saldırıyorum ve utanıyorum artık! japon arkadaşlarımın yüzüne bakmaya utanıyorum! ben türk'üm demeye utanıyorum!

  • sporun insan hayatındaki önemi yadsınamaz bir gerçektir; çünkü size bir çok şey için faydalı olur, örneğin en basitinden bir meditasyon etkisi vardır diyebiliriz. fakat popüler kültürde spor, fizik estetiği açısından önem arz etmektedir. bunun için sahip olduğumuz kas dokumuzu ortaya çıkarmaya çalışırız.

    günümüz hızlı yaşantısında ve sabırsız hayatlarımızda kas kütlesini artırmak çok kolay bir şey değildir devamlılık ve sabır gerektirir. neyse hemen konumuza gelelim; biz insanlar olarak bir aydan kısa bir sürede, ne kadar kas kütlesi kazanabiliriz?

    1970'lerin başında, nautilus makinelerinin yaratıcısı arthur jones, kendi markası olan yüksek yoğunluklu eğitim sayesinde bunun mümkün olduğunu iddia etti. hatta yapacağı bir deneyle bu durumu bilimsel olarak da gösterebileceğini söyledi.

    tarihler mayıs 1973'ü gösterdiğinde arthur jones colorado eyalet üniversitesiyle birlikte bu deneyi gerçekleştirdi. deneyin amacı, denetlenen bir üniversite ortamında casey viator'u iki günde bir veya 28 günde 14 kez çalıştırarak yüksek düzeyde kas gelişimi sağlamaktı.

    tabii ki arthur jones'un asıl amacı kendi başına yapılandırdığı programın ve mucidi olduğu nautilus makinelerinin nasıl mucizeler yarattığını göstermek istemesiydi. bunun için colorado eyalet üniversitesi beden eğitimi bölümüden dr. elliot plese ile birlikte çalıştı. çalışmanın başında ortaya konulan hedefler şu şekildeydi:

    *çok kısa ve yoğun antrenmanların kas kütlesi ve gücünde hızlı ve büyük ölçekli artışlar sağlayabildiğini kanıtlamak.
    *makul derecede dengeli bir diyet dışında hiçbir katkı maddesi kullanmayacak.
    *ayrıca namı diğer steroidler işin içine katılmayacak.

    antrenman programına gelince:
    1-leg press 750lbs for 20 reps
    2-leg extension 225lbs for 20 reps
    3-squat 502lbs for 13 reps
    4-leg curl 175lbs for 12 reps
    5-one-legged calf raise with 40lbs in one hand for 15 reps (two-minute rest)
    6-pullover 290lbs for 11 reps
    7-behind-the-neck lat ısolation 200lbs for 10 reps
    8-row machine 200lbs for 10 reps
    9-behind-the-neck lat pull-downs 210lbs for 10 reps (two-minute rest)
    10-straight-armed lateral raise with dumbbells 40lbs for 9 reps
    11-behind-the-neck shoulder press 185lbs for 10 reps
    12-bicep curl plate loaded 110lbs for 8 reps
    13-chin-ups bodyweight for 12 reps
    14-tricep extension 125lbs for 9 reps
    15-parallel dip bodyweight for 22 reps

    yukarıdaki yazdığım egzersizlerin her biri birbiri ardına nautilus makineleri ile yapıldı ve casey viator yaptığı her seti tam olarak tamamlayamadı. ayrıca setler arasında dinlenme süresi bulunmamaktaydı ve egzersiz başına yalnızca bir set yapılıyordu, antrenmanlar ise genellikle yaklaşık yarım saat sürmekteydi.

    sonuç olarak casey viator 22 günde tam olarak 28 kg kas kütlesi kazanmıştı.peki bu gerçekten mümkün müydü?

    bundan dolayı casey viator hakkından bazı iddialarda bulunuldu bunlardan birisi steroid kullandığı yönündeydi. çünkü anabolizan steroidlerin* kas gelişiminde hızlandırıcı bir etkisi bulunmaktaydı. ayrıca casey, bir ara tetanoz aşısına karşı alerjik reaksiyon nedeniyle 40 kilodan fazla kas kütlesi kaybetmişti. casey'nin şaşırtıcı derecede kas kütlesi alımını daha önce deneyimlediği sağlam bir vücuda yani kas hafızasına (kaybettiğiniz kasları veya gücü geri kazanmayı kolaylaştıran fizyolojik bir fenomendir) bağlıyorlardı.*

    son söz olarak; sevgili spor severler karar sizin.

    bonus: bu konu hakkında daha sonra yapılan deneylerle ilgili bilgiler
    *david hudlow 11 günde 18,5 kilo kas yaptı. yeni yüksek yoğunluklu antrenmanda belgelenmiştir.
    *eddie mueller 10 haftada 18.25 pound kas yaptı. 10 haftada büyük kaslarda belgelendi.
    *todd waters 6 haftada 15.25 pound kas yaptı. yüksek yoğunluklu kuvvet antrenmanında belgelenmiştir.
    *jeff turner 4 haftada 18.25 pound kas yaptı. grow'da belgelenmiştir.
    *keith whitley 6 haftada 29 kilo kas yaptı. 42 günde daha büyük kaslarda belgelendi.
    *david hammond 6 haftada 22,5 kilo kas yaptı. 42 günde daha büyük kas'ta belgelendi.
    *joe walker, 6 haftada 17.38 pound kas ekledi. the body fat breakthrough'da belgelenmiştir.
    *shane poole 6 haftada 19.34 pound kas yaptı. the body fat breakthrough'da belgelenmiştir.

    kaynak:1234

  • üst edit: sevgili dostlar, öyle güzel mesajlar attınız ki teşekkür etmek borç oldu topluca. inanın hala aklıma geldikçe güldüğüm ve çok da takmadığım bir hadiseydi yazdığım. ismi çok soran olmuş, burada kimliğimi ortaya çıkaran paylaşımlarda bulunmaktan kaçındığım için yazamıyorum affınıza sığınarak. tek özgür alanım burası ve beni anlayacağınıza eminim.

    çok komik gelebilir ama hayatımda ilk defa gerçekleştirdiğim bir arkadaş silme eylemi için benim açımdan yeterli gerekçeler içerir. anlatayım. yakın aile dostlarımız ve biz aynı süreçte bebek beklemeye başladık. aradan bir kaç ay geçti ve biz oğlumuzun ismini netleştirdik. elemana söyledim biz falanca koyacağız diye. tam 4 ay öyle isim mi olur diye dalga geçti. hatta bu dalga sürecine arada eşi de dahil oldu telefondan. neyse, çok sallamadım. aramızdaki ilişki böyleydi zaten uğraşırdık birbirimizle. gel zaman git zaman, doğumlara iki hafta kala birgün bunlar saçma bir gerekçeyle bizi evlerine davet ettiler. hayırdır inşallah deyip gittik eşimle. bir karın ağrıları olduğunu eve girer girmez anladım. uzatmayayım çocuğun odasını yaptık sizce nasıl olmuş temalı çağırma ritüellerinin en göz alıcı noktası kapıya bizim oğlana koyacağımız ve aylarca dalga geçtikleri ismi yazdırmış olmalarıydı. bizi sırf bunu görelim diye çağırmış ama cesaret edip açıktan söyleyememişlerdi. evden çıkarken eşi arsızca siz ne koyacaksınız adını diye sormaz mı? eşim gülümseyerek “falanca” dedi. nasıl yani biz de öyle koyacağız olur mu öyle sözleri manyağın kulağımdan çıkmıyor. aylarca dalga geç, evine çağır aptal yerine koy sonra bir de hesap sor. bakın bu insanlar öyle cahil cühela tipler de değil. biri anestezi diğeri plastik cerrahi uzmanı. o gün kestim görüşmeyi bu köylü kurnazlarıyla. belki de biraz geçmişin birikimi oldu bilemiyorum. oğlumuza falancanın yanına çok ayırıcı bir isim daha koyduk. görüşmüyoruz, mutluyuz.