ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cahil insanların en çok düşman olduğu şeyler
-
cehaletin alamet-i farikası, cahilin yüzündeki arsız tebessüm. bunu farkettiğimden beri, şaşmaz bir kesinlikle tanıdım cahili büyük kalabalıkların arasında bile.
uzak durmaya çalışsam da, bazen aynı masayı paylaşmak zorunda kaldığım da oldu; çok iyi bildiğini sandığı konuda getirilen eleştiriye, o arsız tebessümle papağan gibi ezberlediği cevapları vererek zafer kazanmış havasına girdiğini gördüm.
bu bir savunma refleksi. düşman olduğu, daha iyi semtlerde yaşayan, daha eğitimli ve daha fazla para kazanan kişiler. teşhisi doğru yapıyoruz, ama nedenlerini ıskalıyoruz. bu insan profilinden nefret ediyor olması, en temelinde, onlar gibi olmayı düşleyip de olamaması. hiçbir zaman özendiği bu insanlar gibi olamayacağını bilmesi.
sahip olamadığı arabayı çizen barbarın davranışı ile kendisini beğenmeyen kadının yüzüne kezzap atmak veya öldürmek benzer. hiç kuramayacağı cümleleri kurana duyduğu öfke de, aynı ateşten besleniyor. o yüzden, cahilin en büyük düşmanı cehaleti ve yoksulluğu değil, ulaşamadıkları.
200 lira pahalı mı
-
cumhurbaşkanı erdoğan'ın çanakkale köprüsü açılışında halka sorduğu soru.
link
kalabalık "hayır" cevabı veriyor.
kalabalığın yarısının cebinde 200 tl olmadığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.
dan brown gibi kitap yazma rehberi
-
"sabaha karşı dörtte acı acı çalan telefon geceyi böldü, karayiplerde nobel bariş ödülü için teşekkür konuşmasini hazirlarken uyumuş olan nanofizik uzmani jason flecthdong bir an için yerinde zıpladı... yine de, derin meditasyon günlerinden kalan bir alişkanlikla, tam anlamiyla uyanik olmasi ve içsel dengesini kurmasi için gereken süre .002 saniyeden fazla değildi... çevresinde mozart'la yarisabilen i.q.'sü sebebiyle 'düşüne taşina duvarin arkasini görebilecek bir adam' olarak anilan fletchdong o telefonu açmamasi gerektiğini, yoksa langdon'un başina gelenlerin ona da olacağini biliyordu... ama lanet romanin 500 sayfa olmasi gerekiyordu..."
yabancı uyruklunun asansörde kadın istismarı
-
yabancı uyruklu nedir ya? sanki norveçli alman falan, düpedüz şuna mülteci desenize. anahaberlerde de durum aynı, mülteci suriler diyemiyorlar
yiğit özgür
-
sanık ve hakim...
- köşede bekledim, çıkınca da tepsiyle kafasına vurdum..
- iyi de, yanında silahın bıçağın da varmış.. neden tepsi?
- bi yerde okumuştum.. öyle yapınca tepsi müdafaadan az ceza alınıyormuş..
- nefsi müdafaa olmasın o?
- hepsi müdafaa değilmi sonuçta..
- yaz kızım sanığın yirmi yıl hapsine...
- ama yirmi yıl çok fazla.. bilseydim yanımda hafifletici sepetler getirirdim..
sevilmediğini kabullenmek
-
önceleri seviyor da gösteremiyor diye kandırırsın kendini. taktiklere başlarsın . kendini geri çekersin , olmaz. yakınlaşırsın yine olmaz. hep birşeylerin eksikliğini hissedersin. gün gelir o eksikliğin ne olduğunu kabullenmek gerekir. işte en acı kısmı budur. konduramazsın kendine. nasıl beni sevmez, neden diye uykuların kaçar gecelerce. sevgisini kazanmak için olur olmadık herşeyi yaparsın ama nafile.ve bir gun artık sevilmediğin gerçeğiyle baş başa kalırsın. yapacak çok fazla şey yoktur. kabullenebiliyorsan kabullenir hayatından çıkarsın. kabullenemiyorsan saçmalarsın, saçmalarsın, saçmalarsın... taa ki o seni hayatından çıkarana kadar.
türkiye'yi sımsıkı birleştirecek tek insan
-
ekrem yavaş
çukur dizisi 58. bölüm çatışma sahnesi
-
izleyenler dışında kimse ölmedi. onlar da gülmekten.
arka sokaklar (dizi)
-
mistisizm ve felsefe yüklü bölümlerini izlemeden uyuyamadığım fantastik dizi. hüsnü ve ailesinin başından geçen gizemli olaylar favorim. ayrıca rıza babanın baba ünvanını nasıl aldığını acilen bir flashback veya sabitle açıklamalılar zira bu olay dizinin en büyük gizemi. yıllardır bu olayı merak etmekten uyku uyuyamadım.
ümit özdağ'ın reyhanlı nüfus müdürlüğü paylaşımı
-
çok değil 20-25 yıl sonra bu yeni doğan bebekler büyüyüp bir de onlar çocuk yaptığında işte o zaman durumun vehameti ortaya çıkacak. türk halkı, türkiye'de azınlık olacağı günleri görecek.
edit: bazı arkadaşlar diyor ki “bu veriler istatistiksel olarak hiçbir anlam ifade etmez.” açın o zaman kaç milyon suriyeli bu ülkede var ve doğurganlık hızına bakın.
2018 yılında gerçekleştirilen türkiye nüfus ve sağlık araştırması (tnsa-2018) verileri
doğurganlık hızı: 5.3, sene 2018.
görsel
görsel
siz oturduğunuz rezidanslardan nasıl çoğaldıklarını göremezsiniz. biraz arka mahallelere inerek bu grafiklerin kat ve kat üstünde olduğunu kendi gözlerinizle göreceksiniz.
edit 2: bir de böyle yazanlar var:
görsel
tercih sizin. sen öyle diyorsan öyle olsun.
ama ben hiç ammar el bekir isminde bir türk görmedim. yine de sen bilirsin.
edit 3: faşist olduk aq.