hesabın var mı? giriş yap

  • ben öğretmenim.
    iki tane 7.sınıfım var.
    7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
    birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
    hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
    ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
    sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!

    birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
    allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...

    şimdi sana soruyorum:
    ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?

    cidden hayret ediyorum...

  • günün anlam ve önemine binali'yen:

    "yaa biz adamlara pedofiliyi anlatamıyoruz, atam gidip bunlara erzurum'da sivas'ta cumhuriyeti anlatmış nasıl ikna etti acaba aq ya"

  • duvar saatine yetişemediği için yılın altı ayı saatin 1 saat ileri göstermesi.

    düzeltmeyi teklif edince de alıştım diyerek ellettirmemesi.

  • son 1 ayda sözlüğe giriş yapmış 8284 kadın sözlük kullanıcısının yazarlığı onaylandı. yazarlık onayı bekleme derdinin tamamen son bulacağı günlere doğru elele! (hedef 2023)

  • evlenme teklifi sadece yüzükle mi yapılır?

    1785'te maria anne fitzherbert, kendisine sırılsıklam aşık olan galler prensi george'dan gelen aşk mektubunu açtığında, içinde bir yüzük ve ona dikkatle bakan bir göz buldu: görsel

    kraliyet yasaları, daha önce iki evlilik yapan ve katolik olan maria ile ingiliz prens'in evlenmesine engeldi. henüz 21 yaşında olan prensin, maria ile evlenme çabaları sonuçsuz kalıyordu ama vazgeçmeye de niyeti yoktu. babasının rızası olmadan 25 yaşına gelene kadar evlenmesi mümkün olmayan prens ile yasalar arasındaki çatışmayı önlemek isteyen maria'nın londra'yı terk etmesi üzerine, çektiği aşk acısına daha fazla dayanamayan prens, maria'ya bir mektup gönderdi. satırlarında, "sana bir mektup gönderiyorum ve aynı zamanda, bir de ‘göz’ gönderiyorum. eğer hala yüzümü unutmadıysan, bu minyatürün seni etkileyeceğini düşünüyorum." yazılı olan mektubun içine bir yüzük ve ressam arkadaşı richard cosway'e yaptırdığı sağ gözünün minyatürünün yer aldığı kolye ucu vardı. kendisine aşkla bakan prensin bu teklifinden çok etkilenen maria, londra'ya geri döndü ve halktan gizli tutulan bir törenle evlendiler.

    kolye ucu, yüzük, broş, bilezik gibi aksesuarların veya çeşitli nesnelerin üzerine yapılan ve lover's eye ismi verilen bu minyatür göz tasvirlerini sevgiliye hediye etme modası, 19. yüzyılda tüm avrupa’ya yayılarak bir trend haline gelmiştir. bazıları ölen kişinin anısına yapılmış olsa da kraliyet çiftinde olduğu gibi, bir çoğu, sevgililer arasındaki bağlılığın somut bir nişanesi olmuştur.
    ~ bir broş üzerinde lover's eye, 1800-1820
    ~ bir yüzük üzerinde lover's eye, 1802
    ~ bir bilezik üzerinde lover's eye, 1830
    ~ bir kolye ucu üzerinde lover's eye, 1824
    ~ fildişi bir kutunun üzerinde lover's eye, 1800

    "bir bakış baktın, kalbimi yaktın
    aşkın kemendini, boynuma taktın
    bahçende gülün kapında kölen
    olmaya razıyım sevgilim senin."

  • bakırköy'de poliklinikte çalıştığım yıllar. eşimin poliklinik koridorun sonunda. aramızda 3 oda var. zemin kattayız. o dönem sigara yasakları yok ama küçücük odada saatlerce kalmaktan bunalıp arada sigara içmek için pencereden dışarı çıkıyorum. çıkınca da belki hastası yoktur, birlikte tüttürürüz diye onun odanın penceresinin önüne gidiyorum.

    o gün kenardan baktığımda manzara şu:
    bizim kantinin kedisi girmiş, çömez asistanların arada muayene öğrenmek için gelip oturduğu kenardaki sandalyeye kurulmuş. tüm dikkatiyle hastayı dinliyor. hasta da - artık şaşkınlıktan mı başka bir şeyden mi bilmiyorum - eşime değil kediye bakarak şikayetlerini anlatıyor.

    gel de bu kediyi ve bu hastayı sevme, gel de gülümseme şimdi.

  • karşıda araç varken yakmayı normal karşılayanların olduğunu da gördük. adam bir de utanmadan rahatsız olanlara düşük iq demiş. sanırım şoför olan herkes kimin düşük iqlu olduğunu tahmin eder.