hesabın var mı? giriş yap

  • her kelimesiyle ve her sahnesiyle sözlüğe selam ileten, selamlarını ince ince işlemiş yoğurt sosuyla içimizi ferahlatan bir reklam.

    uzmanlık alanlarını dinlerken nefesim kesilen deniz!!!
    oy kullanmak sansürü çözer.
    gel sandık çok güzel.

  • her şeyi daha da berbat edecek düzenlemedir.

    bir defa nafaka kalkmıyor, eşin sorumluluğu 5 yılla sınırlanıyor. bu 5 yıldan sonrasını ise devlet ödeyecekmiş.

    elin iki tane ergen kezosu evlenecek, anlaşamayıp boşanacaklar, 5 yıl nafaka ödeyecekler, ondan sonra hop devlet devam edecek nafaka ödemeye. bu nasıl bir mantık anlayabilmiş değilim.

    salak evlilikleriyle kendilerini yakanlar, artık sadece kendilerini değil bütün vergi mükelleflerini yakacaklar.

  • starbucks nasıl kuruldu ve böylesine başarılı oldu?

    starbucks, 1971 yılında seattle, washington'da, jerry baldwin, zev siegl ve gordon bowker tarafından kuruldu. ilk başta şirket, kahve çekirdekleri, çay ve diğer kahve malzemeleri satan bir dükkân olarak faaliyet gösterdi. ancak, kahve demleme ekipmanları da satmaya başladılar.

    1970'lerin sonlarına doğru, howard schultz adında bir işadamı starbucks'a katıldı. schultz, italya seyahati sırasında italyan kahve kültüründen etkilenmişti ve bu deneyim onun starbucks'ın geleceğini şekillendirmesine neden oldu. schultz, italyan kahve barlarının sıcak içeceklerin sosyal birleştirici unsuru olduğunu fark etti ve bu konsepti starbucks'a getirmeye karar verdi.

    1983 yılında, schultz, starbucks'ın sahibi olan baldwin ve diğer ortaklar tarafından kahve bar konseptini uygulamak için kendi şirketi olan ıl giornale'yi kurdu. bu yeni girişim büyük bir başarı elde etti ve 1987'de schultz, starbucks'ı satın alarak adını ıl giornale'den starbucks corporation'a çevirdi.

    starbucks'ın 70'ler ve 80'lerdeki yükselişini hızlandıran birkaç ana etken bulunmakta

    kahve kültürünün yükselmesi: 1970'ler ve 1980'ler, amerika'da kahve kültürünün yükselişine tanıklık etti. tüketici talebi, özellikle yüksek kaliteli kahve çeşitlerine olan ilgi arttı. starbucks, bu dönemde kaliteli kahve tedariki konusundaki uzmanlığı ile dikkat çekti.

    howard schultz'un katılımı: howard schultz'un starbucks'a katılması, şirketin geleceğini şekillendiren önemli bir döneme işaret etti. schultz, italya'da gördüğü kahve bar kültürünü amerika'ya getirme vizyonunu benimsedi. ilk olarak kahve bar konseptini ıl giornale adlı şirketiyle hayata geçirdi ve daha sonra starbucks'ı satın alarak bu konsepti genişletti.

    mağaza içi deneyim ve atmosfer: schultz, starbucks'ın mağazalarını sadece kahve satılan yerlerden ziyade sosyal buluşma noktalarına dönüştürmeye odaklandı. rahat oturma alanları, kitaplar, sanat eserleri ve müzik gibi unsurlar, müşterilere keyifli bir ortam sunarak kahve içmenin ötesinde bir deneyim yaşamalarını sağladı.

    genişleme ve franchising: schultz, starbucks'ı amerika dışına genişletme stratejisi benimsedi. 1987'de starbucks'ı satın almasıyla birlikte, şirket hızla büyüyerek dünya genelinde birçok ülkede mağaza açtı. bu genişleme, markanın küresel varlığını artırarak daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmasına olanak tanıdı.

    tüketiciye özel kahve içecekleri: starbucks, sadece geleneksel filtre kahve değil, aynı zamanda farklı içecek seçenekleri sunarak müşterilere çeşitlilik ve kişiselleştirme imkanı tanıdı. espresso tabanlı içecekler, özel karışımlar ve mevsimsel içecekler gibi çeşitli seçeneklerle tüketicilerin ilgisini çekti.

    bu faktörler, starbucks'ın 70'ler ve 80'lerdeki yükselişini hızlandıran ve kahve endüstrisindeki lider konumunu sağlayan önemli etkenlerdi.

    starbucks'ın başarısını belirleyen birkaç ana etken bulunmakta

    kaliteli kahve ve geniş menü çeşitliliği: starbucks, yüksek kaliteli kahve çekirdekleri kullanarak ve geniş bir içecek ve atıştırmalık menüsü sunarak müşterilerine çeşitli seçenekler sunmuştur. bu, farklı tat zevklerine sahip müşterilerin beklentilerini karşılamak için önemlidir.

    mağaza konsepti ve atmosfer: starbucks, mağazalarında rahat bir ortam ve sıcak bir atmosfer sağlayarak müşterilerin kahve içerken sosyal etkileşimde bulunmalarına olanak tanıdı. rahat oturma alanları, ücretsiz wi-fi gibi hizmetlerle birlikte, starbucks kahve içmenin bir sosyal deneyim olmasını teşvik etti.

    küresel varlık ve marka tanınırlığı: starbucks, dünya genelinde birçok ülkede binlerce mağaza açarak küresel bir marka haline geldi. bu, şirketin geniş bir müşteri kitlesine ulaşmasını sağladı ve marka tanınırlığını artırdı.

    pazarlama ve inovasyon: starbucks, pazarlama stratejileri ve ürün inovasyonu konusunda etkili bir iş yaptı. örneğin, özel içecek kampanyaları, mevsimsel içecekler ve sınırlı süreli teklifler gibi yöntemlerle müşteri çekmeye ve sadık müşteri kitlesini korumaya odaklandı.

    çevresel ve toplumsal sorumluluk: starbucks, sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk konularına verdiği önemle bilinir. fuar ticaret kahve kullanımı, çevre dostu ambalajlar ve etik tedarik zinciri uygulamaları gibi faktörler, şirketin müşteriler arasında olumlu bir imaj oluşturmasına katkı sağladı.

    bu faktörlerin bir araya gelmesi, starbucks'ın sadece kahve satan bir işletmeden çok daha fazlası haline gelmesine ve dünya genelinde başarılı bir marka olmasına olanak tanıdı.

    starbucks, kahve dükkanlarına odaklanarak ve yüksek kaliteli kahve çeşitleri sunarak büyük bir popülerlik kazandı. şirket, zaman içinde dünya çapında bir kahve devi haline geldi. starbucks, sadece kahve satan bir yerden çok daha fazlasını sunan bir deneyim ve kültür haline geldi. bugün, starbucks dünya genelinde binlerce şubeye sahip olup, geniş bir içecek ve atıştırmalık menüsü ile müşterilere çeşitli seçenekler sunmaktadır.

    kaynak 1 / kaynak 2

  • babanın bir bacağı kesilmiştir. en başta kendisi, başına gelen bu durumu büyük bir metanet ve hatta esprilerle karşıladığı için; ailece iyi atlatabilmişizdir. yani ne kadar iyi atlatabilirsek. protez takılana kadar babanın daha rahat dolaşabilmesi için, kendisine bir tekerlekli sandalye alınmıştır. baba, anne ile birlikte yaşamaktadır ve anneden bir telefon gelir.

    - kedi, naber?
    - ne olsun annem. almanca çalışıyorum. münih'e gideceğim ya.
    - aa! ne güzel. bir şeyler öğrenebildin mi bari?
    - öğrendim. du bist meine lokomotive andreas!
    - ne demek?
    - asdfghjk! boşver! babam nasıl?
    - çok iyi. şimdi deniz kıyısındayız, çay içiyoruz. hava almaya çıktık. babanın fotoğraflarını çektim arabasıyla. hatıra kalsın diye. yakında ihtiyacı kalmayacak ya nasıl olsa. (gülüşmeler...)

    işte bu cümleden sonra, telefonun ucundan gelen babanın kahkahasını duymak...sizin için pek bir şey ifade etmiyordur ama, benim için nasıl güzel bir detaydır anlatamam.

  • türkiye'deki yapısal işsizliğin sebeplerinden biri, belki de en önemlisidir. counter-strike zamanlarından kalma bu doğa olayını ilk olarak kim, hangi kafayla ve ne amaçla nick olarak kullanmış; yetinemeyip bir de mail adresi almış, gerçekten o kişiyle tanışmak istiyorum..

    ek: sahibi bulundu..

  • hiç tanımadığınız birinin 3 gün evinizde kalması ve bu durumdan ev arkadaşınızla rahatsız olup başka yerde kalmanız.

    bir gün eve geldik baktık bir kadın oturuyor evde. merhaba dedi merhaba dedik. sonra aynı apartmanda oturan başka bir arkadaş geldi işte bu da bişey söylediğim gibi (söylemedi) sizde kalacak,sorun olmaz herhalde (olurdu) bende kalamaz çünkü ailem geliyor (bize ne?) dedi. biz de ayıp olmasın diye o an tamam tabi dedik. e sonra da tamam demiş bulunduk ama bildiğin salonda oturan bir kadın. koltukta yaşıyor. çay demliyor. lan kadın çamaşır yıkadı kuruttu salonda. ilk gün karşı koltuğa oturduk biz de. demlediği çaydan içtik. sonra baktık kadın rahatsız oluyor yani tip tip bakmamızdan. gittik başka arkadaşta kaldık.

    hayır kadın bize nasıl girdi? girdi neden kaldı? kaldı hiç mi tırsmadı amk biz tırstık. sonra bizim arkadaş mal mı kızı bıraktı gitti? biz mal mıyız evimizi bıraktık gittik? bir öğrenci evinde hiç mi normal olay yaşanmaz? babamın böyle yapmayı öğrendiği pastaya sokayım.

  • diğer büyük kedilerle karıştırıldığı için yaptığı iş büyük şaşkınlıkla karşılanan jaguar.

    jaguarlar dört büyük kediden biridir ancak karakteristik özellikleri ile diğer kedilerden çok farklıdır. öncelikle avını uzun veya kısa mesafeden kovalamaz. çok sık yağmur ormanlarında yaşamasından ve üstün kamuflaj yeteneğinden ötürü pusuya yatar ve tek sıçramayla avını yakalar. zaten jaguar kelime anlamı itibariyle avını tek sıçramayla yakalayan demektir.

    ayrıca büyük küçük fark etmeksizin diğer kedilerin hiçbiri gibi avının boğazına da sarılmaz. jaguar tüm hayvanlar arasında, kafatası büyüklüğüne oranla en yüksek güç uygulayabilen ikinci hayvandır.(birincisi benekli sırtlandır) bu yeteneğinden faydalanarak avının kulaklarının hemen üzerinden ısırarak kafa tasını kırar.

    son olarak, o gördüğünüz timsah, belgesellerde izlediğiniz nil timsahı değildir. zaten nil timsahı jaguarın yaşadığı coğrafya olan amerika'da da bulunmaz. o gördüğünüz caimandir. ağırlığı ortalama 70 kg olup, ağırlığı 140 kg'ye çıkabilen jaguar için standart avlardan biridir.

    avlanma sahnesi değerli ve ender görülen bir sahnedir çünkü jaguar çok iyi kamufle olan bir kedi olduğundan ve yaşadığı ormanlarda çok sık bir bitki örtüsü olduğundan, jaguar avına ender rastlanmaktadır. bu yüzden aslanlar, çitalar veya leoparlar gibi yüzlerce belgeseli bulunmaz. ana konusu jaguar olan zannedersem 4 belgesel var. bu da o belgesellerden biri olan 'der jaguar - das phantom des dschungels' belgeselinden bir kesittir.

  • rüştü'nün günlük hayatında kullandığı kelime sayısını ti'ye alan adamın konuşurken karşısındaki insanı kanser eden biri olması ironik. köşeyi başkalarının yazdığını ima eden bu mektubun da kendisinin elinden çıkmadığı oldukça aşikar, bu da ironinin katmerlisi.
    alttan alta edilen tehditler, seni biliyoruzlar mektubu yazan kişinin terim'i iyi tanıdığının ve işini iyi yaptığının göstergesi.
    yasal yollara başvuracakmış, birini istifaya çağırmak hangi yasada suçtur acep?