hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: başbakan şarap içmek yerine üzüm yiyin diyor

    entry: o halde polis de göstericilere biber gazı sıkmasın biber atsın amk.

  • bir çoğunuzun tahmin ettiği, bazılarınızın bildiği bir şeyi dile getireceğim.

    bu ve benzeri cümlelerle yazılmış yorumların %90ı ajanslar veya benzer hizmet verenler tarafından yapılır.

    birebirde bir müşterimle yaptığım iştir esasında. kendisi trendyol hesabını bize iletiyor. bazı da bilgiler veriyor. işte şu ürünün satışı artsın vs vs. ekibimdeki arkadaşlar ile konuşuruz. ardından şirketin bize verdiği kart ile satıcıdan ürünleri sipariş ederiz ve yorum gireriz. "çeyizim için aldım, damat bohçası için aldım vs vs vs" istenilen şudur. google'a çeyiz takımı, damat bohçası vs vs yazıldığında alışveriş kısmında bu satıcının daha yukarda gözükmesi ve yorumlara inanan cahil/aptal (firdevs yöreoğlu deyimiyle) gençleri kendisinden alışveriş yaptırmaya itme. çoğu evlenme ateşiyle tutuşan gencimiz bu yorumları görüp ben de çeyiz yapıyorum bak onlar almış ben de alayım diye alıyor. fotoğraflı yorumlara da ürünün sitedeki fotoğrafını koyuyordu arkadaşlar çoğu zaman sonra uyardık biraz satıcıdan bir ürünün 8-10 fotoğrafını istiyoruz gönderiyor onları ekliyoruz vs vs.

    kısacası salakça bir pr cümlesi. bu yazımı okuyunca "lan buna kim inanır mk" dersiniz ama cidden inanan büyük bir tayfa var. satışlarının arttığını söyleyen büyük bir müşteri portfoyumda var.

    haa son 4 aydır yapmıyorum ama ekibim devam ediyor. çünkü fazla vakit almayan ve kazancı büyük bir iş. trendyolda satış rakamınızı ve yorumunuzu arttırmanın en güzel ve kazançlı yoludur.

    şimdilik bu kadar. başka bir kalpazanlık anısından görüşünceye kadar hoşça kalın.

    debe editi:

    ülkenin deprem gerçeğini unutturmamak için deprem timine el verin (bkz: ekşi sözlük deprem unutturmama timi)

    kahramanmaraş bölge köyleri için acil ihtiyaçlar: (bkz: #150531407)

  • ingiltere'nin de tabi olduğu aihm'in toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile ilgili içtihadına göre, ilgili iç hukukta bir izin veya bildirim yükümlülüğü öngörülmüşse bile, bu yükümlülüğe uyulmaması, devlete barışçıl gösterilere müdahale etme hakkı vermez. (2006 tarihli oya ataman/türkiye davası)

    anayasa madde 34: "herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."

    toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununda, izin değil, önceden bildirim yükümlülüğü var, ancak ilgili davada aihm, bu bildirim yükümlülüğüne uyulmamasının bile, otomatikmen yürüyüşe müdahale hakkı vermediğine hükmediyor.

    yani "batı ülkeleri" filan diye saçmalamadan önce, "batı ülkeleri"nin, komple batı medeniyetinin kendisinin en yüksek ürünü ve övünç kaynağı olarak kabul ettiği insan hakları felsefesinden biraz nasiplenin.

    "izinsiz gösteri" diye bir saçmalık olamaz. devleti protesto etmek için devletten izin almak, akla ve mantığa aykırıdır. devleti, devletin izin verdiği tarihte ve izin verdiği yerde protesto etmek, protesto gösterisi yapmanın mantığıyla doğrudan çelişir ve demokrasinin en temel ayaklarından birini oluşturan bu hakkın özü ile bağdaşmaz. bunu idrak edebilmek için batı medeniyetine de lüzum yok, asgari bir zeka ve mantık yeterlidir.

  • bazılarının vatan hainliği dediği durumdur. bizi bu hale getirenler değil de hayatta kalmaya çalışan vatandaşlar hain öyle mi ?
    paramızı tuvalet kağıdı haline getirenlere bir laf yok mu?
    bu kadar mı yüzsüz utanmazsınız lan siz?

  • kayıtlara geçsin diye söylüyorum, kendisi benden çok daha yakışıklıdır, kız olsam şu anki halime vermeyip direkt rüzgar'ı tercih ederdim. ciddiyim.

    28 m turkey.

  • arkadaşlar bu yazılı olmayan kuraldır.

    şampiyon olduysan kendi semtinde eğlenirsin. rakip takımın semtinde eğlenemezsin. beşiktaş'ta, kadıköy'de bu kutlamayı yapamazsın. bu budur. sen şimdi trabzonspor taraftarı olarak bağdat caddesinde şampiyonluk kutlarım dersen senin oradaki amacın şampiyonluk kutlamak değil gövde gösterisi yapmak. bunu da sana yaptırmazlar. yapamazsın yani. etik değil.

    not: beşiktaş.

    edit: trabzona mı gidelim mesajları alıyorum.

    bağdat caddesine de gitmeyiver bir zahmet. istanbul'da semt mi bitti?

  • sen ver yabanci dizileri filmler, ver instagrami, ver facebooku, ver foursquarei, ver twitteri, herkes birbirinin hayatindaki en guzel anlari gorsun, kimse sikintilari dertleri tasalari gormesin, sonra bu kadini mutlu etmeye calis.

    kardeslerim bakin. ben senelerimi insan psikolojisine vermis adamim. bu olaylarin bu kadar farkindayim. guzel bir hayat yasiyorum, ortalamanin cok ustundeyim. buna ragmen sabah benden daha zengin birini gordum mu canim sikiliyor. adamin yasiyla hemen kendi yasimi oranlayip, onun zamaninda nelere sahip olup olamayacagimi hesapliyorum. ben bile bu kadar maruz kalmisken, bu kizlar nasil maruz kalmasin.

    sonra ne oluyor? komsusunda gordugunu kendisinde bulamayan kadin mutsuz oluyor.
    1) adami begeniyor parasi az geliyor.
    2) parasi iyi oluyor, adami begenmiyor.
    3) parasi iyi adam iyi, adam bunu sallamiyor.
    4) her sey tamam, bu sefer aileler, baldizlar vs. isin icine giriyor bok oluyor.

    bu ulkede mutlu olmak kolay mi a dostlar? her sey mutsuz olmamiz ustune dizayn edilmis.

    ey genc kadinlar, beklentinizi yukseltmeyin. yaninda mutlu oldugunuz, size deger veren birini bulursaniz evlenin gitsin.

    sozlukte zaman gecirmek de bir yasa kadar.

  • halbuki matematikten anlasa, topraktan yaratılıp, yılan görünümlü şeytanın kandırması ile yasak elmadan yediği için cennetten dünyaya sürüldüğünü görebilecekti. saf işte..*