ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cern
-
deneyden şu ana kadar çıkarabilecek sonuç:
- fizik kitabı almayın, seneye müfredat değişecek.
işyeri diyalogları
-
oda hiç olmadıgı kadar kalabalıktır. misafirler için çay istenir:
oda: 615'e 12 çay.
çaycı: abla naptın yaa, mevlüt mü okutuyon?
ilişki bitiminde yazılan devasa boyuttaki mail
-
"bu son" diye başlar "re:re:re:re:re:re:re:re:re:re:re:re bu son" diye biter.
tekel bayii işleten kadına sarkan yabancı
-
yabancı uyruklu denince kafamda hala turist canlanıyor. kaç yıl geçti hala aşamadım şunu.
habeş maymunu bir sığınmacıya dersini veren abladır.
köpek
-
mesela mutfağa girmesini yasaklamışsın. bunu da bir kaç kere kesin bir hayır sözüyle yapmışsın o kadar. şiddet uygulamamışsın, bağırmamış çağırmamışsın. bir daha asla mutfağa girmiyor. işin ilginci sen evde olsan da olmasan da girmiyor. tahmin ediyorum ki eve başka köpek gelse onu da mutfağa sokmayacak. mutfağa girmenin yanlışlığına gönülden inanıyor.
resmen eve saçma bir din indirdik.
karşılıksız aşk
-
"diyelim ki balıkmışım ben, sen de balıkçı. ikimiz de biliriz sineğe bile kıyamazsın, öyle bos oltayı atarsın denize. bilirsin salak olmadığımı, ama aşık olduğumu bilmezsin. ben sana inat yakalanırım. şaşırırsın, nerden çıktı bu diye... istediğin balık degil ki, oturmak iskelede. mecbur çekersin yukarıya. acı çekiyorum nede olsa. dedim ya kıyamazsın... uzanırım avuçlarına. dudaklarıma dokunursun, iğneyi çıkartacaksın ya, yoksa sevdiğinden falan değil... bilirim senin yanında yaşayamayacağımı. sen de bilirsin, öldürmeye kıyamazsın, bakarsın avucundaki aptal balığa, ben de sana... sonra beni kurtarmayı seçersin, ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa... bırakırsın denize. yüzünde kahraman gülümseme. hayat kurtardın ya biraz önce. sessizce boğulurken mavilerde, son kez bakarım iskeleye, iskeledeki aptal balıkçıya, sen de kurtardığın balığına..."
sergen yalçın
-
galatasaray - beşiktaş maçi sonrasi, sergen beşiktaşli yasin'in formasini giymiştir maç bittikten sonra, bir kamera ile mikrofon gelir, röportaj başlar:
-sergen sirtinda beşiktaş formasi var bunun anlami nedir acaba? {büyük av yakalamiş olmanin heyecani ile sormaktadir, acaba sergenin kalbinde hala beşiktaş mi vardir? büyük bir mesaj mi veriliyordur? aman tanrimdir!}
sergen: valla yasin formami istedi, ben de çiplak gezecek değildim heralde
can havli ile evrim geçiren hayvan
-
ayaklarından sakat olup polis gelince tabanları yağlayan dilencilere benzeyen hayvan.
https://youtu.be/apfgl6rhwg4
debe: yazacak slogan bulamadım. konu evrimden açılmış* şunu paylaşayım bari.
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeylere de selam olsun, pomodoro tekniğini öğrenmeyen kalmasın.
edit: link düzeltildi.
sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri
-
iyi oldum ama mükemmel olamadım.
kemal sunal vs şahan gökbakar
-
biri halkın komiğidir diğeri kralın soytarısı.
mencilis mağarası'ndaki gizemli yazı
-
[https://tr.sputniknews.com/…riyoruz-1049669529.html
karabük, safranbolu'da bulunan ve ülkenin en büyük dördüncü mağarası olan bulak / mencilis mağarasında bilim ekibinin tesadüfen bulduğu duvar yazısı. ekip mağaranın 2150. metresinde duvarda buldukları yazıyı bir hattata çevirtiyorlar. 1845 yılına tarihlenen yazının tercümesi şu:
"ikiniz orada mısınız? biz burada sizi arıyoruz. feyzi - izzet”
ekibin merak ettiği husus ekipmansız bir şekilde nemin çok yüksek olduğu bu noktaya o dönem nasıl gelebildikleri. ben bu insanların defineci, medrese öğrencisi ya da kaçak olabileceğini düşünüyorum. o dönem okuma yazma oranının çok düşük olduğunu da göz önüne alırsak taşrada bunu ancak bu insanlar okuyabilir gibi geliyor. hele de mağaranın en dip noktasına kadar ilerleme azmi ve motivasyonu düşünülmeye değer.
emre mor
-
çek maçında burak'ın ayağına çarptırarak akıl dolu bir gol attı.
3 ocak 2023 tüik enflasyon açıklaması
-
her zaman söyledim yine söylüyorum seçimlerden sonra tüik çalışanlarını çaycısı da dahil olmak üzere yargılatmayan yeni hükümetin allah belasını versin. bu rezilliği, bu sefaleti bu insanlara yaşatmaya kimsenin hakkı yok.