hesabın var mı? giriş yap

  • her yaptığımızın islamda yerinin olması şart değil ki.
    örneğin islamda namaz kıldırma ve cenaze yıkama gibi dini bir takım ritüellerin yerine getirilmesi için kamudan toplanan vergilerden temin edilmek üzere, maaş alınmasının da yeri yok. biz buna bir şey diyor muyuz?

  • bunun bugün şöyle bir çeşidini gördüm ki suratına kürekle vurulasıdır:

    binerken inenlere öncelik vermeyip kavga ettiği gibi, inerken de öncelik vermedikleri için binenlerle kavga etmiştir.

  • müşrik bir tipin hezeyanları.

    peygamberin yaşadığı dönemde bunlardan o kadar çoktu ki. din adına dini satan kendine göre kıyafetleri olan sahtekarlar.
    bunları samimi dindarlardan ayırt etmek için en pratik yolu kuran şöyle tarif eder;

    “sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” - yasin surasi - 21. ayet.

    hizmetleri karşılığında mercedes alanları ve bu örnektekinin benzerlerini böylece çok kısa yoldan ifşa edebilirsiniz.

  • geri çağırmalar, otomotiv endüstrisinde hayatın bir gerçeğidir. büyük otomobil üreticileri araçlarını bu tip durumlardan sakınmak için test aşamasına milyonlarca dolar harcamaktadır. bu, doğru bir yaklaşım olsa da bazı sorunlar kontrol aşamasında gözden kaçabilmektedir. bu sorunların bazıları ufak şeyler olsa da bazıları felaketle sonuçlanacak kadar önemli ve büyüktür.

    araç geri çağırmalar, otomobil üreticileri için büyük bir problem oluşturmaktadır. düzeltmelerin maliyeti haricinde toplu davalarla karşılaşma ve zarar görme ihtimali yaratır. bu kusurlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanma gibi devasa problemler de beraberinde getirir. firmalar itibarlarının sarsılmaması için bu gibi durumlarda akıl almaz şekilde de davranabilmektedir.

    otomotiv tarihindeki en kötü geri çağırmalardan bazılarına bakalım:

    1) bentley arnage yanlış bijon somunları

    geri çağırmaların sadece alt sınıf araçlarda gerçekleşeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 2007'de bentley arnage kadar şanlı azınlıktan biri olsaydınız bu geri çağırmalardan birine maruz kalacaktınız.

    ultra lüks araçlar üretim hatalarından muaf değillerdir. 2007'de bentley, bazı arnage'ların üretim hattından yanlış bijon somunları ile çıktığını duyurdu. başta önemsiz gibi gelse de yanlış somonlar jantların araçtan ayrılmasına ve büyük kazalara neden olabilirler.

    2) volkswagen dieselgate

    volkswagen'in geri çağırma konusunda parıltılı bir geçmişi yoktur. alman markasının itibarını, volkswagen'in emisyon hilesi kadar sarsan çok az olay mevcuttur.

    volkswagen (ve belirli audi) dizel araçlarında, otomobilin emisyon testinin ne zaman yapıldığını algılayabilen ve emisyonları buna göre azaltan cihazlar gizliydi. geri çağırma 2016'da yapıldı ve arabaların çoğu basit bir yazılım güncellemesiyle düzeltilebilirdi. ancak kabaca bir milyon sorunlu araca mekanik müdahale gerekiyordu. her şey ortaya döküldükten sonra volkswagen suçlamaları kabul etti ve 40 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. eski vw mühendisi oliver schmidt, skandaldaki rolü nedeniyle yedi yıl hapis yattı.

    3) bmw x7 sızdıran bardaklık

    bmw, geçtiğimiz yıl açılan toplu bir dava ile haberlerde yer aldı. brightk consulting ınc., yeni x7 suv'nin bardaklıklarına dökülen sıvıların, hava yastıklarının kontrol elektroniğine sızabileceğini iddia ederek, alman otomobil üreticisine dava açtı. iddiaya göre, bu sızıntı sadece hava yastıklarını kusurlu kılmakla kalmıyor, yanlış zamanda açılmalarına da sebep olabiliyor.

    dava hala devam ediyor, ancak özellikle ısıtmalı koltuk abonelik hizmeti fiyaskosunun ardından bmw için işler çok da iyi görünmüyor. 2020 bmw x7 sürücüsüyseniz, bir süreliğine bardak tutucuları kullanmaktan kaçınmanız doğru bir tercih olabilir.

    4) ford pinto yakıt doldurma boğazı

    aracınıza arkadan çarpılması her zaman kötü bir durum olsa da 1970'lerin sonlarında bir ford pinto kullanıcısı olsaydınız bu çarpışma aracınızı alev topuna çevirebilirdi.

    pinto'nun feci kusuru, arkadan çarpışma durumunda yakıt doldurma boğazının kopmasına, yakıt deposunu delmesine ve araç içerisine yakıt püskürtmesine neden oluyordu. bunun sonucunda aracın tutuşması beklenen bir son olacaktı.

    sorunu erkenden fark eden ford sorunu çözmenin araç başına 11 dolara mal olacağını hesapladı. 1973'de sızan bir not, çok pahalıya mal olacağı için firmanın sorunu görmezden gelmeye karar verdiğini ve her yıl yaklaşık kaç kişinin öleceğini hesapladığını ortaya çıkardı. gerçekleşen 27 ölümden sonra ford itibarını kurtarmak zorunda kaldı ve 1.5 milyon pinto'yu geri çağırdı. kusuru gidermenin 20 milyon dolara (bugünün yaklaşık 150 milyon doları) mal olduğu tahmin edilmektedir.

    5) toyota gaz pedalı sıkışması

    2009-2010 model toyota'larda, gaz pedalının sonuna kadar basılı halde takılı kaldığı bu sorun için ilk geri çağırma 2 kasım 2009'da gerçekleşti ve yanlış takılan paspasların pedalın sıkışmasına neden olduğu belirtildi. toyota'nın gaz pedalının sıkışmasına neden olacak olası bir mekanik sorunu keşfetmesi ile ocak 2010'da ikinci geri çağırmalar başladı. etkilenen araçların satışları, sorunu giderecek parçaların üretilmesi beklenirken haftalarca durmak zorunda kaldı.

    6) ferrari fren hidroliği sızıntısı

    bazen geri çağırmalara neden olan hataların ortaya çıkması uzun zaman alır. ferrari, yakın zamanda laferrari ve f60 dahil olmak üzere 2005 model yılından 2022 yılına kadar 23.555 aracı etkileyen hatalı bir fren hidroliği deposuyla ilgili haberlerde yer aldı.

    düzgün havalandırılmayan fren hidroliği deposunun vakum oluşmasına neden olacağı ve sızıntı potansiyeli olduğu görüldü. bu durum gerçekleştiğinde fren kabiliyetinin kısmen veya tamamen kısıtlanması söz konusuydu. sorunun çözümü, fren hidroliğinin tehlikeli derecede düşük olduğu durumlarda uyarı veren bir yazılım güncellemesi ve daha iyi havalandırma imkanı sağlayan bir kapak ile bulundu.

    7) takata airbag hatası

    takata adlı bir japon şirketi, emniyet kemeri ve hava yastığı üretimi ile ünlüydü taa ki yüksek profilli bir skandal, hava yastıklarının patlayabileceğini ve metal şarapneller fırlamasına neden olabileceğini ortaya çıkardığı 2013 yılına kadar.

    new york times'a göre, takata ve honda, altı kişinin ölümüne sebep olan bu kusuru biliyorlardı ancak ulusal karayolu trafik güvenliği idaresi'ni uyarmamaya karar vermişlerdi. abd adalet sistemi, honda'ya 70 milyon dolar, takata'ya ise işbirliği yapmadığı her gün için 14.000 dolar para cezası verdi.

    etkilenen araç sayıları açısından tarihteki en yıkıcı geri çağırmalardan biri haline gelen skandal sonrası 2019'un sonuna kadar, 65-70 milyon araç geri çağrıldı ve kabaca 42 milyon aracın daha geri çağırılması gerekecek.

    kaynak: popularmechanics

  • matematik dersinde kadın öğretmen öğrencilere sorar:
    -bir ağacın dalında 5 tane kuş var. taş attım, iki tanesini vurdum. geriye kaç kuş kalır?
    öğrencinin biri parmak kaldırır ve cevaplar:
    - hiç kuş kalmaz çünkü diğerleri korkudan uçup gider.
    öğretmen gülümser:
    - hayır. doğru cevap üç olacaktı ama bakış açını sevdim.

    öğrenci duruma çok bozulur ama pek göstermez. ders devam ederken tekrar parmak kaldırır:
    - bir soru da ben sorabilir miyim?
    öğretmen izin verir.
    - sokakta üç kadın dondurma yiyerek yürüyor. biri dondurmasını yalıyor, diğeri ısırıyor, diğeri de emiyor. kadınlardan hangisi evlidir?
    öğretmen şaşırır, kızarıp bozarır ama cevap da vermek zorundadır:
    - hmm...şey..yalayan?
    öğrenci yanıtlar:
    -hayır, parmağında alyans olan. ama bakış açınızı sevdim.

    edit: debe'ye falan girmiş ama daha önce yazılmış ki bu. uyaranlara teşekkürler. fava atanlara da çaylar benden*

  • içinde yarım kilo peynir, 250 gram şarküteri ürünü bulunan sandeviç.

    avrupa ile aramızdaki alım farkını özetlemektedir:
    https://www.youtube.com/watch?v=zswrwwb3iyk

    italya'daki peynir, et ve domatesin kalitesine değinmiyorum bile.

    edit:

    italya'da asgari ücret diye bir şey yokmuş, ama desek ki 1000 euro, ki bu meblağın altına çalışan yoktur heralde;

    1000 euro maaş alan bir italyan bu sandeviçten ayda 200 adet alabilir.

    türkiye'de asgari ücret 1400 tl. bu sandeviçin muadilinin türkiye'de 20 tl'ye satılacağını düşünsek (ki mümkün değil, sırf içindeki peynir 20 tl eder) asgari ücret alan bir kişi bu sandeviçten ayda 70 adet alabilir.

    italya'nın 5 eurosu ile türkiye'nin 5 tl'si aynı değil elbette güzel arkadaşım, ancak oradaki bir birim para burada da bir birim para. biz o birime ne alabiliyoruz adamlar ne alabiliyor mesele bu.

  • poşetten para alma durumunu ben de pazarlama hatası olarak görüyorum. ancak pazarlama hatası olarak görenler bir çözüm önerisinde bulunmamış. bazı kişiler de poşetten para alınarak poşet israfının engellenebilir olabileceğini savunmuş.
    benim önerim : her bir ürün için ürüne belli miktarda poşet parasını eklersin. kasada da bunu hesaplarsın. örneğin bir ürünün satılması istenen tutarı 9,75 tl ise 0,25 tl poşet parası eklersin ve 10 liradan satarsın. satınalma kararına etkileyecek bir tutar değil sonuçta. kasada da müşteri örneğin bu üründen 4 adet aldıysa, poşet almazsanız 1 tl iadeniz oluşacaktır dersin. müşteri kendi karar verir o 1 lirayı alıp almamaya. poşet kullanması gerekiyorsa bunu reddeder ve poşeti kullanır. 1 lirayı almak istiyorsa da alır ve poşeti israf etmemiş olur. müşteri taciz edilmemiş olur, ekstra indirim algısı da yaratılabilir.

  • şöyle anlatmış kendisini:

    "insanların benimle ilgilenecek bir nedeni olmasıyla öğünürüm. hayatımda bir kez olsun sarhoş olmadım. öğrencilerin ağzında dolaşan müstehcen sözcükleri bir kez olsun kullanmadım. hayatım boyunca ne bir dairede çalıştım, ne de bir kömür madeninde. hiçbir zaman herhangi bir ekibe, örgüte, hizbe, klana, kliğe, partiye üye olmadım. hiçbir akımın ya da okulun etkisi olmadı üzerimde. siyasi romanlardan ve sosyal içerikli dedikleri yazından her zaman sıkıldım. gerçekten nefret ettiğim şeyler basittir: aptallık, baskı, suç, eziyet, hafif müzik. sevdiğim işlerse yazı yazmak ve kelebek avlamaktır."

  • son zamanlarda iyice sayısı artan, ve bundan daha da cesaret alıp yaptıkları şeyin yanlışlığını fark etmeyen kadındır. tanımadığı kadınlara ısrarla ve küstahça mesaj atan erkekleri tasvip etmiyorum. yaptıkları kesinlikle yanlış. ancak selam yazan, ya da bir şekilde sohbet açmaya çalışan her erkeği de kendi sosyal medya hesabından fotoğraf, isim-soyisim sansürlemeden ifşa eden kadınların yaptıkları daha da büyük bir suç bence. tanımadığın insanlardan mesaj almak istemiyorsan, mesaj alma özelliğini kapatırsın bu kadar basit. bu durumu resmen kendine bir meşgale haline getirmiş, her 3-4 saatte bir ifşa paylaşan kadınlar bile var.

    varan 1

    varan 2

    paylaşırken mesaj atanların isim ve fotoğraflarını ben sansürledim. hanımefendinin paylaşımında sansür yoktu onu da belirtmek istedim. insanı profeminist olup kadın haklarını savunmaktan caydıracaksınız bu gidişle.

    edit: kendisini 'yaptığınız şey çok yanlış.' diye uyardığımda da uzun bir mesajla bana çemkirdi. sanırım gerçekten bazı sorunları var, allah şifa versin.

    mission complet’edit’:
    bu paylaşımları yapan hanımefendi çok pişman olduğunu söyleyip, ifşa ettiği beyefendilerden özür diledi. sonra da hesabı dondurup bu diyarları terk etti. sözlüğün gücünü de bu olay ile birlikte tekrar görmüş olduk. hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız. bunu yapan ya da yapmayı düşünenlere de iyi bir ders oldu sanırım.