hesabın var mı? giriş yap

  • var böyle bir şey. sanırım ben de yazılımcıyım diye sürekli önüme düşüyor, önüme geleni engelliyorum ama bitmiyor. tiplerin hepsi aynı, ben başarılıyım, ben zenginim diye bağıran sonradan görme çiğ paylaşımlar. gerçekten mesleğim adına ben utanıyorum. yahu bu ne görmemişliktir, satın aldıkları iphone'ların macbook'ların faturasını paylaşan mı ararsın, bilmem kaç bin liraya aldığı kahve makinasını çeken mi, geneli pahalı oyuncak paylaşma derdinde. bir de eli biraz para gördü diye, hasbelkader mesleğe ilgi var diye kendisinin nirvanaya ulaştığını zanneden millete hayat hakkında saçma sapan tavsiyeler vermeye çalışan ama iki cümleyi bir araya getiremeyen tipler var. arkadaşlar yazılımcı olmanız sizi otomatik olarak entelektüel yapmıyor. hatta tam tersi, zamanının büyük bölümünü yazılım ekranları karşısında harcamak zorunda olan birisinin tarihten, sanattan, felsefeden üst perdeden konuşabilecek kadar birikiminin olması zaten akla mantığa uymuyor. kendinize gelin.

    debe editi: arkadaşlar elbirliğiyle girdiyi debeye sokmuşsunuz, teşekkür ediyorum. ekşiye girince mesajlardan bir cumartesi sürprizi yaşadım. belli ki birçok kişi aynı dertten muzdarip. yazıyı tekrar okuyunca eğer yazılımcıysanız sizler için değilseniz yazılımcı çevreniz için şu mesajı ekleme ihtiyacı hissettim: hepimiz üç aşağı beş yukarı eğer türkiyedeysek birkaç bin, avrupadaysak 3-5 bin euro bandında çalışan beyaz yakalı işçileriz. bu para bizi zengin yapmaz, sadece gelişmiş bir ülkedeki sıradan bir insan gibi insanca yaşamamızı sağlar. yani 'o para o para değil'. fakir bir ülkede yaşamanız ve fakir arkadaşlara/akrabalara sahip olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. meslek hakkındaki daha önceki yorumum için de şu girdiye göz atabilirsiniz #140622037.

  • muaviye'nin 1300 yıl önce halkın rızkından ve emeğinden çalarak yaptırdığı mekandır.

    muaviye şam’da romalıları taklit ederek osman’dan daha seçkin bir yaşam sürüyordu.
    ayrımcılık, kirlilik, zulüm, islam sisteminin yok edilmesi, burada daha net ve daha küstahçaydı.
    o dönemde muaviye romalı ve iranlı mimarların yardımıyla "qasru'l beyza" diye adlandırdığı görkemli bir saray yaptırıyordu.
    bu, saltanatın ilk sarayıydı.
    muaviye bu sarayın inşasını o kadar önemsiyordu ki, çoğunlukla işçilerin ve mimarların başında bekliyordu. ebuzer de her gün oraya gelip haykırıyordu:

    “ey muaviye, eğer bu sarayı kendi paranla yapıyorsan, israftır ve eğer halkın parasıyla yapıyorsan ihanettir, hırsızlıktır!”

    ve devamında tövbe suresini okur.
    'ey iman edenler! hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yer, hem de allah yolundan alıkoyarlar. altını ve gümüşü biriktirip de allah yolunda harcamayanları acı bir azabın beklediğini haber ver. o gün biriktirip yığdıkları ateşte kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. 'işte bu bencilce biriktirip yığdıklarınız; haydi tadın bakalım' denecek.'(tövbe; 9/34).

    ak-it'ler için peşin edit: bu bahsettiğim muaviye, 1.muaviye'dir ve 680 yılında ölmüştür.

  • 1905-1920 yılları arasında ermenilerin yaptığı katliamlar

    kafkasya'da ermeniler tarafından türkler ve kürtlere katliamlar yapılmıştır. justin mccarthy, bunun sebebinin ermenilerin bir ermenistan devleti sınırları içine dahil etmek istedikleri vilâyat-ı sitte'de nüfuslarının %19 (ermeni kaynaklarına göre %39) gibi küçük bir oranda olması ve bu nüfusun oranını arttırmanın yolunun bölgedeki müslüman sayısını azaltmaktan geçmesi olduğunu öne sürmüştür.[57][86]

    ovanes kaçaznuni, 1905 ve 1906 yıllarında müslümanlar ile ermeniler arasında kanlı olayların yaşandığını belirtmektedir. 1914 yılında ise, ermeni birliklerinin türklere karşı faaliyetlerini başlattıklarını söylemektedir.[87] 1915 yılında van'ın ermeni valisi olan aram'a rus bir komutan bölgedeki kürtlerin öldürülmesini emreden bir emir gönderildi; fakat aram emrin uygulanmayacağını belirtti.[88][89]
    "erzurum-alaca köyünde mart 1918'de ermeniler tarafından katledilen şehit türkler anıtı"

    osmanlı arşivleri 1910-1922 yılları arasında 523,000 türkün ermeniler tarafından öldürüldüğünü belirtmektedir.[90] hüdavendigar onur'a göre, 1914-1918 yılları arasındaki olaylarda, ermeniler sebebiyle sayısı 2.5 ile 3 milyon arasında değişen müslüman nüfus hayatını kaybetmiştir.[91] fransa dışişleri bakanlığı'ndan rusya'nın paris büyükelçiliğine gönderilen 14 mayıs 1915 tarihli bir yazıda, van isyanı sırasında bölgede yaklaşık 6000 müslümanın öldürüldüğü belirtilmektedir.[92][93] rus bir general, ermeniler tarafından müslümanlara karşı tecavüzlerin de gerçekleştirildiğini söylemiştir.[94] 19 ağustos 1915'te dönemin avusturya büyükelçisi "ermeniler tarafından türklere karşı yapılan büyük ölçekte katliamlar"dan bahsetti; ama hem türkler hem de ermenilerin katliam yaptığını ve olayların kimin tarafından başlatılığının belli olmadığını belirtti.[95][96]

    1916 yılında bölgeye işgal etmekte olan rus orduları, 16 şubat günü erzurum[97] ve 11 temmuz günü erzincan'ı[98] ele geçirdi. türkler ise erzincan'ı 13 şubat 1918,[99] erzurum'u 12 mart 1918 tarihinde geri aldı.[100]

    rus yarbay tverdohlebof, 1917 yılı ilkbaharında ermenilerin halkın elindeki silahları toplamak amacıyla halka zulmettiğini ve işkence yaptığını belirtmiştir.[101] daha sonra, rus ordusu çekildikçe katliamlar artmaya başladı.[101] 1918'de erzincan'da ermeniler 800 türk sivili öldürdü.[102] ermeniler erzurum'a çekilirken yoldaki türk köylerindeki halkı öldürdüler.[103] ılıca'da ermenilerden kaçamayan türkler öldürüldü.[103] tepeköy'ün tüm müslümanları 17 şubat 1918 tarihinde öldürüldü.[104] tepeköy'de öldürülen türklerin cesetleri 2010'da atatürk üniversitesi'nin yaptığı kazılarda bulundu ve sayıları 150 olarak tespit edildi.[105] 26 şubat 1918 günü tekederesi'nden çekilen ermeniler yolları üzerine çıkan müslümanları öldürdü, önlerine çıkan köylerdeki halkın hayvanlarını çaldı.[106] 27 şubat 1918 günü ermeniler erzurum'un alaca köyünde türkleri öldürdü.[107] erzurum'da türk çarşıları ermeniler tarafından yakılmaya başlandı.[107] 26-27 şubat 1918 gecesi ermeniler erzurum'da 3000[108] ila 8000[109][110] müslümanı öldürdü.[108] rus yarbay tverdohlebof, şubat 1918 sonlarında erzurum'a yakın köylerdeki türklerin "ortadan kaybolduklarını" bildirmektedir.[111] aralık 1918'de uluhanlı, kamerli ve dereleyez halkı ermenilerin zulmüne uğradı.[112][113][114] mayıs 1918'de bölgeyi ele geçiren osmanlı ordusu ermenilerin 250 müslüman köyünü yaktıklarını bildirdi.[115]

    1919 yılının temmuz ayında, ingiliz yarbay albert rawlinson, istanbul'daki ingiliz genel karargahı'na gönderdiği telgrafta, ermenilerin oltu'dan bayezid hududuna kadar katliam yaptıklarını belirtmiştir.[6][116] 16 temmuz 1919 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin şarur ve nahçıvan bölgesinde müslümanlara saldırıp öldürdüklerini, şarur halkını aras nehrine döktüklerini ve kırk beş köye saldırdıklarını bildirmektedir.[117] bu katliamlara karşılık 11. kafkas tümeni bölgeye sevk edilip 600 kişiden oluşan ermeni çeteleri osmanlılar tarafından mağlup edilmiştir.[118] ermeni yarbay melik şahnazarov'un bir ermeni tümeninde raporunda, 30 kadar türk köyünü ele geçirip sakinlerini öldürdüğünü ve köyleri yağmaladığını, 29 diğer türk köyüne de saldırmak için izin istediğini belirtmektedir.[88][119] 1920 yılında, bir ermeni subayı, yazdığı raporda basar-geçar'daki türk nüfusunu ayırt etmeden öldürdüğünü bildirmektedir.[88][120] 1920 yılının içerisinde, kars'taki köylerde türk ve kürt nüfusu öldürülmüş, köyler yağmalanmıştır.[88] 4 aralık 1920 tarihli bir osmanlı belgesi, ermenilerin sarıkamış'a bağlı on üç köyde katliam yaptıklarını, bu kapsamda 1975 kişiyi öldürüp 276 hanenin tahrip edildiğini belirtmektedir.[121][122] ahmet esat uras, ermenilerin "erkek, kadın ve çocuk ayrımı yapmadan yaptıkları" katliamların rus kayıtlarında yer aldığını belirtmektedir.[123] amerika birleşik devletleri'ndeki ermeni nüfusu da bu katliam faaliyetlerini desteklemekteydi.[124][125]

    bu dönemde ermenilerin türklere ait camileri ve diğer kamusal binalara zarar verdiğini belirten pek çok rapor da vardır.[95]

    daha sonra, 1920 yılında imzalanan gümrü antlaşması ile müslümanlara can ve mal güvenceleri verilmiştir.[126]
    mart olayları sonrası bakü'nün müslüman mahallesinden bir görünüm

    30 mart-3 nisan 1918 tarihleri arasında yaşanan mart olayları veya mart katliamı'nda[127][128] 3000[129][130] ila 12,000 azeri ve diğer müslüman etnik gruplara mensup kişi öldürüldü.[131][132][133][134][135] olaylarda azerilerin evleri yakıldı, sokaklarda azeri olduğu düşünülenler öldürüldü.[136]

    mart 1920'de azerbaycan demokratik cumhuriyeti ermenilerin kontrolü altındaki bölgelerde 300 kadar müslüman köyünün yakılıp sakinlerinin öldürüldüğünü tahmin edip olayları kınadı.[137]

    http://tr.wikipedia.org/….b1.c4.9f.c4.b1_katliamlar

    milli mücadele kahramanı kazım karabekir katliamları nasıl anlatıyor:

    "alaca köyünde cenazeler, insanın aklını oynatacak bir halde idi. bütün çocuklar sürgülenmiş, yaşlılar ve kadınlar samanlıklara doldurulup, yakılmış gençler baltalarla parçalanmıştı. çivilere asılmış ciğerler ve kalpler görünüyordu. bütün bu acıklı görünüşler, erzurum'a atılmaya ve oradaki zavallılara yardıma beni mâhkum etmiştir."

  • 6 mart 2005 malatyaspor fenerbahce maci...
    ilk yarı golsuz bitmiş.
    uzun süredir deplasman galibiyeti alamamanın baskısı üzerine kilidi açılamayan malatya savunmasının yaydığı bunaltı...
    luciano devre arası oyundan alınmış.
    duşunu almış, takım elbisesini giymiş.
    gelmiş yedek kulubesine oturmuş.
    ama oturamıyor..
    sicim gibi yağan yağmurun altında durmuş.
    ıslanan yüzünde 79. dakikada anelka'nın attığı golun ve 1-0'ın sakat duruşunun verdiği mutlu telaş...

    yedek kulubesinin önünde, yağmurun altında, takım elbisesiyle hoplayıp zıplayan futbolcu.
    fabio luciano...
    en az benim kadar fenerli...

    onu hep ekrandaki bu acayip görüntüsüyle,
    ve başka güzel,
    gördükçe,
    "sahada da benim gibi hisseden biri var ya yeter bu bize" diye düşünmemizi sağlayan halleri ile
    hatırlayacağım.
    ismini sıkı tutacağım ve hiç unutmayacağım.

    yolu açık, yüzü hep mutlu, başı hep dik olsun..
    çok hata yapmış, çok goller yedirmiş diyorlar... canı sağ olsun...
    bu toprağın ekmeğini yedi, suyunu içti.. helal olsun...
    gittiği yerlerde seveni çok, alkışlayanı bol olsun..

    edit: fenerbahce spor kulubu resmi internet sitesi, luciano'nun 1 yıl daha takımda kalacağını duyurdu.
    oysa sezon ortasında luciano'nun bonservisini elinde bulunduran corintians kulubu başkanı, fenerbahce ile yapılan kiralama anlaşmasının yenilenmeyeceğini, bu sezon sonunda luciano'yu takıma geri alacağını söylemişti.
    gene de kalsın bu entry.

  • "bakın ben avukatım benim vaktimi almayın beni sıradan vatandaşla karıştırmayın verdiğim parayı faiziyle alırım" dan sonrasını okumadığım başlık, sıradan bir vatandaş oldum olalı ben böyle rezalet görmedim.

  • yaşadığımız deprem felaketiyle ilgili acil iletişim ihtiyacı üzerine onay bekleyen 10 bin çaylak’ı yazar yaptık.

    ayrıca tüm stk’lara ve depremle ilgili dayanışma çabasında olan tanınmış kişilere onaylı hesap vermeye hazırız. iletişim üzerinden bizimle irtibata geçebilirsiniz.

  • tabi canim ,sen sirf ehliyet aldin diye istedigin herkesi oldurme hakkina her zaman sahip olmak zorundasin.

    ne duzeyde sacmaladigini idrak etmekten uzak bir yazari onumuze koyan baslik.

  • "almanya'da oturan ali candan, 26 temmuz tarihinde uçakla geldikleri elazığ havalimanı'nda oy kullanmak istediğini, ancak sandık görevlilerinin kendisine "oy kullanmışsınız" dediğini iddia etti. oy kullanmış gibi gösterildiğini öne süren candan, başka kişilerin kendileri yerine oy kullanacağını iddia ederek, cumhuriyet savcılığına hem de ysk'ya suç duyurusunda buldu."

    tüm dünyada bu sahtekarlığı yapanın "akp" olmadığını iddia edecek insan var mıdır acaba? (akit ve habervaktim sayılmıyor)

    link