hesabın var mı? giriş yap

  • çok normal ve olması gerekendir. iş sözleşmesi iki taraflıdır ve bunun evlilik sözleşmesi ile karıştırılmaması gerekir.

    özel durumlar dışında kişi daha az çaresiz olacağından görüşme daha sağlıklı bir zeminde yapılacaktır. ne iş olsa yaparım moduna giren bir kişi ve bunu fırsat olarak kullanan işverenin birlikteliği ilerleyen zamanda kesin çatırdar zaten.

    kendi çapında bir yöneticiyim ve bana bağlı kişilerin iş görüşmesi yapmasından zerre rahatsızlık duymam. hatta isterlerse beni referanslarına yazabileceklerini de söylemişimdir hep.

    bir patron veya yönetici dolu olan bir pozisyona yeni eleman almak için önce çalışanını çıkartıp iş görüşmelerine daha sonra başlamaz. bu ne kadar normalse bir çalışanın iş görüşmesi yapması o kadar normaldir. zaten o işverenin görüştüğü kişilerin çoğu bir yerlerde çalışıyor.

    bir şekilde çalışanlarının iş görüşmesi yaptığını öğrenip işten çıkarttıklarını anlatmışlar. yapmayın. bu herkesin hakkı.

    eğer çalışanınız iş arıyorsa büyük ihtimalle mutsuzdur. mutsuzluğun çeşitli sebepleri olabilir. maaş konusu bunlardan sadece bir tanesi. ve inanın en önemlisi değil. o kişiyle uzun süre çalışmak istiyorsanız mutlu olmasını sağlayın. aksi halde her yeni gelene iş öğretmekle uğraşır durursunuz.

  • ''celal ile ceren''i ımdb'nin ''en kötü filmler'' listesinden çıkarmaya kararlı olan şahan gökbakar, yeni filmi için hazırlıklara başladı...
    zaytung | son dakika

  • dünyanın en pahalı mumunun ispermeçet mumu olduğunu söylemek mümkün. özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda ispermeçet mumuna olan talep en yoğun zamanlarını yaşamıştır. muma bu kadar talep olmasının sebebi ise asla isli bir duman oluşturmaması, koku yapmaması ve uzun yanma süresine sahip olmasıdır. bu talep doğrultusunda da balina avcılığı endüstrisi büyük ölçüde önem kazanmıştır. o dönemin balina avcılığına ilişkin en önemli kaynakların başında da herman melville'nin moby dick'i yer almaktadır.

    ispermeçet mumu adını ispermeçet balinasından almaktadır. ispermeçet balinasının baş boşluklarında yağlı bir sıvı bulunmaktadır. bu bölüm trigliserid ve mum esterlerinden oluşmaktadır. ispermeçet organının kapasitesi ise ortalama 1.900 litredir. avlanan ispermeçet balinasının baş bölümüne delikler açılarak yağlı sıvının ayrılması sağlanmaktadır. balinanın boyutu ortalama olarak 20 metre ve ağırlığı 50 tondur.

    mumun pahalılığı nedeniyle sadece zengin ailelerin kullanımı ile sonuçlanmıştır. ancak bir süre sonra sadece amerika kıtası değil avrupa ve diğer kıtalardan da yoğun talep oluşması arz düşüklüğü sonucunda büyük bir krize neden olmuştur. hatta ve hatta ülkeler arasında ciddi üstünlükler kurulmasına, jeopolitik bir sorun oluşturmasına giden süreçler yaşanmıştır.

    osmanlı dönemi'nde de ispermeçet mumları çoğunlukla saraylarda ve konaklarda kullanılmıştır. dönemin çoğunda ithal olarak getirilen ispermeçet mumları 19. yüzyılın ikinci yarısı itibariyle "paşabahçe ispermeçet mum fabrikası" açılarak, üretilmeye başlanmıştır.

    1984 yılında ise uluslararası balina avcılığı komisyonu tarafından ispermeçet balinalarını avlamak yasaklanmış ve tür koruma altına alınmıştır.

    kaynaklar: 1, 2, 3, 4

  • futbol takımı bu sezon şampiyonlar ligini eksi 15 averajla kapattı. 1 puanı son dakkada qral'ın attıığı gol ile anderlehe karşı buldular (isminin nasıl yazıldığına bakmaya üşendim)

    taraftarının dalga geçtiği fenerhbahçe sıfır çektiği sezonda bile eksi 9'da kalmıştı.

    ve bir arkadaş daha uyardı, o sene gruptaki diğer takımlar fransa'nın iplendiği zamanlardan lyon, o senenin finalisti bayer leverkusen ve son olarak yarı final oynayan barcelona. açıkçası bunların arasına 2014 gs'sini koysan cibili cibili şak şak şak.

    yazar arkadaşların uyarısı ile ekliyorum; lyon da o sene lig şampiyonu olmuş. şans olacak gerçekten...

  • gençliğimin bir döneminde arkadaşlarla birlikte otostop yapmakla bozmuştuk kafayı, utanmasak sıçmaya giderken bile kamyon çevircez yoldan. her neyse, işte o zamanlar muhabbet ediyoruz kamyonuna atladıklarımızla falan, ilgimi çekiyor, bizi kamyonuna alan adamların çoğu alevi. bir gün sordum içlerinden birine, "abi" dedim, "kim dursa bizi almak için, hep alevi çıkıyor" dedim, adam bana "bizim töremizde adamı yolda bırakmak yoktur yeğen" demişti, üstelik o yıllarda ezel'le dayısı hala hapisteydi, dizinin senaryosu bile yazılmamıştı ama bu abi replikleri biliyordu. neyse de işte, ben o günden beri pek severim kendilerini.

  • tivitır'da görünce ciğerim solmuştu. başlığı burada görünce de... yaşanılamayan bir geçmişe ağıt...

    eğlenenler x kuşağı. dünyanın en zengin ülkesi olmasa da; dünya starlarının konser vermeye geldiği; gençlerin üni bahar şenliklerinde elde bira, manitle sarmaş dolaş şimdinin en baba santçılarını, gruplarını günlerce izlediği; orta direk bir memur çocuğunun ailesinden aldığı harçlıkla eğlenebildiği ülkenin zamanları.

    ben y kuşağıyım. tv'de rakın kok'u izlediğim zamanları hatırlıyorum: hayvan gibi gruplar, insanlar elde bira kamp alanında deli gibi eğleniyor, karışan yok ayıplayan yok. resmen aklım çıkmıştı. bizim kuşağın en büyük hayallerindendi, büyüyüp kendi paramızı kazanınca bu etkinliklere hatta yurtdışındaki festivallere gitmek. önce o etkinlikler bitirildi. sonra üni şenlikleri. sonra buralara hiçbir dünya starı gelmez oldu. en sonunda da ekonomi... dedim ya ben y kuşağıyım. benim, çocukluğum dışındaki tüm hayatım blok halinde malum zamanlarda geçti. x kuşağı güzel yaşadı (şimdiki standartlarımıza göre). z kuşağı şu an bizden daha çok acı çekiyor olsa da önlerinde yaşabilecekleri birkaç gençlik yılı var. peki ya biz, y kuşağı? bugün göklerden bir karar gelip ülke çağ atlasa bile y kuşağının blok halinde giden gençliğini kim geri verecek.

    niyetim ucuz kuşak tartışmaları değil, zaten yukarıda da yazdım; z kuşağının şu an ki durumu bizden de kötü. onlar için acayip üzülüyorum. hele hele bilgiye bu kadar çabuk ulaşılan bir zamanda skko bir doğu avrupa ülkesi gencinden daha kötü şartlarda yaşadığını bilmek çok acı veriyor olmalı. umarım z kuşağı son 5 senesini düzgün yaşar...

    offf sabah sabah iyice bunalıma girdim yine. paylaşmayın olm bunları ya. unutabilmek ve cehalet gerçekten de evrimin bize kattığı çok önemli şeyler... *

  • piyasa değeri 8000 lira olan bir yazıcıyı burada 5300 liraya satan bir satıcı gördüm. siparişi geçtim. teslim tarihi 1 ay sonra yazıyor. dedim bunda bir iş var. birkaç hafta geçti, hareket yok. trendyol müşteri hizmetlerine yazdım. "mutlaka ürününüz gelecek, şu anda hazırlanma aşamasında, gelmezse bize yazın" gibi copy-paste cümleler gönderen bir temsilci ile yazıştım. 1 ay oldu hala yazıcı gelmiyor. tekrar yazdım. ne dese beğenirsin: "satıcının trendyol ile ilişkisi bitmiş, biz iptal edelim siparişinizi". aramasam iptal de etmeyecekler. bir satıcının sözleşmesi fesh olursa açık siparişler niye otomatik olarak kapatılmaz? bana sorarsanız tam bir rezalet ama diğerlerinin yanında ufak kalıyor, o yüzden gündeme getirmeye gerek yok. trendyol 1 ay paramı tuttu. olay bundan ibarettir.