hesabın var mı? giriş yap

  • arsızlığın dışavurumu, link

    bir arkadaşımın yorumu,

    bir şeyin fark edilmesi gerek. özgecan'ın vahşice katledilmesinin arkasında bir başka hikaye daha var. bir emekçi kadın; özgecan'ın annesi songül aslan. özgecan bir emekçi çocuğuydu. evine dolmuşla dönüyordu. zengin bir ailenin otomobil sahibi bir çocuğu olsa muhtemelen bugün hayatta olurdu. songül ana kızını okutabilmek için emekli olmasına rağmen yeniden çalışmaya başlamış. hatta yazın da sömürünün diz boyu olduğu kıbrıs'ta çalışmayı planlıyormuş. baba mehmet aslan acımasız dünyanın farkında iki kızına da bibergazı alıp vermiş. "her ihtimale karşı" diyerek.
    şimdi bu ailenin evine bir de bugün utanmadan sümeyye erdoğan ve esra albayrak gitmiş. kendilerini tapelerden; kamyon kamyon parayı kaçırmaya çalışırken hatırlıyoruz. utanmadan bu emekçi ailenin evine taziyeye gitmişler. alınteriyle geçinen o güzel insanların evine gitmişler. sümeyye erdoğan gazetecilerle konuşurken eklemiş " kadem olarak da buradayız". kadem dediği de tayyip'in kadın erkek eşit değildir diye konuştuğu ve büyük alkış aldığı toplantıyı tertip eden muhafakar kadın derneği.
    bu yüzden bıralım kız kardeşlik muhabbetini. ben sümeyyeyle de bilimum burjuva kadınlarla da kardeş mardeş değilim. elinde emekçi kanı olan, halkın sırtından geçinenlerle kardeş olamam.

    edit: "kadem" olarak gitmelerinin tekrar altını çiziyorum, ve ayrıca (bkz: kadına şiddeti sadece suçlu ve mağdurla sınırlamak)

    edit2: arkadaşımın adı derya koca, internetten kimi yazılarına ve halk tv öğrenci işleri programındaki tartışmalarına ulaşabilirsiniz.

  • umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.

    3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.

    neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.

    bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.

    ''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''

    ahh işte.

    nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?

    söylerdim.

  • ilginç ayrıntılar barından bir video olmakla beraber dikkatimi çeken konu, videonun büyük bir kısmında bir elinde şemsiye olan kişinin odaya girişi esnasında elinde şemsiye olmaması ve söz konusu şemsiyeye benzeyen bir şemsiyenin önlerinde yürüyen kadının elinde olmasıdır.

    kamera kaydında iki kişinin 12.20.23 de ellerinde şemsiye ile görüntüden çıkmış olmalarının devamında benzer yada aynı şemsiye ile 12.22.22 de iki kadının birinin elinde şemsiye ile görüntüye girdiği görülmektedir.

    dikkatli incelendiğinde kadının elindeki şemsiye ile odayı işaret ettiği de görülmektedir. odayı işaret eden kadının yanında katip yada memur olduğu anlaşılan birisinin de bulunmuş olması söz konusu cinayetin devlet eliyle işlendiği kuşkusunu güçlendirmektedir. soruşturma esnasında iki kişinin önünde ilerleyen kadınların da kim olduğunun tespiti umarım ihmal edilmez.

  • lan valla kafayı yicem lan.

    adam link vermiş. al oku öğren demiş.

    http://www.cheapair.com/…fares-change-all-the-time/
    http://www.farecompare.com/…ore-or-less-than-yours/

    önümüzdeki ay bilmemkaç bin mil uçmuyoruz ama allahtan ingilizcemiz var da okuduğumuzu anlayabiliyoruz.

    linklerde demiş ki;

    neden yanınızda oturan sizden daha ucuza uçuyor?

    demiş ki:

    biletinizi yanınızdaki erken almıştır, siz daha geç almışınızdır. (hadi beee. geç alınca daha mı pahalı oluyomuşi, vay aq)
    gittiğiniz yerde kalma süresi (benim örnekte ikisi de sadece gidiş. one way ticket. got it?)
    uçuş günü. hafta içi daha ucuz demiş. (örnekte ikisi de 14 ocak)
    uçuş saati. abuk saatler daha ucuz demiş. (aynı uçak kuzum aynı uçak. 3 defa aynı yazdım yine yazayım: aynı.)
    seyahat sezonu. demişki sezonda daha pahalı. (14 ocak gülüm 14 ocak)
    bayram, yılbaşı pahalıdır demiş. (vay aq. yeni birşey daha öğrendim.)
    vs vs.

    böyle bir sürü zaten kabul ettiğim neden.
    la ben bunu mu diyorum sevgili 36bin mil? benim ingilizce anladığım kadar türkçe anlamıyor musun 40bin mil?

    bak gönderdiğin linklerde güzel bi yer var orayı tercüme edeyim:

    havayolları yolcuları ikiye ayırır. biri iş adamlarından, acil işi çıkanlardan, cenazesi olanlardan vs oluşan "fiyat ne olursa olsun gider" tipi. diğeri ve daha fazla olan grup ise seyahat etmek isteyen ama buna zorunda olmayan, fiyata önem veren "fiyat uygunsa giderim" tipi.

    hava yolları mümkün olduğunca ilk gruptan yolcu ister ki karlılıkları artsın. ama tüm uçak biletlerini bu fiyatlardan yaparsa uçakta çok az insan olur. o yüzden de boş koltuk olmasındansa geri kalanını da ikinci gruba daha uygun fiyatla verirler. böylece uçaktan maksimum parayı kazanırlar.

    peki neden roma'dan uçanlar 2. grup oluyor da, türkiye'den uçanların tamamı "fiyat ne olursa olsun gider" tipi oluyor. thy sadece 14 ocak tarihinde değil tüm yıl boyunca italya biletinden min %150 daha pahalı satıyor istanbul yolcularına bileti. bunu soruyorum 36bin mil. neden?

    ikisi de tek yön
    ikisi de aynı tarih
    ikisi de aynı saat
    ikisi de aynı uçak
    aynı pilot
    aynı hostes
    aynı yemek
    aynı tüm yol boyu ağlayan bebek

    neden istanbuldan binen yolcu "fiyatı ne olursa olsun gider"?
    neden roma'dan binen yolcu "fiyat uygunsa gider"?

    hadi şimdi yıl sonuna kadar ne kadar uçarsan uç.

  • almanya'daki exchange sırasında:
    alman: - türkiye'de itfaiyeci var mı?
    türk: - hayır dev battaniyeler var onlardan örtüyoruz biz yanan binalara ormanlara..

  • "ı have spent my whole life scared. frightened of things that could happen; might happen; might not happen. 50 years ı've spent like that. finding myself awake at 3am. but you know what? ever since my diagnosis, ı sleep just fine. ı came to realize it's that fear is the worst of it, that's the real enemy." bu sözdür. ingilizce bilmeyenler için " bütün hayatımı korkarak geçirdim. olabilecek, olması muhtemel, olmayacak şeyler için korktum. gece üçte kendim uyanık bulurdum. ama biliyor musun? hastalığım teşhis edildiğinden beri rahat bir şekilde uyuyorum. korkunun her şeyden daha kötü olduğunu fark ettim, gerçek düşman korkudur. "