ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uncertainty avoidance
-
türkiye'de oldukça yüksektir. sebebi insanların geleceğe kuşku ve korku ile bakmasıdır.
iki gündür rte sesi duymuyor olmak
-
açtım youtube'dan eski miting videolarını izledim ellerimin titremesi geçti.
yaran behzat ç. diyalogları
-
8. bölüm. hayalet ve akbaba ana okulunun bahçesinde bir öğretmeni sorgulamaktadırlar. olaylar gelişir;
çocuk : senin adın ne ?
hayalet : benim adım? benim adım sabri.
çocuk : senin adın ne ?
akbaba : ismet. senin adın ne ?
çocuk : benim adım alaaddin.
akabinde;
akbaba : senin adın sami değil miydi lan ?
hayalet : sen yine iyi hatırlıyon ha. ben hiç hatırlamıyorum. ismet ne lan ?
akbaba : yürü lan yürü...
hep çaylak yazarlar tarafından favorilenmek
-
çaylakların yazarlardan çok okumasından kaynaklanır. onların dışında hemen herkes birilerine laf yetiştirme derdinde.
(bkz: uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum)
17 yıl önceki lise görüntüleri
-
gerçekten muhteşem görüntüler.
öncelikle ülkenin neresine giderseniz gidin, okul formatı hep aynı.
videoyu görünce hepimizin lan burası bizim okul mu diye kendine sorduğuna yemin ederim ama ispatlayamam.
-bir diğeriyse her sınıfta, her okulda bulunan şu sırayı darbuka olarak kullanıp inanılmaz ritim tutanlardan en az 1 tane olması.
-o gürültüde ders çalışmaya çalışan bir ineğin olması
- olayla alakasız takılanların olması
-eğlenceyi abartarak şımaranların olması
-sabote ederek kendini ön plana çıkarmaya çalışanın olması
-olayın akışına kendini bırakıp eğlenenler....
ve hepimizin yaşadığı buram buram ergenlik.
ayrıca sınıfa gelip de, öğrencileri uyaran, güler yüzlü hocalar yok artık.
ya medrese hocası gibi gelen, siyasi militan görünümlü hocalar var yada hayat mücadelesi veren, her ay sonunu hesaplayan bıkmış, bezgin hocalar yada sallabaşı al maaşı diyenler.
öğrenciler de eskisi gibi değil, bundan 20 yıl önce okuduğum lisenin önünden geçtim.
çocukların elinde telefon, hepsinin boynu önde telefona bakıyorlardı.
hepsi sessiz çıt çıkmıyordu.
şu görüntülerdeki çocuklar, okulda eğlenen son nesildi bence.
anneanne evindeki 30 kiloluk beton yorgan
-
bugun ince ve uzunsam, bu yorgana borcluyum.
ekşi itiraf
-
çipura ve levrek arasındaki tat farkını anlayamıyorum.
su ürünleri mühendisiyim.
bulgaristan başkanı ukraynalı mülteci açıklaması
-
sonunda birilerinin açık açık dile getirdiği gerçek.
ırkçılık falan değil, adam açıkça toplumuna sorun çıkarmayacak hatta faydası dokunacak göçmene her zaman kapılarının açık olduğunu belirtmiş ki dünyada 200 ülke varsa 199 u aynı fikirdedir.
gittiği yerde yamyam gibi davranan adamları kimse istemez, istemedi diye de ırkçı olmaz.
meb'in 10. sınıflara verdiği ingilizce kitabı
-
uzaylılarla dostluk kurmanın en güzel yolunun halay olduğunu gençliğe anlatan nadide kitap;
görsel
yalnız en alttaki promise ve visit'e takıldım, yüksek ihtimalle halaydan sonra şöyle bir diyalog yaşanmış da onu aktarmaya çalışıyorlar;
-yeğenim bunu saymıyoruz, söz ver bir daha ziyaret edeceksiniz bizi ve köyümüzü.
-ne demek hüseyin abi, ne demek.. yeminle her yaz tatili burdayız artık.. diley diley yamaney dililili (zılgıt)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
eurovision'da puan vermeyen ülkelerin turistleri bana sormayacak mı sultanahmet nerede? diye, karaköy'e yollamazsam adam değilim!