hesabın var mı? giriş yap

  • üç tarafı denizlerle çevrili ülkenin yüzme bilmeyen vatandaşlarının umurunda olmayan skordur. *

    daha öncede rusya'ya 29-0, hollanda'ya 25-0 mağlup olarak müthiş bir performans göstermişiz.

    haber linki

    edit: "ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen yüzme bile bilmiyoruz ve su sporlarındaki başarısızlıklar da kimsenin umurunda değil" minvalindeki entrymde, herkes su topu takımının aldığı sonuca giydirdiğime ilişkin iddiada bulunmuş. su topunun denizde oynanmadığını falan söylemiş. spor yapmayan bir hımbıl olduğumu iddia eden bile var. neredeyse su topu takımının başarısızlığından sorumlu tutulmak üzereyim a dostlar.

    manyak mısınız lan? nerenizle okuyorsunuz entryleri.

    editin editi: su topunu bitişik yazarak ülkemizde bu sporun piri olduğunu kanıtlayan bir sürü spor duayeni varken, hala başarısız olmamız bakın şimdi beni de şaşırttı.

    editin editinin editi: hay üç tarafınızdaki denizlerde boğulun inşallah.

  • yüz yıl boyunca “çöl sıcakları” diye bildiğimiz şey iki yıldır “eyyam-ı bahur” oldu.

    bedevi artıkları sizi

  • çocuğa zaten istemediği şey yaptırılmış.haber yapıp milyonlarca kişiye bunu yaymak sosyal zorbalıktır. bilin istedim.

  • birbirinden fiziksel olarak etkilenen fakat çeşitli sebeplerden ilişkiye hazır olmadığını düşünen ve eylemlerini arkadaşlık tadında yaşayan iki kişinin ilişkisi.
    belki de taraflardan birinin aslında bir ilişki istediği halde, diğerinin istememesi durumunda; ondan uzaklaşmamak uğruna katlandığı durumdur.
    ilk durumda arkadaşlık problemsiz bir şekilde uzun süre devam edebilir, araya zaman ve mesafe girdiğinde sorun yaratmaz. ikinci durum geçerli olduğunda ise ilişki isteyen tarafın olayı kendi içinde duygusal boyuta taşıması sebebiyle, sürdürülmesi belli bir zaman sonra zorlaşabilir.
    bu tür ilişkide partnerlerin birbirlerine karşı açık sözlü olmaları önemlidir.
    gerçek bir ilişki için uygun partneri henüz bulamamış insanlar için iyi fakat geçici bir çözüm.

  • bir kediyle yaşamak, evde küçük bir çocuk varmışcasına önlem alarak yaşamaktır.

    - içi kızgın yağ dolu tavanın sapını ocağın iç tarafına doğru çevirmek (pati atarak tavayı üstüne devirmesin)

    - yanan mumu yanına yaklaştırmamak (bıyığı kuyruğu yanmasın)

    - çamaşır ve kurutma makinesini doldurmadan evvel içini kontrol etmek (içine girip yatıyor)

    - bıçağı tezgahın kenarında bırakmamak (sapına pati atıyor, kafasına saplanabilir)

    - kapıları, pencereleri hızlıca kapatmamak, rüzgarın çarpmaması için önlerine ağırlık koymak (sıkışabilir, bir keresinde az daha kafası kopuyordu)

    - ortalıkta permatik bırakmamak (oyuncak zannediyor, elini ayağını kesiyor)

    - ortada deterjanlı su bırakmamak (içiyor, manyak mıdır nedir)

    - klozete blok takınca kapağını hep kapalı tutmak (mavi suyu da içiyor)

    - zeytinyağı, sıvı yağ tenekesinin tıpasını sıkıca kapatmak ( devirip yağla oynuyor)

    - balkon kapasını kapatırken her zaman içeride olduğundan emin olmak (bir gece balkonda kalmış, sabah çok dinlenmiş bir şekilde uyandığımda anlamıştım bunun ortalarda olmadığını, yazık kulakları filan hep buz kesmiş)

    - eğer ortalarda görünmüyorsa ve dışarı çıkmak gerekiyorsa gardrop kapağını açık bırakıp evden öyle çıkmak (bir gün eve geldim, dolaptan miyav sesleri geliyordu, tüm gün dolapta kapalı kalmış)

    - pencere açıkken dikkatli olmak (i believe i can fly)

    ve daha bir sürü şey, anksiyete bozukluğu yaşıyorum bunun sayesinde.

  • az evvel alman gomez barajin kurulacagi mesafeyi kendi ölctu.

    bunu gururuna yediremeyen hakem sari kart verdi. ulan sen kimsin de almanin ölçtüğüne inanmiyorsun??

  • sonuna kadar katıldığım gerçekliktir.

    çocukluk arkadaşımın istanbul'un işlek semtlerinden birinde elektronik tamir dükkanı var. küçük yaşlardan beri sürekli giderim. gide gele az çok bir şeyler gözlemledim ve öğrendim.

    birkaç örnek verirsem;
    1- geçtiğimiz günlerde dükkana güzel bir led televizyon geldi. hoparlörleri bozukmuş. bizim arkadaş hoparlörleri yaptı. sonra led ışıkları sökmeye başladı. neden yaptığını sorduğumda "orjinalleri alıyorum yerine çakma takacağım bunları da 2 katına satarım" dedi. o anda soğudum kendisinden.

    2- yine dükkana bir araba geldi. teybin ses açma tuşu bozukmuş. bu arkadaş aldı teybi dükkanın içine, çocuğa da 2 saat sonra gel dedi. neyse düğmeyi söktü kontak sprey sıktı taktı yerine oldu. 2 dk sürdü sürmedi. neden 2 saat sonra gel dediğini sorduğumda "hemen yaparsam fazla para alamam uğraştı gözüküp parça harcadım deyip fazla para alacağım" dedi.

    o günden sonra hiçbir tamirciye güven olmayacağını anladım. gerçekten tanıdığınız kişilere gidin tamir için.

  • (intro : $imdi aktaracağım diyalog yüzde bin gerçektir.)

    - iyi günler,esentepeye rica edicektim.
    - tabi.
    ...
    - bilader hayrola ayağını nasıl kırdın ?
    - ya sorma usta talihsizlik diyeyim,antrenmanda oldu.
    - ne antremanı koç ? topçu musun ?
    - yok abi kung-fu antrenmanında oldu.
    - sende tam thai-boxçu tipi var,böyle uzun ince olurlar hep.
    - ya ?
    - bak ben de yıllar önce thai-boxçuydum,tayvana gittim ben kaçak i$çi olarak. orda sen türksün dediler,üzerime geldiler.aynı anda yirmi tane adamı dövdüm.ingiliz dövdüm orda.sonra patron i$ten çıkardı yurda döndüm.
    - diyosun ?