hesabın var mı? giriş yap

  • yazık sizlere. gerçekten sizler adına utanıyorum. meslek örgütünüze sahip çıkacağınız yerde yazdıklarınız utanç verici. mimarlar odası sayesinde onlarca hukuksuz yıkım ve yapımın önüne geçildi. bu yıl ankara'da asbest olayının duyulması sadece odanın çabasıyla oldu. artık onun da eli kolu bağlı. başınıza bir iş geldiğinde -olur ya- hakkınızı bireysel olarak ararsınız artık.

    bir de buradan okuyun: http://www.birgun.net/…kez-daha-hedefte-162403.html

  • ulan hep tıraş. kültür önemliymiş de, iyi adam kalmamış da, ailesinin onaylaması lazımmış da, salla babam salla. çok düzgün arkadaşlarım var okumuş, kültürlü, iyi niyetli ama aileleri varlıklı değil. gariplerim hepsi yolda yürürken kaldırım parkelerini sayıyorlar.

    ülke çok ciddi bir ekonomik krizde ve erkeklerin yalnızca %5-10'u ekonomik olarak iyi durumda. onları match ettiğimizde kadınların %90-95 civarı da otomatik olarak eşleşemiyor işte.

    ne kadar meraklısınız la yalan söylemeye...

  • sivilce ve siyah nokta sıkmanın kökenine inmek için temel duyularımızdan biri olan iğrenme dürtüsüne bakmamız gerekir. iğrenme, insanları bulaşıcı hastalıklar ve zehirlerden korumak için gelişmiş bir dürtüdür.

    iğrenme, insanları bulaşıcı hastalıklardan ve zehirlerden korumak için gelişmiştir. örneğin, bizi hasta ettiği bilinen mikropları içerdiği için çürük et ve dışkı gibi şeyleri yemekten kaçınırız. purdue üniversitesi felsefe profesörü daniel kelly, iğrenme dürtüsü geliştirmiş olmamızın atalarımızın hayatta kalması için büyük öneme sahip olduğunu belirtmektedir.

    bununla birlikte kan, tükürük ya da iltihap gibi bazı vücut sıvıları sadece vücudumuzdan çıktıklarında tiksindiricidir. kelly, iğrenme dürtüsünün bu durumda adeta bir çek valf gibi davrandığını, vücudumuzdan çıkan bu sıvıların, potansiyel olarak bakteri ya da patojenler ile kontamine olma ihtimali nedeni ile bu dürtünün harekete geçtiğini ve bu sıvıyı tekrar vücudumuza almamamız için bir koruma görevi gördüğünü belirtiyor. bu dürtü aynı zamanda, terleme, öksürük ve burun akıntısı gibi hastalık belirtilerini fark edip, hastalıktan uzak durmaya çalışmamızın nedenidir.

    ancak, akan bir burnun aksine, sivilce sıktığımızda çıkan irin her zaman iğrenme dürtüsünü tetiklemez. hatta sıkılan sivilcenin patlamasını garip bir şekilde tatmin edici bulan insanların sayısı oldukça fazladır.

    sivilceden irin çıktığını gördüğümüzde hepimiz aynı şekilde tepki vermeyiz. sivilce sıkmaktan hoşlanan kişiler dahi temel ve ilkel düzeyde, biraz da olsa tiksinti duyarlar. ancak her şey, aldığınız zevkin, içgüdüsel tiksintiye göre ağır basıp basmadığı ile ilgilidir.

    kişilerin sivilce sıkmaktan hoşlanma ve tiksinme seviyeleri farklılık göstermektedir. kimi insanlar online video sitelerinde sivilce sıkma videolarını izlemekten keyif alırken, kendi sivilcelerini sıkmayı iğrendirici olarak görürler. bir başkasının başına gelenleri, bir ekran aracılığı ile izlemek maruziyetin seviyesini kontrol altında tutar. izleyici, potansiyel patojenler ile doğrudan temas etmek gibi bir tehlike içerisinde olmadığının farkındadır. korku filmi hayranları korku filmi izlediklerinde de bu fenomen görülür. bir film, ne kadar korkutucu ya da iğrenç olursa olsun, bir zombinin ortaya çıkıp beynimizi yemeye çalışmayacağının farkındayızdır.

    video

    kendi sivilcesini ya da başkasının sivilcesini sıkan kişiler için bile bir kontrol mekanizması mevcuttur. sivilce ile karşılaşmak, enfeksiyon kapmış bir yara görmek ile aynı şey değildir. zihnimiz, enfekte olmuş bir yaraya anında mide bulantısı hissi ile tepki verirken, sivilce ile eski tecrübelerimiz ışığında, hastalanmayacağımızı ve tehlikede olmadığımızı anlamamıza yardımcı olur.

    beynimizdeki farklılıklar, bazı insanların sivilce sıkmayı diğer insanlara göre neden daha çok sevdiğini açıklamaya yardımcı olur. behavioral brain research dergisinde yayımlanan 2021 tarihli makaleye göre, her insanın sivilce patlamasına nasıl tepki vereceği beynine bağlıdır. avusturya'daki graz üniversitesi'nden bilim adamları, sivilce patlamayı seven 38 kişi ve bundan keyif almayan 42 kişiye, sivilce patlaması, su fıskiyeleri ve buharla temizlemeyi gösteren 96 video klip izlettiler. çalışmada fıskiye videoları kontrol olarak kullanıldı çünkü araştırmacılara göre fıskiyeden gelen su, sivilceden çıkan irini taklit etmektedir.

    araştırmacılar, katılımcıların sivilce patlatma zevklerini, iğrenme duyarlılıklarını, ödül ve ceza duyarlılıklarını belirlemek için deneyden önce bir anket doldurmalarını istediler. ardından katılımcılar, beyin aktiviteleri fmri makinesinde ölçülürken klipleri izlediler.

    ekip, sivilce sıkma videolarını beğenen kişilerin, ödüllendirilmeye karşı daha duyarlı olduklarını ve hoşlanmayanlara göre iğrenme dürtüsünü düzenleme becerilerini daha iyi kontrol ettiklerini belirttiklerini gördü.

    başka bir deyişle, sivilce patlatma videolarını izlemeyi sevenler, irin fışkırmasının verdiği tatmin ile ödüllendirildiklerinde daha fazla uyarılma hissediyor ve videoları izlerken, hissettikleri tiksinti miktarını daha iyi ayarlayabiliyorlardı. katılımcıların kendi kendilerine yaptığı bu değerlendirme, araştırmacıların fmri taramaları ile de doğrulandı.

    fmri taramaları ayrıca sivilce sıkmaktan hoşlanmaktan ya da nefret etmekten en çok sorumlu olan beyin kısımlarını da ortaya çıkardı; nucleus accumbens ve insular korteks. nucleus accumbens beynin zevk sisteminin bir parçasıdır ve insanların sevmedikleri şeylere verdiği tepkiyi kontrol ettiği görülmüştür. sivilce patlatmaktan hoşlanmayan insanlar videoları izlediklerinde nucleus accumbens’te çok az aktivite görüldü ya da hiç aktivite gözlemlenmedi. sivilce patlatmaktan hoşlanan insanlarda ise daha fazla aktivite gözlemlendi. insular korteks, iğrendiğimizde aktive olan bir beyin parçasıdır. araştırmacılar, çalışma sırasında nucleus accumbens ve insular korteks arasındaki bağlantının da farklılık gösterdiğini gördüler. sivilce patlatmaktan hoşlananlarda bu iki bölge arasında daha fazla bağlantı olduğu gördüler ve bu bağlantının iğrenme dürtüsünü daha iyi düzenleme ile bağlı olabileceğini varsaydılar.

    sivilce sıkmaktan iğreniyorsanız, bundan hoşlanan sevgiliniz için endişelenmenize gerek yoktur. daha yüksek bir iğrenme toleransına sahip olmanız, sizi hasta edecek zararlı şeyleri kapma olasılığınızın onlardan daha düşük olduğu anlamına gelmez. ayrıca, sivilce sıkmaktan en çok hoşlanan kişilerde bile doğuştan gelen bir iğrenme dürtüsü vardır. sivilcelerinizi sıkmak için can atan sevgilinizin, sizi bu iğrenme dürtüsünü bastıracak kadar çok sevdiğini düşünmek de size iyi gelecektir.

    kaynak: popular science

  • allah belasını versin. bu öğretmenin de onu öğretmen yapanın da, onu hala orada tutanın da.

    küçük kızın yaşadığı travmayı düşünebiliyor musunuz? sonra bu çocuklardan gelecekte özgüvenli, mutlu ve huzurlu olmalarını bekliyoruz.

  • ortalıkta bırakılan telefon anne tarafından karıştırılmış ve bi arkadaşla yapılan muhabbetteki bolca amklar dikkat çekmiştir. anne dayanamayıp amk ne demek diye sorunca aklıma gelen ilk cevap. acayip merak ettim.

    ertesi gün annenin mesaji beni iptal eder.

    -nerdesin amk?

  • net öfkesini test ederim.

    bir adam sinirliyken bile terbiyeliyse ailesi iyi eğitmiş demektir.

    alınır.
    geri kalan kriterler nasıl olsa halledilir.
    her iki taraf için de geçerli bu.

    edit: alındı.

  • ülkede asgari ücretli, memur ve emekli sayısı ortalama %80 iken bunların fakir fukara olduğunu olduğunu beyan eden bir açıklama olmuş.
    asgari ücretli ve memurlar kazançlarını çalışarak elde ederken emekliler de yıllarca maaşlarından kesilen kesintilerle devletten emekli aylıkları alıyor. tüm bunları göz ardı eden sayın bakan bu insanlara sanki ceplerinden (bkz: sadaka) veriyormuş gibi konuşuyor.

    peki biz bunları hak ediyor muyuz, evet sonuna kadar hak ediyoruz. çünkü her halk layık olduğu şekilde yönetilir.

  • babam sorumsuz bir adam olduğundan, hayatı boyunca hiçbir işte dikiş tutturamadı. biraz da şanssız adamdı, neye elini atsa kuruttu durdu. bu yüzden asla maddi olarak düzlüğe çıkamadık. çok şükür hiçbir şeyimiz eksik olmadı ama yarınımızdan da hep endişe ettik.
    şanssız adamdı dedim ya, üniversiteyi kazandığım sene iyice dibe vurdu.

    üniversite eğitimimi dedem (babamın babası) sayesinde bitirdim desem, sanırım babama haksızlık etmiş olmam. üstelik bunu o da kabul eder. aklına geldikçe ''sen yat kalk dedene dua et'' diye hatırlatır durur.

    mavi önlük, beyaz yaka ile okula adım attığım ilk günden, lise son sınıfa kadar her sabah ayakkabımın içine harçlık bırakan dedem; üniversite hayatım boyunca da her ay emekli maaşını benim hesabıma aktardı. bu fedakarlığa rağmen 2 sene okulu uzattım, of! bile demedi. mekanı cennet olsun.

    diğer dedemle pek içli dışlı olamadım mesafeler yüzünden. ben tatillerde köye gitmeyi sevmezdim, o da gariban adam; ancak 2-3 yılda bir gelirdi. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgesinden ayrılmam.

    teyzem anlattı, duyunca mahvoldum. ölmeden 2 hafta önce ''yazık'' demiş.
    - yazık bize, hiçbirşey yapamadık çocuğa. uzak ilde bir başına yavrucak. ne bir kez yanına gidebildim, ne üç kuruş parayı denkleyip yollayabildim, kızmıştır bana.

    bir öğle vakti köy kahvesinde kalbine yenik düştüğü gün, gömleğinin cebinden adımın soyadımın yazdığı küçük bir kağıt çıkmış.
    adım, soyadım ve hesap numaram.
    duyunca mahvoldum..

    nurlar içinde yat güzel dedem.

    ve yeteri kadar öpemediğim için o pamuk ellerini, kızma bana. çocukluk işte, şimdi imkanım olsa gölgenden ayrılmam.