hesabın var mı? giriş yap

  • anayasal hak olmasına rağmen başaramayacağımız şey. düşün işte hakkın olmasına rağmen kapıda önünü kesip içeri almayacaklar. "burası işletmenin kardeş" diyecekler. istediğin kadar durumu anlat "burası işletmenin"den öteye gitmeyecek konu.

    jandarma ya da polisi aradığında normalde işin çözülmesi gerekecek ama öyle de olmayacak. çünkü polis işini yapmayacak. "10 lira için ne ayak yapıyorsun kardeşim" diye bir de seni suçlu çıkartacak. değil 10 isterse 1 lira olsun, bu senin hakkın ama kafalar çok başka.

    özetle; her alanda olduğu gibi burada da güçlü hakkı olmayan şeyleri senden benden alacak, seni koruması gerekenler de s*kine takmayacak. o iş yaş.

  • ortadaki çocuğun, eğer ömrü yetmişse, büyük bir savaşı, imparatorluğun yıkılışını, cumhuriyeti gördüğü ve doğduğu dünyadan bambaşka bir dünya içinde öldüğü... *

  • maç bitiminde san marinolu bir futbolcu sevinçten takım arkadaşının üzerine atlar boynuna sarılır bacaklarını arkadaşının beline dolar. o zamanlar çocuk olan ben ne eleminasyon biliyorum nede gurup sistemini. içimden; "vay be adamlar amma sevindi heralde bu beraberlik san marinon'nun işini oldukça gördü" diye düşündüm. yıllar sonra traji komik gerçeği öğrendim meğersi adamlar tarihlerindeki ilk puana seviniyorlarmış.

    bu maça dair aklımda kalan bir pozisyon , yapılan ortaya kaleciyle 1e1 kalan ya ogün yada saffet baya yakın aynı zamanda çapraz mesafeden alın kısmı ile kafa vurur ama top koskoca çerçeve dururken kalecinin tam kucağına gider.

    okuma yazmayı yeni öğrenen ben san marino televizyonunun "türkiye" kelimesindeki noktalı harfleri noktasız yazdığını farkedince (turkıye), büyük bir hata keşvetmiş gibi "aaa bakın yanlış yazmışlar" demiştim.

  • bir sene evvel kaybettiği babasının pijamasına sarılmadan yatamayan 10 yasında bir kız cocuğu...

    bir anne ve iki kızı ile kalıyorum bir süredir.
    kızlardan birisi 10 yasında, digeri 6 yasında.
    kadın eşini gecen sene kanserden kaybetmiş.
    koskoca istanbul'da iki cocukla bir basına kalmış.
    ailesi "memlekete don" demiş. donmemiş.
    "esimin hatırasını bırakamam, ben burada buyuturum cocuklarımı" demiş ve kalmış istanbul'da.
    ne is olsa yapıyor.
    hafta sonları temizliğe gidiyor.
    hafta ici bir işyerinin yemeklerini yapıyor.
    iki haftada bir cocuklarının okulunun camlarını siliyor.
    "asla gocunmam, her isi yaparım, istanbul'da is çok, yeter ki gocunma" diyor bana...
    zaman zaman sikayetlendigim isim geliyor aklıma...

    39 yasında. nasıl güzel, nasıl zayıf ve narin...
    ama sacları bembeyaz.
    bir senede bu hale gelmiş, eşini kaybettikten sonra.
    ama her seye ragmn öyle sıkı tutunmuş ki hayata, öyle sarılmış ki yavrularına, inanın su an itibarıyla canınızı sıktığınız ufacık seylerden utanırsınız.

    iste bu kadının 10 yaşındaki yavrusu da, her seyin farkında koskocaman bir insanmiscasina, yatağına sokulur sokulmaz babasının pijamasına sariliveriyor...

    10 yasında, kendi minicik ama kalbi ve aklı koskocaman bir kiz cocuğu.

    "öğretmen olmak istiyorum abla" dedi bana bu aksam.
    sadece kocaman sımsıkı sarilabildim ona.

    10 yasında... ve bana hayat dersi verdiler bugün, "hükumet gibi kadın" denilesi annecigiyle.

  • bahsedeceğim düğme ceket düğmesi...pantalon düğmesi de olabilir tabii.bir insanın hayatında yeri nedir ki…iliklenmemiş bir düğme belki mahcubiyete sebep olabilir…kopmuş düğme de…hayır kopmuş düğme çok önemli sonuçlar doğurur kimi insan hayatında.

    bundan 32 yıl evvel doğu karadeniz bölgesinde bir ilçede ,16 yaşlarında bir çocuk tabanca ile –tanık anlatımlarına göre kaza ile- babasını öldürmüştü…evde, babasına ait tabancayı babasının “temizle şu tabancayı” demesi üzerine verdiğinde ,temizlerken ateş alması sonucu olayın meydana geldiği “hukuki gerçek” olarak kabul edilmişti.bu nedenle tutuklanmamıştı.ama meşhur ceraim defterine kaydedilmişti.ben de ilçenin savcısıydım.aradan 6 ay kadar bir süre geçmişti.

    bir gün,ilçenin tek taksi şoförü ,(1964 chevrolet impala) markalı aracı ile ilçeye 8 – 10 km.mesafede yolda ölü olarak bulunmuştu.araç içinde tabanca ile yakın mesafeden yapılan bir atış ile vurulmuş,araç sağ tarafa çarparak durmuş,soför yaralı olarak araçta çıkmış ve yolun karşı tarafında ölmüştü.araç içinde boğuşma izi yoktu.muhtemelen yanında veya arka koltukta oturan biri tarafından ateş edilmişti.ayrıca araçtan ve üzerinden bir şey alınmamıştı.kanında alkol bulunmadı.soförün hasmı ,düşmanı yoktu.30-35 yaşlarında kendi halinde birisiydi.araba içinde 7,65 tabancaya ait kaçak mermi kovanı ile kopuk bir “ceket düğmesi” bulunmuştu.düğmenin eskiden koptuğu ve soförün ceketine ait olduğu belli idi.diğer düğme ceket üzerinde ve bulduğumuz düğmenin aynısı idi.
    olay jandarma bölgesinde cereyan ettiğinden ,polis ve jandarmanın defterlerinden eski suç işleyenler tespit edildi.sorgulandı olay günü ve saatlerinde nerede olduklarını ispat ettiler ve serbest bırakıldılar.
    bu arada, babasını vuran çocuk da şüpheli diye jandarma karakoluna alınmış,giydiği beyaz keten ayakkabılarında kan lekesi olduğundan kuşkulanılmış ve bana haber verilmişti.çocuk kan lekesini kendine göre izah ediyor,ancak olay gün ve saatinde nerede olduğunda çelişik şeyler söylüyordu.birden ceketine dikkat ettim.bir düğmesi kopuk diğeri yerinde idi.ceket üzerindeki düğme tıpkı soförün ceket düğmesi…düğme, yanımda bir kibrit kutusu içinde idi.farkettirmeden çıkarıp baktım; çocuğun ceketindeki ile ayni…çok tuhaf bir durum.
    aniden, bendeki düğmeyi kutudan çıkarıp çocuğun ceketindeki eksik düğme yerine yaklaştırdım.çocuğun benzi attı.birşeyler anladım ve “bu düğme arabada bulundu,seninki ile de aynı,ne diyeceksin buna “ diye sorduğumda kaçamıyacağını anladı ve “ben yaptım “ dedi.meğer bu, yayan bir şekilde yürürken taksi şoförü yanına almış ilçeye getiriyormuş yolda konuşarak gelirken soför “babanı vurdun ,anan kocasız kaldı ne olacak şimdi,ona bir koca bulmak lazım” deyince genç bu söze sinirlenmiş ve yerli tabancası (el yapımı tabanca) ile yanındaki şoföre ateş etmiş.soför dengesini kaybedip yolun sağına çarpıp durmuş.genç de korkudan arabadan atlayıp kaçmış.kaçarken soför yaşıyormuş…galiba imdat istemek için arabadan inmiş. ama etrafta insan olmadığından ve vasıta da sık geçmediğinden kan kaybı ve diğer nedenlerle ölmüş…
    genç, tabancanın bulunduğu yeri söyledi.çarşı içinde bir bakkalın kuru fasülye çuvalının içine saklamış. balistik incelemede mermi kovanının bu tabancaya ait olduğu tespit edildi.

    şimdi gelelim düğmeye.bu düğme gencin ceketinden kopmuş değildi.soföre aitti.ancak,bir anda kendi ceket düğmesinin kopuk olduğunu ve aynı düğme olduğunu görünce olay anında ceketinden kopup araca düştüğünü sanarak paniğe kapılıp ,itirafta bulundu.

    ilçede bir terzi vardı.tek çeşit kumaş ve düğme bulunduruyordu.aşağı yukarı bütün elbiseler (farklı olan vardı tabii) aynı kumaştandı ve düğmeleri de aynıydı…

  • "görevden af talebi kabul edilmiştir." ifadesi şu demek, istifa olsa tek taraflı ve irade, istifa edene ait; halbuki içinde bulunduğumuz rejimde hiçbir yöneticinin kendisine ait bir iradesi olamaz; onlar göreve getirilir ve görevden alınmayı ancak talep edebilir; bu taleplerinin kabulü de onları oraya atayan iradeye tabidir.

  • bazı kaynaklarda adı erosthenes olarak geçen yunan bilim adamı. iskenderiye kütüphanesinde memur olarak çalışırken dünyanın çevresini ölçmeye karar verdiğinde, ülkesi mısır'da kullanılan ölçü birimi stad idi.

    ilk önce syrene kentinde yazın ilk gününde güneş ışıklarının kuyunun dibine kadar ulaştığını saptadı. bu kent iskenderiye ile aynı boylamda ve 5000 stadia (yaklaşık 800 km) mesafede idi. daha sonra aynı günde iskenderiyeye güneş ışınlarının yaklaşık 7 derece açı ile düştüklerini hesapladı. son olarak basit bir orantı kurarak dünyanın çevresini 280.000 stadia olarak, günümüzde ölçülen değerden yalnızca %4 fazlasıyla ölçmeyi başardı. buradan devam ederek bu kez de dünyanın yarıçapını sadece 60 millik bir hata ile hesapladı.

    erosthenes'in bu çalışmasının o günkü ulaşım imkanlarıyla en az bir yıl sürdüğünü tahmin etmek güç değildir. ölçümleri yılın aynı günü yapmak zorunluluğu ve de 800 km mesafenin bugünkü şartlarla bile çok uzun bir mesafe olduğu düşünülürse ne kadar büyük zorluk çektiği ve de ne kadar sabırla çalıştığı anlaşılabilir.

    bu bilim adamı, dünya ile güneş arasındaki mesafeyi de o günün olanaklarıyla 92 milyon mil olarak ölçmüştür ki, bu değer 93 milyon mildir. (yaklaşık 150 milyon km)

    insanlığa hizmeti bu kadarla da kalmamış, o günkü dünya haritasının en doğru projeksiyonunu (açılımını) yapmış, denizcilere ve tüccarlara büyük kolaylıklar sağlamıştır.

    erosthenes 81 yaşında hayata veda etmiştir.

    http://www.msxlabs.org/…-eratosthenes-hakkinda.html

  • bu yıl 1,317 milyon yolcunun garanti edildiği zafer havalimanı’na dört ayda 61 yolcu uğradı. yıl sonunda uçmayan yolcular için ödenecek garantiler ile şirketin 50 milyon avro'luk yatırımının tamamı ödenecek.

    zaytung haberi gibi değil mi? ama değil. dün birileri helallik istemişti. haram olsun!

    kaynak

    ek kaynak editi: t24

  • adamlar en azından samimi ve bunu yasayla yazılı hale getirmişler.

    bizde de aynı cezalar ve suçlar, muameleler var, ama ne yazılı ne de aleni.

    odtü'de direnen gençler için bunlar ateist, bunlar terörist diyen ben miyim?