hesabın var mı? giriş yap

  • bolkar yapıyor anladığım kadarı ile. allahtan iyi kayıyormuş da düşmemiş. düşseydi şimdi başlık ''ayı parçalamadan önce snowboard yapan kız'' olarak açılırdı...

  • 120 derece değil o bir kere. 104,5 derece . oksijenin bağ yapmayan elektronlarının itimiyle açı biraz daralmıştır. bu bir.

    ikincisi elementler bileşik oluştururken , kimyasal özelliklerini yitirirler. misal , tuzu oluşturan sodyum ve klor elementlerini ele alalım. sodyum suyla şiddetli tepkimeye giren bir metal. klor ise zehirli bir gaz. ancak uygun koşullarda kimyasal tepkimeye girdiklerinde sodyum klorürü yani yemek tuzunu oluştururlar. yemek tuzu, iyonları bakımından insan vücudunda hayati öneme sahiptir.

    son olarak "500 ml sıvı haldeki hidrojen ve oksijen" ifadesini de hiç yakıştıramadım. aynı şartlar altında
    2 birim hacim su eldesi için 2 birim hacim hidrojen gazı ile , 1 birim hacim oksijen gazı tepkimeye girmelidir. öyle "3'e 5 katam, 8 yapam" yok yavrucuğum.

    yarın velini çağır, dersine de iyice asıl. yoksa kimyadan geçemezsin, e mi evladım!

  • tipik bir akpli çomarın sözüdür.

    bunlarda ahlak, şeref, haysiyet diye bir şey yok. bunlar aşağılık yaratıklar.

  • yeni gelen köylü kız zehranın süt kızıymış, ulan bu ferihayla mehmet ikiz değil miydi? bi de bu süt kızı mı emzirmiş zehra, oha lan inek mi bu, nasıl bitmeyen bir süttür bu?

  • sözlükten düşürülen kızın cinsiyetinin kadın çıkmasının gerçekten muazzam olduğu eylem. daha muazzamı da buddy başlığına 16 ilan vermiş bir beyefendinin hala kılsızını araması.

  • üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
    bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
    *idam sehpasına ilk papaz çıkarılır. başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
    – son sözün nedir?
    der ki:
    – ben tanrıya inanıyorum, o beni kurtaracaktır.
    giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
    – onu serbest bırakın; tanrı onu korumuştur.
    böylece papaz idam edilmekten kurtulur. sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
    – demek istediğin en son söz nedir?
    der ki:
    – ben papaz gibi tanrıya inanmıyorum. ama adalete güveniyorum.
    giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur.
    bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
    – adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
    böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur.
    sıra fizikçiye gelir. ona da;
    – son sözünü söyle derler
    der ki:
    – ben ne tanrıya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim... bildiğim tek şey şudur: giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
    görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.

    toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
    gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.

    debe editi: yaran fıkra olmaktan ziyade düşündüren bir fıkra... debe için teşekkürler.

    edit: bu fıkra mükerrerdir...

  • sovyetlerin 1960lı yıllarda gerçekleştirdiği fantastik eylem.

    özbekistan'ın buhara kentine 80 km uzaklıktaki urta bulak bölgesinde bulunan doğal gaz kuyusundaki yangın kontrolden çıkınca sovyetler öncesinde yangın bölgesini topçu ateşine tutmak gibi farklı çözümler görsel denemiş olsalar da başarıya ulaşamamışlar. en nihayetinde çareyi bu çılgın fikirde bulmuşlar. doğal gaz kuyusuna paralel bir kuyu kazıp oraya bir nükleer bomba yerleştirerek oradaki toprak katmanını çökertmeyi ve yüzeye çıkan basınçlı gazı durdurmayı hedeflemişler ve bunu da başarılı şekilde gerçekleştirmişler. görsel

    olayı açıklamalı şekilde anlatan ve patlama anını da gösteren video da mevcut.

    daha sonradan bu doğalgaz yangının bir benzeri de türkmenistan'da oldu ama nedense onu nükleer silah ile söndürmek yerine bırakın yansın demişler. (bkz: cehennem kapısı) https://eksiseyler.com/…gaz-krateri-cehennem-kapisi

    sovyetler abd ile silah yarışına girip 10binlerce nükleer silah üretince bunları bari madencilik vs. gibi işe yarar bir şeylerde kullanalım diye düşünmüş, hatta yakutistan'da bulunan bir elmas madeninde deneme de gerçekleştirmiş ancak içme sularına kabul edilebilir miktarın 20 katı plutonyum karıştığını görünce bu denemelerinden vazgeçmişler.