hesabın var mı? giriş yap

  • allah'tan başka kimseden korkmayan turabi ve hilmicem acun'dan korktukları kadar allah'tan korksalar biraz adam olurlardı. gitsinler allah aşkına...

  • bazen en olmadık yerde akla gelirler. hiç alakasız, aniden, böyle bir anda bundan beş yıl, on yıl, on beş yıl öncesinden annenizle babanız aranızda geçen bir konuşma aklınıza gelir ve ancak yıllar sonra anlam verirsiniz o konuşmadaki imalara. "çok yorgunum erken yatalım", "ben de yorgunum, yatıyorum, hadi oğlum yerine git sen de". tüylerim diken diken oldu yazarken bile... ne de safmışım. saat 20:00 p.m'de neyin yorgunluğu, neyin uyuması bu acaba günahkar bedenler???

    ya da ofiste (ofis: türkiye'de sözlük yazarlarınının yaşadığı yerlere verilen ad) aniden akla gelen liseden bir kız arkadaşın söylediği şey: "hafta sonu annemler yok. özge ve beril erkek arkadaşlarıyla bize gelecek, sen de gel, patates kızartırım". bakın burdaki genel imayı o zaman anlamamış ve ezgi'nin davetine sınıftaki en yakın arkadaşlarımdan yaşar'la gitmiştim. ama yıllar sonra ofiste anlayınca hayata isyan edesim geldi. ama yine de patates kısmı kafa karıştırıcı geliyor hala. onu niye söyledi lan acaba?

  • neden 8 mart dunya kadınlar gunu?....

    kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi ilk kez, 26-27 ağustos 1910’da kopenhag’da düzenlenen uluslararası sosyalist kadınlar konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. bir çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı. isveç’te ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya başladı.

    ancak ilk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde ama her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. tarihin 8 mart olarak saptanışı 1921’de moskova’da gerçekleştirilen 3. uluslararası kadınlar konferansı tarafından olmuştur.

    iki dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan kadınlar günü, 1960’lı yılların sonunda amerika birleşik devletleri’nde de kutlanılmaya başlamasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. birleşmiş milletler genel kurulu, 1977 yılında 8 mart’ın dünya kadınlar günü olarak kutlanmasını kabul etti.

    ilginç bilgiler

    birleşmiş milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;

    1. dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
    2. buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
    3. dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
    4. başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.

    türkiye’den rakamlar ( milliyet, 8 mart 2001)

    1. şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
    2. kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
    3. aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.

    dünden bugüne "kadinlar günü"

    dünya kadınlar günü ilk kez 1800'lü yıllarda bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi kadınlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 8 mart'ta eşitlik isteklerini daha yüksek sesle dile getiriyorlar.

    8 mart'ın dünya kadınlar günü olarak kutlanması, uluslararası düzeyde kabul gören bir hal alması 1970'lere rastlasa da, bu tarihe kaynaklık eden olay ve dünya kadınlarının ortak bir gün kutlama isteğinin gündeme gelişi 1800'lerin ortasını bulur. abd'nin new york kentindeki cotton tekstil fabrikasında çalışan işçi kadınlar, 1800'lü yılların ortalarından beri daha iyi çalışma koşulları, emeklerinin karşılığında hak ettikleri ücret ve daha iyi yaşam için mücadele vermektedir. ama bunca yıllık mücadeleye karşın elde edebildikleri pek bir hak yoktur. en sonunda, 8 mart 1908 günü, haklarını alabilmek için son çare olarak greve giderler. ancak patronlar bu greve zalim bir şekilde müdahale ederler. greve giden kadınlar fabrika binasına kilitlenirler. patronlar bu yolla grevin başka fabrikalara sıçramasını engellemek isterler. ancak beklenmedik bir şey olur ve fabrika yanmaya başlar. ne yazık ki yangından fabrikada bulunan kadın işçilerden çok azı kaçarak kurtulmayı başarır yanan fabrikadan kaçmayı ve fabrikanın çevresine kurulmuş olan barikatları aşmayı başaramayan 129 kadın işçi yanarak ölür.

    aynı yıl diğer endüstri kollarındaki kadınlar da mücadeleye devam ederler. kadınların yürüttükleri mücadelenin temelinde seçme ve seçilme hakkı, günlük çalışma saatlerinin, koşullarının ve ücretlendirmenin yeniden düzenlenmesi gibi konular bulunmaktadır. dünya kadınlar gününde bugün de ilk başlarda yapıldığı gibi eşitlik için, bağımsızlık için, politik haksızlıkların ortadan kalkması için, daha iyi yaşama ve çalışma koşulları elde edebilmek için çalışılıyor.

    türkiye'de 8 mart kadinlar günü

    ilk kez 1921 yılında "emekçi kadınlar günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.

    "birleşmiş milletler kadınlar on yılı" programında türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "türkiye 1975 kadın yılı" kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 mart. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından dünya kadınlar günü kutlanmaya başlandı.

    kadınlar 80'li yıllarda 8 mart'ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarını sürdürdüler. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu.

  • muzaffer izgu'nun su an adini hatirlayamadigim bir oykusunde anlatilmistir bu.

    kahramanimiz, otobuse biner. otobus kalabaliktir. yer bulup oturur, kitabini acar. ancak oturacak yer arayan yaslilar ve kadinlarin hedef tahtasi olur, "biz yer ariyoruz, bu oturmus kitabini okuyor" minvalinde soylenirler. bu kez ayaga kalkar, ayakta durdugu yerde rahat okumak icin pozisyon bulmaya calisir, bulur bulmaz da bir eliyle askiya tutunur bir eliyle de kitabini tutar. bu sefer de diger insanlara yaranamaz. "burasi kutuphane mi, git evinde oku, amma israr etti canim" laflari havada ucusur. itiraz etmeye kalktiginda da soforun ve diger baska herkesin tepkisini ceker, darp edilmek uzereyken otobusten kendini zor atar.

    otobuste ondan baska kimse kitap okumamaktadir. buyuk ihtimalle hayatlarinin akisinda kitap okumaya yer de yoktur. bu nedenle adama, belki kendilerinin dahi bilmedigi bir nedenden oturu tepki gostermektedirler.