hesabın var mı? giriş yap

  • -takdir etme yoktur, eğer birisi bir başarıya ulaşmışsa mutlaka hile ile yapmıştır yada şansı rast gelmiştir.

    -tarafsızlık yoktur, ya siyah ya beyaz ya gündüz ya gece kendilerini ilgilendirmeyen bir konuda bile kutuplaşabilirler.

    -disiplin yoktur, herkes biran önce ulaşmak ister düzensizliği düzen yaparlar.

    -hoşgörü yoktur, kendinden olmayan mezhep, din, ırk öcüdür yok edilmelidir derler ya sustururlar ya da kan kusturular.

    -sadelik yoktur, gösteriş olmazsa olmazdır herkes sizden bahsetmelidir.

    -sakinlik yoktur, akdeniz ülkesi olmamızla ilgili olabilir ama hep bir kargaşa hep bir koşturmaca içindeyizdir trafikte, okulda, işte, şehirde, köyde orada burada insanlar her an kavga etmeye hazırdır her an galeyana gelmeye meyillidirler.

    -bireysellik yoktur bencillik vardır ya taraf olursunuz ya bertaraf.

    -sorgulama yoktur, bunu boşver şunu salla gitsin derler allah'ın işi işte deyip işin içinden çıkarlar sorgulamayı anarşizm olarak görürler sorguladığın zaman ise başına geleceklere hazır ol!

  • halihazırda açık cezaevinde olan bu adam 14 nisan 2020 infaz yasasının kabul edilmesiyle birlikte 28 mayıs 2021'de tahliye olacak.
    bu olay gözümüzün önünde yaşandığı için bildiğimiz bir olay. daha bunun gibi nice suçlular bu infaz yasasıyla birlikte tahliye edilecek. bir aileyi katletmenin bedeli 3 yıl mıdır? bütün bunlar olurken hala adalet sistemine güvenmek ne kadar mümkündür?

  • açılın ben geldim. öncelikle, duruma göre değişir. yıkandığı durum da vardır yıkanmadığı durum da.

    önce anlamamız gereken şey makarnayı yıkamak diye bir mefhumun neden olduğu. pişme denilen olayın mantığıyla alakalı olarak bizim makarnada yapmaya çalıştığımız şey her yerden illa bir duyduğumuz şu "al dente" (dişe gelir) pişirmek gereksinimi ya, makbulü o olduğundan dolayı, o al dente kıvamına getirdikten sonra kendi iç ısısıyla pişmeye devam ederek (bu nasıl olur diye soracak olan varsa, siz bir ürünü pişirirken ona ısı enerjisi yüklüyorsunuz ve kütlesi ve içindeki sıvı miktarına göre o ürün bir süre daha o enerjiyi atana kadar pişmeye devam ediyor. daha fazla detay için residual heat ile ilgili bir yazı) bir süre sonra al dente'liğini kaybetmesine engel olmak için pişmeyi o anda durdurmak, ayrıca makarnanın çeperinde sıvı ile şişmiş olan ekstra nişastadan makarnayı arındırmak. bu sayede yıkadıktan sonra hem ideal kıvamını koruyan hem de soğuduğunda birbirlerine çok yapışmayan makarna tanelerimiz oluyor.

    ama bu neden ve hangi durumlarda sakıncalı? şöyle ki, makarnanızı sosladığınız zaman o sosun makarnanıza yapışmasını ve içine çekmesini sağlayan şey de tam olarak bu nişasta. o sebeple o anda pişirip soslayacağınız makarnayı önden yıkarsanız kendi bacağınıza sıkmış olursunuz çünkü yıkanmış bir makarna asla o sosu içerisine çekmez.

    yani bu bilgiler ışığında şöyle diyebiliriz:
    1 paket makarna pişiriyorsanız ve bir oturuşta yemeyecek, o makarnayı soğutup tekrar ısıtacaksanız, yıkamak çok daha mantıklı. hele de bu makarnadan soğuk tüketilecek bir ürün yapacaksanız (örn. makarna salatası) bu makarnayı sudan geçirerek hem al dente'den öteye pişmesini durdurur hem de tane tane salatanın içerisinde kalmasını sağlarsınız.

    1 porsiyon makarna pişiriyor ve onu sıcak tüketmeyi planlıyorsanız paketin üzerinde yazan ideal pişirme sürsesinden 1-2 dakika az pişirip, yalnızca süzdükten sonra son 1-2 dakikalık pişirme işlemini sos içerisinde tamamlayarak sosuyla tamamen özdeşleşmiş, sıcacık, mis gibi al dente bir makarnayı yine yersiniz.

  • charles darwin haklı bence. national geographic'in 3 bölümlük adalar belgeselinin daha başında lan bunlar nasıl evrimleşmişler böyle diye şaşırıp kaldım. belki bundan 200 sene önce yaşasaydım darwin ben olabilirdim. her neyse.

    galapagos adaları bol parçalı bir takımadadan oluşuyor. bundan 500-600 yıl evvel google earth olsaydı adaların ismi yüzde yüz denizatı adaları olurdu. çok benziyor. neyse, bu adaları zaman içinde denize akan lavlar oluşturmuş.

    ada, gerçekten bir gerizekalıya bile evrimi inandıracak nitelikte özellikler taşıyor. birbirlerinin kıçında olmalarına rağmen her adada farklı yer ve iklim farklılıkları var. misal birinin rakımı çok yüksekken diğeri deniz seviyesinde; biri tamamen volkanik kaya kaplıyken diğerinin orta yerinde tatlı su gölü, ekmek elden su gölden yaşayıp gidiyorlar.

    adalarda yaşayan hayvanlar da bu iklim ve yer şartlarına göre zamanla evrimleşmiş. misal dünyada sanırım tek tür olan deniz iguanası bu adaların volkanik kaya kaplı olanında yaşıyor. hayvancağız yiyecek bişi bulamayınca mecburen denize yönelmiş. fakat yaşam şartları süper olan bir diğer adada aynı iguanalar deniz nedir bilmiyor.

    gene adalardan birinde yiyecekler dallarda olduğundan dev kaplumbağaların kabukları yukarı doğru çekilmiş. bu sayede kaplumbağa kafasını nerdeyse 1 metre kadar yukarıya uzatabiliyor. diğer adalarda ise kaplumbağa bildiğiniz kaplumbağa.

    ispinoz kuşları adada binbir türe ayrılmış durumda. avladıkları yiyeceklere göre gagaları evrimleşip şekillenmiş. kimisi fındık kıyabiliyorken kimisi ağacın deliğine çomak sokup kurtçuk avlayabiliyor.

    gene örnek verirsek adadaki birçok kuş türü zamanla kanatlarını küçültüp ayaklarını genişletip türüne aykırı olarak uçmayı bırakıp, dalarak balık avlamaya başlamış.

    şahsen ağzım açık izledim bu adadaki hayvanat maceralarını. bu saçmasapan şartlara eeeh eytere bea deyip çekip gitmek yerine hayvan sayısı boyuna artmakta, zibilyon tane türe -ki bunların hatrı sayılır bir yüzdesi adaya özel şekil değiştirmiş- ev sahipliği yapmakta.

    yakın olsa bi gitmek lazımmış, kısmet.

  • delik çorapla misafirliğe gitmek ve bunu kapının önünde ayakkabıyı çıkarmak üzereyken hatırlamak.

  • bunu söyleyen kabe meydanı genişletme güzelleştirme projesini üstlenen bin ladin grup adlı inşaat firması. kaza göz göre göre geliyorum demiş 500 tonluk dengeleme ağırlıklarını koymayı ihmal etmiş bu gerizekalılar. tabi takdir-i ilahı koyduklarım, zaten bu işlerin fıtratında da bu var. sizin bu fıtratlarınız olduğu sürece 10 sene sonra aklı başında olan hiç kimse islamda kalmayacak.

    edit: imla