hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: yeni tanistiginiz kizi yataga atma suresi

    1. rekorunuz kac.
    benim 3 saat
    (tus koitus exitus ?, 14.05.2013 15:30 ~ 17:26)

    5. dua sandım geldim oç !!!11
    (vipertan ?, 14.05.2013 15:36)

  • uyumak isteyenlerin, karlı bir kış gecesi yalnız olanların ve canı sıkılanların en iyi dostu.

    yaklaşık 4 aydır, her gece bir oyun dinliyorum. kimi zaman uykulu gözlerle, kimi zaman bir bardak filtre kahve eşliğinde, kimi zaman meraklı gözlerle. çok ayrı bir dünya radyo tiyatrosu dinlemek. haberi olmayanlar, dinlemeye yeni başlayanlar için bir kaç tavsiye vermek amacı ile de bu giriyi giriyorum. ayrıca, ufak da bir not düşmek istiyorum, tayfun türkili imzalı her oyun harika ötesi. kendisine ve ekibine binlerce kez teşekkür ediyorum.

    kar yağışının bol, sokakların sessiz, esen rüzgârın uğuldamasının ürkütücü olduğu bir gece yarısı dinlenecek oyunları listelemek istiyorum ilk olarak;

    kar izleri örter
    karlı dağın kralı (şiddetli tavsiye)
    kar yolları tıkadı
    düşen uçağın sırrı (şiddetli tavsiye)
    kış hikâyeleri (şiddetli tavsiye)
    göçük (şiddetle tavsiye ettiğimi belirterek, her dinlediğimde yüreğimi acıttığını da eklemem gerek. madenlerde canını kaybeden o güzel insanlara ne güzel bir saygı duruşu bu oyun. yüreğiniz burkulacak.)

    sıkıcı bir öğleden sonrayı keyifli hale getirecek oyunlar;

    deniz altında 180 gün (şiddetli tavsiye)
    gece treni (şiddetli tavsiye)
    göldeki ceset
    garip bir kaçırma olayı
    huzur apartmanı (şiddetli tavsiye)

    alfred hitchcock imzalı iki öykü dinlediğimi de es geçmemek istedim. hitchcock bunları öykü halinde mi yayınladı, yoksa hitchcock'un bir kitabından mı alıntı bilemedim, yine de bu iki harika öyküyü eklemek isterim. filmlerinde olduğu gibi, hikayelerde de gerilimi sonuna kadar hissedeceksiniz;

    mumyalar
    komşunun hanımı

    son ekleyeceğim öykünün ise ben de yeri epey ayrı. büyük bir şener şen hayranıyım. ne kadar filmi, tiyatrosu varsa izledim, bitirdim. lakin, bir gece yarısı bir hikaye dinlerken çıktı karşıma şener şen. kendisi, radyo tiyatrosu'nda bir kaç karaktere can vermiş. bunlardan birisi yukarıda bahsettiğim 'gece treni' adlı öyküde. diğeri ise;

    iki arkadaş (şiddetli tavsiye)

    3 mart editi: 'göçük' ve 'huzur apartmanı' adlı oyunlar eklendi.

  • nasıl geriye gittiğimizi gösteren konferanstır. şimdi erzurum'da orucu ne bozar konferansları var herhalde.

  • yillar once eskisehir'de okurken, bir yandan da anadolu universitesi'nde iibf'de lab gorevlisi olarak calisiyordum. oturdugum ev visnelik'teydi. bu evin, ev sahibi de odunpazari'nda bir emlakci. hayatimda cok emlakci ile tanistim, iyisine denk geldigim pek soylenemez ama bu herif kotulerin arasinda bir numaraydi. paragoz olmasinin yanisira terbiyesizdi de.

    bir gun, kira vakti geldiginde beni arayip kampuste isi oldugunu, o yuzden o ay bana ugrayip kirayi elden alacagini soyledi. tamam, iyi dedim. saat geldiginde bu yanima geldi konusuyoruz filan, o sirada disardan guvenlik gorevlisi geldi bu herifin plakasini soyleyip "bu aracin sahibi burada mi?" dedi, bu da "benim" diye disari cikti. birazdan soylenerek geri geldi ve soyledigi sey su oldu:

    "neymis, dekanin yerine birakmisiz. ne olacak ? kac para kazaniyo lan bu dekan? benim kadar kazaniyor mu?"

    yani; adamin kafasinda insanlarin degeri kazandigi paraya gore siralanmis durumda. kendisinden az kazanan herkes son derece degersizken, kendisinden daha cok kazanan birinin kopegi olabilir.

    bu hikayenin i. melih gokcek ile dogrudan hic ilgisi yok. dolayli ilgisi ise, turkiye'nin bu tiynetteki adamlari dislamak yerine, onemli mevkilere getiren bir yapiya sahip olmasi. bu sayede bu adamlar, bu tiynetle milletin tepesine binip, kanunsuz, hukuksuz sekilde yagma yapabiliyor. ve yine, israrla, yillardir bu yagmaya devam etmelerine ragmen el ustunde tutulabiliyorlar. tam da bu yuzden, bu secmenler layik olduklari sekilde yonetiliyor, somuruluyorlar. olan da arada yanan yaslara oluyor.

    i. melih gokcek'in odtu arazisinden agaclari kesip, sonra da uzerine "parasi neyse veririz" diye siritarak "al bu da basimizin gozumuzun sadakasi olsun" diyerek, kendisine ait olmayan halkin parasini kafasina gore odtu'ye diyet olarak gonderebilmesini saglayan da tam olarak bu rahatlik.

    kahrolsun bagzi seyler.

  • bugün rüyamda görerek çok etkilendiğim bir durumdur.

    o kadar ilginç geldi ki...
    onu küçükken yaşadığım evden aldım şu an yaşadığım eve getirdim.
    odasını gösterdim. saçlarını taradım.
    bunlar sanırım küçükken özlemini duyduğum şeylerdi.
    bir an gerçek olmasını diledim. küçük yaşta annesiz kalmanın yarası sanırım hiç geçmiyor.
    rüyamda kendimin annesiydim.

    *sözlüğü ankete çevirdinizciler ötede dursun lütfen.

    *sadece bu başlığı okuma zahmetinde bulunanların kendi çocukluğunu evlat edinseydi onunla neler yapacağını merak ettim.
    saygılar selamlar