hesabın var mı? giriş yap

  • değil 18 keçi,sadece üç beş sinek uçsa bile;
    milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.
    bugün bir kaya parçasını verirsin,yarın bir ilçen gider,ondan sonra bakmışsın ülken gitmiş.bugün filistin'de insanlar ölüyorsa,atalarının,nahihan alçı ile aynı zihniyeti taşımasındandır.

  • ana akım rap'çilere baksan "benim kalemim keskin, dudaklarım namlu, lafımı esirgemem, korkum yok kimseden" triplerinde takılırlar ama
    - ya birbirine söverler (diss atıp),
    - ya kendilerini överler (cepte para, altımda limo, yanımda kızlar vb.)
    - ya hayali düşmanı döverler ( sözleri yalan inanmayın, pişman olacak hergele, çıkamaz karşıma vb. *)
    vb. vb. vb.

    arkadaş hiç mi yaşadığınız topluma ilişkin bir şarkı yapmazsınız. adaletsizlikle, pahalılıkla, çocukla, kadınla... bir iki istisna hariç bomboş içerikler.

    ondan sonra şöyle süperim, cesurum, aslanım diye boş muhabbet yapmayın.

    edit: şanıser yapıyor, hakkını yeme diye sayısız mesaj aldım. bir kaç istisna var biliyorum. suya sabuna dokununca insanlar da sanatçıya sahip çıkıyor.

    edit 2: başlığa yazılan ve gönderilen mesajlardaki sosyal içerikli şarkılardan ciddi bir oynatma listesi oluşturulur. gerçi bazı rap şarkıcılarını yakın arkadaşları dışındakilerin tanıdığını zannetmiyorum. ailelerinin dahi haberi yoktur kimi isimlerden. rap müziğin başkaldıran ruhunu yansıtan şarkılar totalde %5'i geçmez.

  • cem yılmaz'ın leman kültür'deki ilk gösterisi dair tüm gösterilerini ve filmlerini defalarca izlemiş bir hayranı olarak merakla beklediğim bu gösterisini izledim. bence, önceki gösterilerinden oldukça farklıydı.

    öncelikle, kendini ve izleyici kitlesini; toplum olarak bir arada huzur içinde yaşamamız için gerekli asgari kurallara uyan, köşeyi dönmek için binbir dolap çevirmeyen ve genel çerçevesini de eski türkiye'nin aşırıcı olmayan, karşısındaki insana karşı sınırlarını bilen ve saygı çerçevesinde iletişimini sürdürmeye çalışan, aklı başında ve eğlenmesini bilen 'makul insan' olarak nitelendirdiği bir şekilde çizdi.

    anladığım o ki, sosyal medyayı yakından takip ediyor ve her aklı başında insan olarak bu toplumsal değişimlerden rahatsız olduğunu fazlasıyla dile getirdi. bu değişimler de, siyasi anlayıştan estetiğe; düzgün türkçe konuşabilmekten kadınların kendi hakları için yıllarca çabalamalarından sonra kendi elleriyle bunları nasıl heba ettiğine; ekonomik krizden kadın-erkek ilişkilerine birçok konuya eleştirel bir şekilde yaklaştı.

    son zamanlarda üzerine çokça konuşulan, 'eğlencesini yitiren ülke'yi, eğlencesini yitirmiş cem yılmaz olarak da kullanabiliriz. eski gösterilerinde, topluma dair yaptığı gözlemler daha bir genelgeçer tespitler(olumsuz anlamda söylemiyorum, kapsayıcı anlamında) iken ve güncelliğini yıllarca korurken ve bunu tam da bir komedyen olarak, ağır dalga geçen ve enerjik-hazırcevap üslupla yaparken,

    bu gösteride; en başta çerçevesini çizdiği 'makul insan'ın, günümüz türkiye'sine baktığında gördüğü ve farkında olduğu güncel tüm olumsuzlukları esprili bir şekilde ele alarak, biraz bilgece ve toplumun bir kesiminin (eski türkiye'nin neşeli insanı) yani karşısındaki kendi kitlesiyle bir dertleşme havası içindeydi.

    cem yılmaz'ın uzun yıllardır, 'eğitim şart' sloganı, 'faruk eczanesi - toplumda bilmiyorum diyen mi var?' tespiti, do not disturb filminde insanlara hayat tavsiyeleri veren dünyadan bihaber karakter ve profesör ile ayzek'in hiçbir şekilde anlaşamıyor olmasının altında yatan temel sebepler üzerinden, aslında ülkenin büyük problemlerinin altında yatan sebeplere dikkat çekmeye çalıştığını düşünmekteyim. bu son gösteride dediği üzere, kendisinin bir insanda dikkat ettiği, 'tamam güzel de ne anlatıyor bu adam?' yani güldük eğlendik ama dişe dokunan bir şeyler söylüyor mu? anlayışını kendine de temel bir motivasyon edinmiş. bu son gösteri de, verdiğim örneklerin altında yatan çabanın son halkası.

    altında yatan bu ciddi motivasyon mu, anlattıklarının aslında hepimizin farkında olmamız mı, bunların trajikomik olması mı, kaybettiğimiz şeylere üzülmekten dolayı mı bilmiyorum; çok güldüğüm yerler olmasına ve çok keyif almama rağmen, eski gösterilerindeki o dolu dolu eğlenceyi bulamadım. bu, kötü olduğu anlamı taşımıyor fakat bir standup gösterisi olarak düşünürsek, benim için, cem yılmaz'ın tüm gösterileri arasında dördüncü ya da beşinci sırada diyebilirim.

  • tutankamon, mısır'da yoğun bir dini karmaşanın hüküm sürdüğü dönemde yaşadı. tutankamon'un tahta çıktığı yıldan önce, büyük bir olasılıkla babası olan akhenaton, geleneksel tanrıları reddedip, güneş tanrısı aten'i kabul ederek ülkeyi alt üst etti. yanı sıra mısır'ın tüm mal varlığını teb'den amarna'ya taşıdı. akhenaton m.ö. 1336'da öldü. varisi smenkhare da ondan 2 yıl sonra öldü. böylece krallığın başına akhenaton'un ikinci karısı kiya'dan olan, 10 yaşındaki oğlu tutankhamon geçti. tutankhamon, yine 10 yaşındaki üvey kız kardeşi ankhesenamon ile zaten evliydi ve tahta m.ö. 1332'de geçti. tutankhamon'un hükümdarlığı döneminde, eski tanrılar yine ihtişamlı günlerine geri döndüler ve kraliyete ait tüm mal varlığı yine teb'e taşındı. bu aşamada, genç firavun ölünceye kadar onun adına ülkeyi hırslı hizmetçileri aye yönetti.

    tarihte cok fazla oneme sahip olmayan, bu firavunun digerleri kadar hatta daha fazlasıyla un yapmasının sebebi mezarı acıldıktan sonra bununla ilgilenenler insanların ardıardına olmesi idi. mezarı ilk bulundugunda kazıyla ilgilenen howard carter ve lord carnarvon -kazıdan 5 hafta sonra ölerek, olayın gizemini baslatan mısır biilimcisi- şu manzarayla karsılastı;
    tutankhamon, üç bölümden oluşan bir tabutta yatıyordu. dıştaki iki bölüm, altın işlemeli tahta çerçevelerden yapılmıştı. iç bölüm ise 110,4 kg'lik saf altından... tutankamon'un başında altından bir maske vardı. mumyasının üzeri ve tabut, mücevherler, muskalarla süslüydü. tabut ve taş lahit, altın işlemeli tahtalardan ve bez parçalarından oluşan dört kabir ile çevriliydi. mezarı oluşturan diğer odalar, savaş arabası, silahlar, elbiseler ve mobilyalar gibi değerli eşyalarla doluydu.

    carter'ın tutankamon'un mezarındaki 3.500'ü aşkın parçayı çıkarması ve listelemesi 10 yılını aldı. tutankamon'un mezarı krallar vadisinde hic bozulmadan kesfedilen tek mezardır.